Zoraki bir konferansın ardından…
İsviçre Bürgenstock’da sergilenen dev kadrolu ‘barış’ tiyatrosu, düzenleyicileri aksini iddia etse de oldukça başarısızdı ve diplomatik mahirlik bunu pek de gizlemeye yetmedi.
Fotoğraf: Keystone/EDA/POOL/Michael Buholzer/AA
Haydar SANCAR*
Basel
Bütün ‘oyuncuların’ nerede ve nasıl konumlanacağı önceden en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, en iyi görüntü verilecek açı da tespit edilmişti. Memnun yüz ifadeleri diplomatik ve biraz da zorlama sözcüklerle izah edilmeye çalışılsa da bir fotoğraf karesinden öte bir anlam taşımadı basına servis edilen görüntülerde. Mahirlik gerektiren ince işlerin hedeflenen sonucun başarısızlığını perdelemekte işe yararlılığının farkındalığı İsviçre diplomasisi eliyle iyi dokunmuştu. Ama Bürgenstock’da sergilenen dev kadrolu ‘barış’ tiyatrosu, düzenleyicileri aksini iddia etse de -abartıp fiyasko demeyelim ama- oldukça başarısızdı ve diplomatik mahirlik bunu pek de gizlemeye yetmedi.
Haftalar öncesinden başlayan vitrin çalışması, nabzı her gün tutulan politikacı borsası, lüks yerleşkede ‘seçkin’ politikacılara sunulan olanaklar, binlerce kişilik koruma kalkanı, giriş-çıkış ve uçuş yasağı, alışılageldiği üzere tam da İsviçre’ye özgüydü. Basında Rusların siber saldırılarla tüm bilişim sistemini çökerteceği yaygarası ve alındığı söylenen önlemler bilim kurgu senaryolarını aratmadı ve tabloyu tamamladı. Davet edilen 160 ülkeden 90’ı konferansa katıldı ve konferans gündemlerinden bağımsız bir çetele tutulacak olsa bu 90 ülke katılımcısının hepsinin, altına gayrısız imza atacağı tek ‘tutarlı’ sonuç eksiksiz ağırlanmaktan duydukları memnuniyet olurdu herhalde…
ENSE YOKLAMA KONFERANSI
Yoğun bir politik ense yoklamanın yaşandığı konferans öncesinde ağırlıklı olarak Putin’in konferansı engellemek üzere her şeyi yapacağına dair fikri hakimiyetin öne çıkarılmaya çalışıldığı dönemde Çin -ki katılmasına çok önem verildiği söyleniyordu- konferansa katılmayı reddetmiş ve akabinde 23 Mayıs tarihinde Çin Komünist Partisi MK Üyesi, Dış İşleri Bakanı Wang Yi, Brezilya Devlet Başkanı Başdanışmanı Celso Amorim ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Ukrayna’da barış koşullarının sağlanabilmesi için 6 maddelik bir bildirge yayımlamıştı. Çin ve Brezilya’nın ortaklaşa yayımladığı bu bildirge aslında Bürgenstock konferansı öncesi bir pozisyon belirlemeydi. Ki bu bildirgenin ana vurgusu da Rusya ve Ukrayna’nın eşit koşullarda katılacağı ve ikisinin de tanıyacağı; uygun bir zaman diliminde yapılacak olan uluslararası bir barış konferansının destekleneceği üzerineydi. Bu vurgu Rusya’nın katılımını devre dışı bırakan Bürgenstock çağrısına açık cevaptı aynı zamanda.
Suudi Arabistan konferansa bakan düzeyinde katılırken, Güney Afrika ve Brezilya’nın son ana kadar bekleyip sadece diplomatik temsilcilerle katılışı bu tutuma destek niteliğindeydi. Her ne kadar İsviçre Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis davet kapısını Rusya’nın kendi tutumuyla kapattığını söylese de konferansa en başından itibaren Rusya’nın çağrılmayacağı belliydi ve bu kıta Avrupa’sının genele dikte ettirmeye çalıştığı bir eğilim olarak göze çarpıyordu. Nihayetinde savaş cephesinde onlar da vardı.
