20 Haziran 2024 14:03

EMEP'ten Mülteciler Günü'nde ortak mücadele çağrısı

EMEP, Dünya Mülteciler Günü'nde yerli ve mülteci emekçilerin ortak mücadelesinin önemine dikkat çekti, savaşa ve yoksulluğa karşı enternasyonal mücadele çağrısı yaptı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Emek Partisi (EMEP), 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, mültecilere yönelik artan düşmanlık, yoksulluk ve savaşın etkilerine dikkat çekti. EMEP, yerli ve mülteci emekçilerin ortak mücadelesinin önemini vurgularken, mevcut sistemin emekçileri nasıl sömürdüğünü ortaya koydu.

ARTAN DÜŞMANLIK VE MİLLİYETÇİLİK

Açıklamada, dünyada artan savaş ve şiddet olaylarının yanı sıra, mültecilere yönelik düşmanlığın da milliyetçilik ve yabancı düşmanlığına yol açtığı belirtierek, emperyalistlerin savaş yatırımlarını artırdığı ve sınırların mültecilere kapatıldığı bir dönemden geçildiği vurgulandı. ABD’nin Meksika sınırına ördüğü yüksek güvenlikli duvarın çözüm getirmediği belirtilirken, "Avrupa ülkelerindeki seçim sonuçlarında aşırı sağın ciddi oylar alıyor olmasında mülteci düşmanlığının da etkisi büyük. Bu düşmanlığın emekçilerin çıkarına bir gelişme olmadığı yaşanan yoksulluktan görüldüğü üzere açıktır" ifadelerine ger verildi.

Fransa’daki aşırı sağın emekçilerin ücretlerinin artması, zenginlik vergisi ve işsizlik maaşı yasa tasarılarına karşı çıktığı hatırlatılarak, bu politikaların yoksulluğu artırdığı ve mülteci düşmanlığının iki yüzlülüğünü ortaya koyduğu belirtildi. Ayrıca, İngiltere’nin Ruanda planı, sermayenin planlı vahşi örneklerinden biri olarak değerlendirildi.

TÜRKİYE'DEKİ DURUM

Türkiye'de emekçilerin orta vadeli ekonomik saldırı programının yükü altında ezildiği, mültecilerin ise ücretlerin baskılanmasında araç olarak kullanıldığı ifade edilen açıklamada, "Türkiye’de yerli ve mülteci emekçiler aynı sömürü çarkının altında eziliyor. Ortadoğu’dan Türkiye’ye, Türkiye’den Avrupa ve Amerika’ya göç akışı devam ediyor. 2022'de Türkiye'den başka ülkelere göç yüzde 62,3 arttı. 2022'de Türkiye'den yurt dışına göç edenlerin sayısı 466 bin 914'e ulaştı. Göçmenler için çalışma ve yaşama koşulların ağırlığı, milliyetçi ve ırkçı politikalar, AKP’nin iç ve dış politikaları bu tablonun birincil kaynağıdır. İnsanca yaşamın koşullarını sağlamak bu akışa kapılmak ya da düşmanlaştırmaktan değil savaş ve yoksulluğa karşı emekçilerin enternasyonal mücadelesini örgütlemekten geçiyor" denildi.

FİLİSTİN VURGUSU

EMEP'in açıklamasında bu yılki Dünya Mülteciler Günü’nün aynı zamanda İsrail’in Filistin üzerindeki soykırımı ile karşılandığı ifade edilerek, emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği desteğin ölüm ve zulmü artırdığı belirtildi. Açıklamada emekçiler ve gençlerin, Siyonist işgallere karşı ayağa kalkması gerektiği vurgulandı.

GERİ KABUL ANLAŞMASI VE AB FONLARI

2013’te AB ile Türkiye arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşmasıyla Türkiye’nin mülteciler için güvenli olmayan bir hapishaneye dönüştüğü ifade edilen açıklamada, Avrupa Sayıştayı’nın, 2023’te paranın nasıl harcandığına dair soruların yanıtsız kaldığını bildirdiği belirtildi. Açıklamda, "2016-2024 yılları arasında üçüncü ülkeye gönderilebilen Suriyeli sayısı sadece 66 bin 876’dır! Diğer yandan sadece 1 yılda 141 bin 187 mülteci sınır dışı edildi. Emperyalist devletler sorumlu oldukları yoksulluk ve ölümlerden, kan parası vererek kurtulamazlar! ‘Milli servetimizden önemli pay alıyorlar’ demagojisinin ardında gizlenen tabloda patronların kayıt dışı sömürüsü, devlet bütçesinden aldıkları milyarlarca dolarlık teşvikler ve iş cinayetleri düzeni yatmaktadır" ifadelerine yer verildi.

OVP VE İŞ CİNAYETLERİ

Orta Vadeli Program’da mültecilerin kayıtlı çalışmasının sağlanacağı belirtilirken, bunun kayıt dışı sömürüyü önlemek değil, sömürüyü kayıt altına almak amacı taşıdığı ifade edildi. 2013 ile 2022 yılları arasında en az 828 göçmen/mülteci işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada sendikaların mülteci işçileri örgütlemekte yetersiz kaldığı şu şekilde eleştirildi:

"Sendikalar ‘Kayıtlı değil üye olamıyor’ veya ‘Bizim iş kolunda mülteci çalışmıyor’ diyerek mülteci işçileri de örgütleme mücadelesine girişmiyor. Oysa sermayenin mülteci işçiler üzerindeki planı onları da formel sektörlere kayıtlı biçimde sokmak ve yerli işçilerden daha ucuza çalıştırmak üzeredir. Sınıf mücadelesinin bir bütün olarak düşünmeyen ‘Öncelik yerli işçi’ diyen sendikacılar açısından bile yerli işçinin hakkını korumak bu uzun vadeli sömürü planına karşı harekete geçmek elzemdir."

MÜCADELE ÇAĞRISI

EMEP, mülteci ve yerli işçilerin birlikte hareket etmesini sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi gerektiğini belirterek Dünya ve Türkiye’deki ekonomik koşullar altında mültecilerin yerlilere karşı bir tehdit olarak gösterilmesine karşı çıkılması gerektiğini vurguladı. EMEP, savaş ve yoksulluğun gölgesinde karşılanan 20 Haziran’da mücadeleyi büyütmek için örgütlenme çağrısını yineledi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Yolbulan Metal’de grev başladı

SONRAKİ HABER

Bütçeden faize 475 milyar lira ayrıldı, sanayiye teşvik beşe katlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa