23 Haziran 2024 04:58

Yolbulan işçileri: Pandemide depremde çalışırken ölmediysek grevde hiç ölmeyiz

Yolbulan Metal fabrikasında patronun düşük zam dayatmasına karşı işçilerin başlattığı grev sürüyor. Yolbulan işçisi, “Grev pandemide depremde çalışmaktan zor değil. Hakkımızı grevle alacağız" diyor.

Fotoğraf: Halil İmrek/Evrensel

Paylaş

Halil İMREK
İskenderun

Toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde patronun düşük zam dayatmasına karşı 20 haziranda greve çıkan Hatay’daki Yolbulan Metal işçileri, taban ücretlerinin 30 bin liraya çıkarılmasını istiyor.

İşçiler imzalayacakları toplu iş sözleşmesiyle yeni sosyal haklar talep ediyor. Bankanın verdiği promosyonun kendilerine verilmesi gerektiğini söyleyen işçiler, üç ikramiyenin (90 gün) olmasını istiyor. Bu taleplerle grevde olan Yolbulan işçileri gece demeden gündüz demeden çalıştıklarını söyleyerek, “Pandemide çalıştık, deprem oldu çalıştık. Greve çıkmak, grevde olmak bunlardan zor değil. Hakkımız için sonuna kadar direneceğiz” dedi.

PATRONUN İŞÇİYE REVA GÖRDÜĞÜ YÜZDE 15 ZAM

Yolbulan Metal işçileri, toplu iş sözleşmesi masasında anlaşmazlık çıkmasına neden olan patronun masaya getirdiği teklifi şöyle anlatıyor: “Yılbaşından önce ücretlerimiz 13 bin lira civarındaydı. Asgari ücret 11 bin 402 liraydı. Sözleşme gereği zam olacağı için patron, ‘Size yüzde 50 zam yapıyorum’ dedi. Bizim 13 bin lira olan ücretimiz, 19 bin 500 liraya çıktı. Asgari ücret ise 11 bin liradan 17 bin liraya çıktı. Patron aslında ikinci altı ay için zam vermek istemiyordu. Asgari ücrete paralel yaptığı yüzde 50 zammı yıllık bazda düşünüyordu. Ama sendika ve biz işçiler diretince önce ikinci altı ay için yüzde 10 zam önerdi. Sonra da baktı sendikamız bunu kabul etmiyor yüzde 15’e çıktı. Şimdi de ben işçilere yüzde 65 zam önerdim diyor. Hiç zam yapmasaydı zaten yasal olarak bize asgari ücreti yani 17 bini verecekti. Yüzde 65 dediği olay bu. Aslında bize önerdiği yüzde 15 zam. Bizse yüzde 50 zam istiyoruz. Yani taban ücretimizin 30 bin lira olmasını istiyoruz. Bir de patron yılda bir verdiği ramazan ve kurban parasını, yakacak parasını, var olan iki ikramiye parasını ve vereceği zammı hepsini ekliyor. Patron her şeyi iç içe katıp, ‘İşçinin maaşı 28 bin olacak’ diyor. İşçinin bütün alacakları ile eline geçen paranın 28 bin lira olması övünülecek bir ücret midir? Biz çıplak ücretimizin net olarak 30 bin lira olmasını istiyoruz”

ALDIĞIMIZ ÜCRET HİÇBİR DERDE DEVA OLMUYOR

Yolbulan’da 18 yıldır çalıştığını söyleyen bir işçi, “Pandemi döneminde fabrika hiç durmadı. Deprem oldu, fabrika durmadı, çalışmaya devam etti. Cumartesi çağırdılar çalıştık. Pazar çağırdılar, çalıştık. Fazla mesai demişler kalmışız. Biz Yolbulan’da çalışmaktan başka bir şey bilmedik. Elimize geçen ise asgari ücret. Fabrikada sıkıntı çok ama en önemli sorun ücret. İşçiler olarak fabrikadaki her şeye göğüs gerdik ama aldığımız ücret belimizi büküyor. Çünkü aldığımız ücret hiçbir derde deva olmuyor” diye konuştu.

"İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ"

Bir başka Yolbulan işçisi fabrikada yapılan üretimden bahsederek, “Yolbulan’ın bir fabrikasında ortalama üretim 250 ton civarında. Üç fabrikada ortalama üretim 750 ton eder. Bu Yolbulan’ın günde 750 ton üretim yaptığı anlamına geliyor. Bunu paraya vurduğunda deli para yapar. Ayda ortalama 20 bin ton malzeme çıkar bunu paraya vursan sıfırları atılmış yeni para ile aylık 450 milyon para eder. Bütün işçinin aldığını toplasan ayda 5 milyon etmiyor. Üç fabrikanın birinin parası maliyetlere gitsin net 300 milyon kârı var. Biz işveren kazanmasın demiyoruz ama biz işçiler de bu kadar üretiyorsak. Bari aldığımız ücret açlık sınırının üzerinde olsun istiyoruz. O kadar düşük ücretlere mahkum olmuşuz ki yoksulluk sınırı üzerinde bir ücreti düşünemiyoruz. Bizim istediğimiz aylık net 30 bin lira ücret, insanca yaşamak istiyoruz” dedi.

"HAKKIMIZI GREVLE ALACAĞIZ"

Öz Çelik-İş İş Yeri Temsilcisi Faruk ise, “Ben 20 bin lira para alıyorum. Çıkar bir yere girerim en kötü asgari ücret alırım. Hamallık yapar o parayı gene çıkarırım. Ama biz olmadan bu üretimi nasıl yapacak. Fabrika çalışmazsa işçinin istediği ücreti vermezse bu devasa kârı nasıl elde edecek” dedi.

Başka bir işçi ise, “Pandemi de durmaksızın çalıştık. Depremde çalıştık 12 saat, 14 saat çalıştık. Bir deprem yaşadık hiçbir şekilde patron bize bir yardımda bulunmadı. Bu bölgede işçisine hiçbir yardım yapmayan tek fabrika Yolbulan’dır. Emeğimizin karşılığı olmasa da bizim isteğimiz net 30 bin liradır. İkramiye, sosyal haklar ve mesai ile en azından geçinebilir duruma geliriz. İstediğimiz çok fazla bir şey de değil. Grev ile alacağız. Pandemide ve depremde ölmediysek grevde de ölmeyiz” diye anlattı.

ÖNCEKİ HABER

İstanbul’da kayyuma karşı nöbet 15’inci gününde sürdü

SONRAKİ HABER

Yolbulan işçileriyle dayanışmayı büyütelim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa