Bayramda tatil yüzü görmeyen emekçiler: Temmuzda mutlaka ücret zammı olması gerekiyor

İzzettin AKIN
İstanbul

Sıcaklıkların arttığı, havaların ısındığı bu dönemde evlerinde bunalan yurttaşlar soluğu açık alanlarda alıyor. İstanbul’un Esenyurt ilçesinde yaşayan emekçilerin en fazla gittikleri yerler de parklar. Dokuz günlük bayram tatili nedeniyle geçen senelere göre parklardaki kalabalık kısmen azalsa da yine de tatile çıkamayan bir insan yığınından bahsedilebilir. Üstelik bayram arifesinde henüz mesai saatleri bitmeden gittiğimiz göz önüne alındığında, ilerleyen saatlerde kalabalığın daha da yoğunlaşacağını tahmin etmek yanıltıcı değil.

Kimisinin mangal yaptığı, kimisinin semaverde çay hazırladığı, kimisinin sevgilisiyle oturup sohbet ettiği parktaki yurttaşlarla, hükümetin asgari ücrete temmuz ayında zam yapılmayacağına ilişkin açıklamalarını konuşuyoruz.

"YILLARCA DÜĞÜN BORCU ÖDEYECEĞİZ"

Akif henüz 22 yaşında, elektrikçi, kendi işini yapıyor. Çocukluğundan beri çalıştığını söylüyor. Yalnız başına kirada oturuyor. 7 bin 500 liralık kiranın yanı sıra 1600 lira da aidat ödüyor. Bu halde geçinmenin çok zor olduğunu söylüyor: “Abi maaşlara zam geldiği zaman anında markete, pazara da zam geliyor, böyle olduğu zaman alım gücümüz yine değişmiyor, hatta düşüyor...”

“Enflasyonun yüksek olmasının sebebi marketler mi hükümetin uyguladığı politikalar mı?​” Akif her ikisinin de sorumlu olduğunu düşünüyor. Hükümetin yoksulları düşünmediği gibi marketlerin de fırsatçılık yaptığını belirtiyor. Yanındaki sevgilisiyle evlilik planı yapıyorlar. Ekonomik zorluklar nedeniyle düğün yapmanın da zorlaştığını belirten Akif, “Düğünden sonra kim bilir kaç yıl borç ödeyeceğiz” diyor.

BEŞ LİSE BİR EYLEM

6-7 kişilik bir gruba denk geliyoruz. 10 yıldır inşaat işçiliği yapan 25 yaşındaki Nurullah grup adına konuşuyor. Ücretinin asgari ücretin üstünde olduğunu ancak asgari ücrete zam yapılmadığı zaman kendi ücretlerine de zam yapılmadığını ifade ediyor. “Aslında elime az para geçmiyor ama paranın da kıymeti yok ki artık” diyor.

Tehlikeli iş yaptıklarını dile getiren Nurullah, “İş kazaları çok sık yaşanıyor. İş kazası geçiren biri malulen emekli edilse alacağı 10 bin. 10 bin lira ile geçinmek mümkün değil” diyor.

Esenyurt’ta 5 lisenin bir arada olduğu ‘kampüs lise’ projesinde çalışan ve haklarını alamadığı için eylem yapan işçilerden biri aynı zamanda Nurullah. İlk defa sorunlarını dile getirdiklerinde mafyavari bir tavırla karşılaştıklarını anlatan Nurullah, inşaat alanına sendikaların gelmesiyle haklarını alabildiklerini ve bu deneyiminden yola çıkarak işçilerin sendikalı olması gerektiğini söylüyor. Ona göre bir işçinin görece iyi koşullarda yaşayabilmesi için en azından 50 bin lira alması gerekiyor. Hükümetin de 17 bin lira ile geçinmenin mümkün olmadığını bildiğini ama insanları sosyal yardımlara mahkum ederek kendine bağladığını söyleyen Nurullah, “Yani hükümet, bile isteye zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapıyor” diyor.

"BAŞTAKİLERİN DEĞİŞMESİ GEREK"

Ahmet eşi ve 6 aylık çocuğuyla parka gelmiş. Evde sadece o çalışıyor ve asgari ücret alıyor. Kayınvalidesinin evinde yaşadığı için kira vermiyor. “Temmuz ayında mutlaka zam olması gerek” diyor. O da çocuk yaştan beri çalışanlardan. Onun da beklentisi en düşük ücretin 50 bin lira civarı olması. Hükümetin bilinçli olarak yoksulu daha yoksul kılan politikalar izlediğini ve bu nedenle baştakilerin değişmesi gerektiğini vurguluyor.

Çocukları hastalandığında özel hastaneye götürdüklerini anlatan Ahmet, “Çünkü devlet hastanesinde yeterli ilgiyi göremiyoruz. Her şey için vergi veriyoruz ama bu vergilerin karşılığını alamıyoruz” diyor. Ahmet bebekleri için belediyeden sosyal yardım talebinde bulunduklarını ancak destek görmediklerini söylüyor.