Ancak konferans başlamadan önce son salvo Putin’den geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığında yaptığı açıklamada Putin, gerçekçi bir barış görüşmesinin başlama koşulunu Ukrayna’nın Rusya’nın ilhak bölgesi olan Donesk, Lugansk, Herson und Zaporijya bölgelerinden askerlerini çekmesine ve NATO üyeliğinden vazgeçildiğinin resmi olarak ilan edilmesine bağlayarak, İsviçre konferansına da sinyal vermiş oldu. Konferans sürecini takip eden Rus basını ise, katılımcı ülke sayısını ve hangi mevkide katılımcıyla temsil edildiğini hesaba katan değerlendirmelerle alaya alırken, Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise konferansı zaman kaybı ve absürt bir toplantı olarak niteledi.
ARANAN BARIŞ BULANAMADI
Nihayetinde Birleşmiş Milletler Kuruluş Sözleşmesi’nin baz alındığı söylenen ve iki gün süren Brügenstock konferansı sonucunda adı geçmeyen tek şeyin aranan barış olduğu ortaya çıktı. Öyle ki katılımcı 57 devlet başkanı ve 29 bakanın üzerinde hiçbir şekilde mutabakat sağlayamadığı barış koşullarının ne olduğuna dair ayrıntı verilmeden, 84 ülkenin imzacısı olduğu 3 maddelik mutabakat metni basına duyuruldu. Konferans katılımcısı ülkelerden Ermenistan, Bahreyn, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Kolombiya, Libya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Surinam, Tayland ve Birleşik Arap Emirlikleri ise bu sonuç bildirgesine imza atmaktan imtina ettiler.
Rusya’nın, yapılacaksa eğer diğer etaplara hangi koşullarda çağrılacağına dair ülke temsilcileri arasında bir mutabakatın da ortaya çıkmadığı konferansta, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy zor duruma düşmüş ülke profili vermekten kaçınmaya gayret etti. Konferansın ikinci etabının ABD seçimleri öncesinde yapılmak istendiğine dair genel bir eğilimin varlığı ise konuşulur durumda. Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a çıkma ihtimali bu ikinci tur eğilimine hız kazandıracağa benziyor.
HEDEFLEDİĞİ SONUCU DOĞURAMADI
İlan edilen sonuç bildirgesinden de anlaşılacağı üzere, daha çok Rusya’nın izole edilerek baskı altına alınmasına dönük referanslar taşıyan bu konferans, hedeflediği biçimde bir sonuç doğurmadı. Bırakın Rusya’yı açıktan mahkum ettirmeyi, çatışma alanlarındaki duruma ilişkin somut tek madde üzerinde dahi mutabakat sağlanamadı.
Merkezi Avrupa ülkelerinin Asya, Afrika ve Güney Amerika kıtasından ülkeleri de müdahil edip bir konsensüs yaratarak, Rusya ile NATO şemsiyesi altında savaşan güçler olarak ülkeler kalabalığında kendilerini kaybetmeye çalışılması girişimi şimdilik pek de dikiş tutmuşa benzemiyor. Çin ve diğer BRICS ülkelerinin tutumu ise Avrupa ülkelerinin bu yönlü umudunu bayağı bir zorlar nitelikte ve bu koşullarda bu tutumun değişeceğine dair bir veri de görünmüyor.
Çin’in öncülük edeceği alternatif bir barış konferansı ihtimali dahi, Avrupalı güçleri ikinci tur için aceleci davranmaya zorlayabilir. Konferansın girişimcisi ve ev sahibi olan İsviçre açısından da zoraki bir başarı öyküsüne ihtiyaç vardı ve bu hikaye satın alınarak Devlet Başkanı Viola Amherd eliyle piyasaya sunuldu.
* İsviçre Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Başkanı