Kupa niye eve gelmiyor?
Ama bir gerçek var ki; o da İngiliz takımı averaj bir takımdır. Olağanüstü ve bol şanslı bir turnuva olmadıktan sonra “It is not going to come home again” (Kupa yine eve gelmeyecek).

Fotoğraf: Emin Sansar/AA
Arif BEKTAŞ
Londra
EURO 2024’te İngiltere ilk maçına çıktı. Rakibi fiziksel gücü ile öne çıkan ve hiç de hafife alınmayacak Sırbistan’dı.
Maçın ilk yarısında oyun üstünlüğünü sağlasa da ikinci yarıda gerçek ortaya çıktı. İngiltere’nin averaj bir takım olduğu bir kez daha görüldü.
Kibir ve çok bilmişlik işe yaramıyor. 1966’da kazandığı Dünya Kupası’ndan bu yana hiçbir kupa kazanamamış olan İngiltere, iki yılda bir ya Dünya ya da Avrupa Kupası için “It is comming home/Kupa eve geliyor” sloganı atarak, kupayı kazanacağını maçlara başlamadan ilan ediyor. İddialı olmak iyi güzel de, “İngiliz kibri” çekilecek dert değil.
Bunu niye yapıyorlar? Kulüpler Avrupa’da oldukça başarılı. Liverpool, Manchester United, Manchester City, Chelsea ve Arsenal bu başarıları en çok elde eden takımların başında geliyor.
REKOR PARALAR İŞE YARAMIYOR
Ama bu takımların başarıları İngiliz futbolunun başarısı olduğunu söylemek zor olur. Çünkü para iş yapıyor. Her yıl Premier Lig takımlarının futbolcular için harcadığı paralar rekor kırıyor. Kulüpleri satın almış Arap sermayedarları, basıp parayı iyi futbolcuları alıyor ve sahaya sürüyor. Örneğin Manchester City. Menajer Guardiola’nın oyuncularının büyük bir bölümü dünyanın dört bir tarafından ve en iyileri üstelik.
Aslında son 40 yıldır bu böyle. Böyle olunca da “It is comming home” bir türlü olmuyor. Örneğin Liverpool’un başarısı yabancı oyuncularla oldu. Bir ara Fransız Menajer Arsene Wenger döneminde Arsenal hiçbir İngiliz oyuncu barındırmıyordu. Premier Lig'de ve Avrupa’da deli rüzgarlar estiriyordu. Chelsea ve Manchester United’da da benzer manzaralar vardı. Bunun temel sebebi, Rus, Arap ve Amerikalı büyük sermayedarların ve baronların kulüplere çökmüş olmasıdır. Böyle olunca, kulüplerin başarısı milli takıma elbette yansımıyor.
İngiltere milli takımına çağrılan futbolcuların bir bölümü, oynadıkları kulüplerde yer yer yedek klübesinde bekliyorlar. Harry Kane, golcü olarak sahaya sürüldüğü ilk yarıda 1 defa ve ikinci yarıda 8 defa topa dokundu.
Sahada en iyi olan oyunculardan Saka, Alexander Arnold ve maçın tek golünü atan Bellingham oyundan alınıp yerine başka oyuncular sahaya sürüldü. Tecrübeli ve yetenekli bu oyuncuların yerine alınan oyuncular da hemen hemen onların ayarında. Fakat genel olarak aslında İngiliz takım oyuncuları hepsi aynı ayarda ve averaj bir takım.
Ama bu gençlere çok büyük hedefler koyduruyorlar. Kupanın eve geleceğini turnuva başlamadan ilan ediyorlar. Turnuvadaki diğer takımlara bakınca, bu çocukların işinin çok zor olduğunu söylemek mümkün.
On yıllardır peşinen “It is comming home” diyerek hem futbolcularda ve hem de taraftarda büyük umutlar yaratılırken, zaman geçtikçe ve kupa kazanılmadıkça işler iyice çıkmaza giriyor. Büyük yükü omuzlarında hisseden futbolcular ise resmen sahaya dizleri titreyerek çıkıyor. Çünkü onlardan kupa bekleniyor. Ama bir gerçek var ki; o da İngiliz takımı averaj bir takımdır. Olağanüstü ve bol şanslı bir turnuva olmadıktan sonra “It is not going to come home again” (Kupa yine eve gelmeyecek).
Evrensel'i Takip Et