Gerici müfredat sofrası
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yemek davetine karılmayacaklarını duyuran Eğitim Sen ve Eğitim İş, "Bakan gerici müfredatı meşrulaştırmaya çalışıyor" dedi.
Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/Evrensel
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eğitim alanında faaliyet yürüten sendika temsilcilerine akşam yemeği davetinde bulundu. Bakan yemeğe Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasını davet etmezken, Eğitim İş ve Eğitim Sen ise yemeğe katılmayacaklarını duyurdu. Yeni müfredatın konuşulacağı düşünülen ancak davetiyede yemeğin amacı ve katılımcıları belli olmayan daveti Eğitim Sen ve Eğitim İş, “Bakan gerici uygulamalarını meşrulaştırmaya çalışıyor” diye yorumladı.
"ÖZEL OKUL PATRONLARININ KATILACAĞI BİLGİSİNİ ALDIK"
Davetin içeriğine dair herhangi bir bilgilerinin olmadığını ifade eden Eğitim Sen MYK Üyesi İzzet İldeş, “Müfredata ilişkin ilk başından beri görüşlerimiz dikkate alınmadı. Bakan müfredat Meclisten geçtikten sonra bizimle konuşuyor. Yani iş işten geçtikten sonra. Üstelik yemeğe özel sektör okullarının patronlarının da davet edildiği bilgisini aldık. Biz eğitimin kamusal ve parasız olması gerektiğini savunan bir sendikayız. Özel okul patronlarının buraya davet edilmesi ve eğitimin paydaşı olarak görülmesi de bize önümüzdeki dönem eğitimin gideceği yer açısından bir ipucu veriyor. Bu nedenlerle bu davet bizim katılabileceğimiz bir davet değil. Biz paydaşı olduğumuz tüm alanlardaki sorunları Bakan ile birlikte, ciddi şekilde müzakere edebilecek toplantılar talep ediyoruz. Ancak Bakan bize her seferinde göstermelik bir davet ve davetin sonunda çekilen bir fotoğrafla ‘Sendikaları da yanımıza aldık’ görüntüsü vererek meşrulaştırmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
"İŞ BİTTİKTEN SONRA SORUYORLAR"
Önümüzdeki günlerde öğretmenlerin mesleki çalışma programına katılacaklarını hatırlatan İldeş, “Bu seminerlerde öğretmenlere sorular dağıtılıyor. Bize gelen bilgiye göre yeni müfredata uygun kitapların yüzde yetmişi basılmış. Bu noktada öğretmenlerden alınan görüşlerin de bir anlamı yok. Ancak bunu da ‘Eğitimin bileşenlerinden görüşler alarak süreci tamamladık’ demek için yapıyorlar. Program içerisinde öğretmenlere sekiz soru dağıtılacak. Sorulardan birincisi ‘Müfredat ortak metninde belirtilen öğretim programlarının perspektifi ve genel amaçları bölümünde önemli gördüğünüz hususlar nelerdir?’ Bu soru işin bittiği zamanda sorulacak bir soru değildir. Bir müfredat hazırlanıyorsa en başında oturup konuşulması gereken bir sorudur. İkinci soru ise ‘Programın hedeflediği öğrenci profili nedir?’ sorusu. Kendi nesillerini oluşturabilecek bir program ortaya koymuşlar ve bunu hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu müfredatta sadeleştirilmeye çalışılan şey eğitimin niteliği. Burada da ‘Öğretmenlerden görüş aldık’ diyebilmek ve gerici uygulamaları meşrulaştırmak için yaptıkları bir şey” diye konuştu.
"PATRON VE TARİKATLAR EĞİTİMİN PAYDAŞI OLARAK GÖRÜLÜYOR"
EĞİTİM İŞ Genel Başkanı Kadem Özbay ise “eğitimin bileşenlerine” yapıldığı söylenen bu davette eğitimin bileşenleri olarak kimlerin görüldüğünün önemli olduğunu ifade etti. Bakanın Meclis kürsüsünden tarikat ve cemaatleri “STK” diye ifade ettiğini hatırlatan Özbay, “Bakan tarikat, cemaatleri ve özel okul patronlarını eğitimin paydaşı olarak gördüğünü ve onlarla yol yürüyeceğini ifade etti. Eğitim paydaşları kavramıyla kimlerin katılacağının ifade edilmediği ve gündemi belli olmayan bir toplantıya katılmayacağımızı ifade ettik. Bakan toplumun onayını almayan işler yaptığının ve bir meşrutiyet sorunu olduğunun farkında. Müfredatla ilgili geri adım atmadı, cumhuriyet tarihinin en büyük kıyımının yaşatılabileceği ve kendi memurunu seçme rejiminin getirileceği Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu getirmeye çalışıyorlar. Bu nedenle eğitime dair bunca sorunda fikrimize değer vermeyen bir anlayışla yemek masasında oturup çözebileceğimiz bir durum görmediğimiz için orada olmayacağız” dedi.
Özbay, “Gündemi belli olan, eğitimdeki sorunları çözmeyi amaçlayan, eğitimin gerçek bileşenlerini muhatap alıp, kolektif bir akılla çözme iradesini ortaya koyabileceklerse biz her toplantıya katılırız. Ancak Bakanlık bizi paydaş olarak görmüyor. Bakanlığın cemaat, tarikatlar ve piyasayı paydaş olarak gördüğü ve bunların önerilerini dikkate aldığı görünürdür” dedi.
MÜFREDATTA NELER VAR?
Eğitim sendikalarının ve eğitimin diğer bileşenleri yeni müfredatı sık sık “gerici” olarak tarif ediyor. Müfredatın gerici olarak tarif edilmesinin nedeni ise şunlar:
- Ahlak ve değerler, vatanseverlik ve ailenin de sık sık vurgulandığı görülüyor. “Cihat, kamil insan” gibi terimler yer alıyor.
- Tasavvuf terimleri sık sık geçiyor.
- Aile olmanın ve aile bütünlüğü vurgulanıyor. Din kültürü dersinde dinin aile kurumuna verdiği değer ve önemin analiz edilmesi de müfredatta ifade ediliyor.
- “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasındaki etkisi” konuları işleniyor.
- Fen Bilimleri dersi programında yer alan ve “Canlılar ile evrenin oluşumu” konusuna atıf yapılarak sure ve ayetlere yer veriliyor. Evrenin oluşumuna ilişkin, “Allah, insan ve evren arasında ilişki” kurulacağı belirtilerek “Müminun suresinin 14 ve Zümer suresinin altıncı ayetlerinden yararlanılarak insanın anne rahminde geçirdiği evreler ile insanın oluşumu hakkında edinilen bilgiler arasında bağ kurulur. İnsanın ve evrenin yaratılış özellikleri ile amaçları hakkında Kur’an, Kur’an ilimleri ve bilimsel kaynaklardan bilgi toplanır” diye ifade ediliyor.