26 Haziran 2024 06:00

Yaz geldi gençler neden çalışıyor?

Gençler iş cinayetlerine kurban giderken bir soru sormamız gerekiyor. Gençler neden ve ne için çalışıyorlar?

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Timur AYBEK

Bahçelievler/İstanbul

 

Yaz geldi, sıcaklar bastırdı, gençler tatile gidiyor, eğleniyor diyerek bu yazıya giriş yapmak isterdim ama gerçekler maalesef böyle değil. Emekçi çocukları tatile gitmek bir yana dursun daha okullar biter bitmez iş bulma derdine girmiş durumda. Büyük bir çoğunluğu yazın tekstil atölyesi, oto sanayi, kafe, inşaat gibi yerlerde düzenli olarak çalışmak için yer ararken diğer bir kısmıysa günlük işlere gidip “tekstil atölyesinde ortacılık yapmak” gibi işlere giderek buralarda sigortasız güvencesiz çalıştırılıyorlar. Tabii ki tek sorun bu da değil, artık görmeye çokça alıştığımız iş cinayetleri gençler hatta çocuklar arasında da yaygınlaşmış durumda.

Bunun en yakın örneklerinden ikisini söylemek istiyorum. Manisa’da MESEM kapsamında inşaatta stajyer olarak çalışan Alperen, doğalgaz borusu döşerken aşağı düşerek hayatını kaybetmişti. Bir diğer örnekse Adana’da 12 yaşındaki Ahmet. Ahmet “Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ve Türk Vatandaşları İçin İstihdam Desteği Projesi” kapsamında çalıştırılıyordu ve bunun sonucunda bozuk asansörde sıkışarak öldü. İSİG Meclisinin açıkladığı veriye baktığımızdaysa son 11 yılda 695 çocuk işçinin iş cinayetleriyle hayatını kaybettiğini biliyoruz.

GENÇLER NEDEN ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYOR?

Bu noktada gençler, çocuklar iş cinayetlerine kurban giderken bir soru sormamız gerekiyor. Gençler neden ve ne için çalışıyorlar? Çevremizdeki arkadaşlarımızla konuştuğumuzda ailesine destek olmak için de çalışanı var, dershane parası için çalışanı da var, motor almak için çalışanı da var. Belki de ailesinden para almak istemediği için çalışanı da var. Bunların hepsine baktığımızda gençlerin büyük bir çoğunlukla ihtiyaçları doğrultusunda çalıştığını anlayabiliyoruz. Buralarda çalışırken yaşadıkları şeyleri görmezden geliyorlar çünkü çalışmak dışında yapabilecekleri şeylerin ne olduğunu unutmuş durumdalar. Bu gençlere kültür-sanata ne kadar erişebildiklerini sorduğumuzda “Abi ne işimiz var bizim sanatla” gibi cevaplar almak yabancı olmadığımız bir durum çünkü onlar kültürü ve sanatı onlar için değil, zenginler için olan bir şeymiş gibi düşünüyorlar. Aynı şekilde tatile gidip gitmeyeceklerini sorduğumuzdaysa “Memlekete gideceğim”, “Arkadaşlarla toplu para biriktirip üç günlüğüne gitmeye çalışacağız”, “Tatil bizim neyimize” gibi cevaplar almanın çok olağan olduğunu söyleyebiliriz.

Yazımızın konusuna dönecek olursak bu gençlerin büyük bir çoğunluğunun işçi emekçi ailelerin çocukları olduğunu söylemiştik. Bu gençleri çalışmaya iten şartlar da tek başına ailelerinin maaşları ya da onların cebine giren, böyle bir imkân varsa şayet, harçlıkla, ölçülemez. Çünkü AKP iktidarı ve onun ekibi tarafından hazırlanan OVP ve 12. Kalkınma Planı gibi saldırılarla emekçileri daha da yoksulluğa itiyor. Bu programların sonucundaysa gençler ailelerine destek olmak, kendi harçlıklarını çıkarmak, bir nebze de olsa sosyalleşebilmek için (arkadaşlarıyla bir kafeye gidip bir kahve içmek, okey oynamak gibi) yazları çalışmak zorunda kalıyorlar.

SİSTEM MESEMLİLERİ SÖMÜRMEYE DEVAM EDİYOR

Bu noktada MESEM öğrencilerinden bahsetmemiz gerekiyor. Onlar zaten sene boyunca asgari ücretin üçte birine ölümle burun buruna köle gibi çalışıyorlar. Yazları da hâliyle çalışmaya devam ediyorlar. Buraya ayrı parantez açma sebebim MESEM’lilerin çoğunluğunun MESEM kapsamında çalıştığı yerlerde çalışmaya devam ediyor olması. Yine asgari ücretin üçte birine ya da kışın aldıklarının biraz daha fazlasına çalışıyorlar ama önemli bir değişken var ki, yazları daha fazla mesai yapıyorlar.

Buraya kadar işaret ettiklerimiz gençlerin hayattan ne kadar koparılmaya çalışıldığını gözler önüne sermekle beraber, onların sermaye için ucuz iş gücü hâline geldiğini görmemizi sağlıyor.

MESEM projesinin sendikalar, medya organları gibi çeşitli bileşenlerle gündeme getirilmiş olmasıyla beraberse özel olarak MESEM programının sömürü gerçeği ve genel itibarıyla genç işçilerin; küçük yaşlarda atölyelerde, iş yerlerinde ve fabrikalarda iş kazalarıyla burun buruna çalışmak zorunda bırakılmış çocuklarla gençlerin durumu daha fazla tartışılır hâle geldi. Yazımızı gençlerin yazın neden çalıştığını, daha doğru bir ifadeyle çalışmak zorunda olduğunu biraz anlatmaya çalışarak başlatmıştık. Bu bağlamda yoksullukla savaşan işçi emekçi aile çocuklarının da, yazın cep harçlığını çıkartmak zorunda olan gençlerin de, eğitim hayatına devam edebilmek için kaldığı yurdun, eğitim materyallerinin parasını çıkarmak için part-time iş arayan üniversitelilerin de, dışarıda karnını doyurmak için aldığı bir tostun, lisesinde kantininden aldığı bir ayranın hesabını sabahı sabahına yapma durumunda bırakılan liselilerin de, MESEM’lilerin de daha iyi bir yaşam için karşısına alması gerekenin ne olduğunu ve hatta çözümün de ortak olduğunu görebiliyoruz. AKP iktidarının bizleri ittiği bu karanlığa ve geleceksizliğe karşı bulunduğumuz her alanda bir araya geldiğimizde, bu sömürü ve ölüm düzenine karşı mücadele ettiğimizde gelecek bizim ellerimizde olacak.

ÖNCEKİ HABER

MESEM’e giriş var çıkış yok

SONRAKİ HABER

Nefretin ithali

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa