Sağlık örgütleri: Orman yangınları halk sağlığı sorunlarına yol açmaktadır
Orman yangınları ile ilgili açıklama yapan sağlık örgütleri, yangınların halk sağlığı sorunlarına yol açtığını vurgulayarak; orman yangınlarını durduracak adımların bir an önce atılması çağrısı yaptı.
Fotoğraf: DHA
Diyarbakır ve Mardin başta olmak üzere çok sayıda ilde meydana gelen orman yangınlarına ilişkin açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Ankara Tabip Odası (ATO) yangınlarda yaşamını yitiren yurttaşlara başsağlığı diledi. Orman yangınlarında çok katmanlı ve hızlı müdahaleye ihtiyaç duyulduğunun hatırlatıldığı açıklamalarda, orman yangınlarını durduracak adımların bir an önce atılması çağrısı yapıldı.
"ÖNLEMLER BİR AN ÖNCE ALINMALI"
Türk Tabipleri Birliği (TTB): Son günlerde Adana, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Elâzığ, Denizli, Diyarbakır, İzmir, Manisa, Mardin, Muğla ve Uşak'ta çıkan orman yangınlarını endişeyle takip ediyoruz. Yangınlar nedeniyle yaşamını yitirenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Doğaya, canlılara ve yerleşim yerlerine zarar veren orman yangınlarının bir diğer etkisi ise yangınından kaynaklanan dumanın içinde bulunan, kanserojen özellikteki parçacık maddeler nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Rüzgârın da etkisiyle yayılan dumanlar hem yangın alanında çalışan emekçileri hem de yakın çevrede yaşayanları olumsuz etkilemektedir. TTB olarak orman yangınlarını durduracak ve ekolojik yıkımı önleyecek adımların bir an önce atılması çağrımızı yineliyoruz."
"YANGINLARIN SEBEPLERİ ARAŞTIRILMALI"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES): "Diyarbakır Çınar ve Mardin'in Mazıdağı ilçeleri arasındaki bölgede çıkan yangının bir çok köyü etkisi altına aldığı ve çok sayıda ölü ve yaralı olduğu haberleri geceden itibaren bizlere ulaşmaya başladı. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Yaralılara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Öğrendikten sonra yangın bölgesi ve yakın illerdeki hastanelerin acil servislerine destek amaçlı üyelerimize çağrıda bulunduk. Bayram tatili olmasına rağmen yönetici, temsilci ve üyelerimiz seferber olmaya çalıştılar. Duyarlılık göstererek çağrımıza uyan ve hastanelere koşan tüm sağlık emekçilerine teşekkür ediyoruz. Yine son günlerde Adana, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Elâzığ, Denizli, Diyarbakır, Siirt İzmir, Manisa, Mardin, Muğla ve Uşak'ta çıkan orman yangınlarını endişeyle takip ediyoruz. İnsanlarımızın yaşamını yitirdiği, onlarcasının yaralandığı, on binlerce canlının yaşamına mal olan, doğayı tüm canlılar için yaşanmaz kılan bu olayların sebepleri araştırılmalıdır. Ekolojik yıkımı önleyecek adımların bir an önce atılması çağrımızı yineliyoruz. Yine böylesi olaylara karşı hastanelerde ki yanık ünitelerinin eksikliği belirgin bir şekilde açığa çıkmıştır. Bu eksikliğin giderilmesinin takipçisi olacağımız bilinmelidir."
"ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE HIZLI İŞLETİLMESİ GEREKEN BİR SÜREÇ"
Ankara Tabip Odası (ATO): "Ülkemiz; Çanakkale, Elâzığ, Denizli, İzmir, Manisa, Muğla ve Uşak'ta çıkan orman yangınlarıyla sarsılmışken, Diyarbakır'ın Çınar ilçesi ile Mardin'in Mazıdağı ilçeleri arasındaki alanda çıkan yangında 11 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 78 yurttaşımızın yaralandığı bilgisi basına yansıdı. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. En önemli doğal kaynaklarımızdan olan ormanlarımızın yanıp kül olması, orman sürekliliğini tehlikeye sokarken, çevre ve halk sağlığı açısından ciddi riskler teşkil etmektedir. Özellikle batı ve güney bölgelerde mevsimsel sıcaklıklarının arttığı dönemlerde insan kaynaklı orman yangınları hemen her yıl tekrar etmektedir. Türkiye, her yıl yüzlerce hektar orman alanını kaybetmektedir. Orman eko-sisteminde ve yaban hayatında yaşanan ağır tahribat nedeniyle biyolojik çeşitlilik büyük ölçüde zarar görmekte, ormanların birçok fonksiyonu yok olmakta, ekolojik dengeyi bozacak sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Orman yangınları, halk sağlığı sorunlarına yol açmaktadır. Yangınlara maruz kalan solunum veya kardiyovasküler hastalıkları olanlar, çocuklar ve yaşlılar, hamile kadınlar, açık havada çalışmak zorunda olan işçiler gibi belirli yaş grupları ve belli topluluklar, karbon monoksit, hidrokarbonlar, organik kimyasallar, azot oksitler ve eser mineraller gibi binlerce kirleticiden olumsuz etkilenmektedir. Kalp damar yetmezliği, yerleşik kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım veya amfizem gibi hastalıkları olan kişiler, dumanlara ve zehirli gazlara daha açıktır. Orman yangınları ile mücadele çok katmanlı ve hızlı işletilmesi gereken bir süreçtir. Yetkililer; kamu yararı doğrultusunda, şirketlerin çıkarlarını değil, liyakati esas alarak müdahale politikaları oluşturmalıdır. Konunun uzmanları olan meslek örgütlerinin onlarca yıllık birikimi ve önerileri dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda TMMOB'un Yangın Raporu'ndaki önerilerinden bazılarını bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyoruz:
- Her ne kadar ormanların korunması görevi yasalarla Orman Genel Müdürlüğü'ne verilmiş olsa da yangın sırasında yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, diğer kamu kurum ve kuruluşları koordineli bir çalışma yürütmeli, gerekmesi durumunda yerel halk ve gönüllülerin çalışmalara hangi çalışmalara nasıl dahil edilebileceğini planlanmalıdır.
- Yangının ortaya çıkma koşullarının ortadan kaldırılabilmesi için orman köylerinde ve kasabalarında yaşayan halkın ve kamu görevlilerinin yangın çıkmaması için neler yapılması ya da yapılmaması gerektiği konusunda eğitimi kadar kasıtlı olarak çıkarılan yangınlar için ağır cezai yaptırımlar uygulanması da önem taşımaktadır.
- Yangınların önlenmesi çalışmalarında ormancılık sektörü dışındaki arazi kullanımları da (tarım ve mera) dikkate alınmalı, önlemler bütünlüklü olmalıdır.
- Türkiye'de yangınların çoğu anız yangınlarının ormana sıçraması nedeniyle gerçekleşmektedir. Tarım alanları ve orman kesitleri arasında en az 5 metre genişliğinde boşluk bırakılmalı, çiftçiler bu konuda bilinçlendirilmelidir.
- Yangın emniyet yol ve şeritleri, su ikmal havuzları gibi tesislerin yapımı ve bakımı yangın sezonundan önce mutlaka yapılmalıdır.
- Bölgelere ve hassas lokal alanlara göre, coğrafi konum, topoğrafik yapı, ağaç yangın duyarlılığı, toprak yangın duyarlılığı ve meteorolojik parametreler dikkate alınarak yangın tehlike derecelendirmeleri yapılmalı, orman alanlarındaki her türlü yatırımda Çevresel Etki Değerlendirmesi sırasında öncelikli olarak Meteorolojik koşullar dikkate alınmalıdır.
- Orman yangınları genellikle söndürme bakımından gündeme gelmektedir. Entegre yangın kontrolü çalışmaları, yani yangın önleme ve söndürme birlikte ele alınmalıdır. Yangın sadece söndürme olarak ele alındığında, ekonomik sosyal boyutları ile çok ağır sonuçlar yaşanmaktadır. Yanan alanlar ve müdahale şekilleri dikkate alındığında, önleme ve söndürme ile ilgili mevzuatın yeniden gözden geçirilmesi ve bu konudaki yapılanmanın güncellenmesi gerekliliği açıktır." (Ankara/EVRENSEL)