Temmuz’da zam yoksa öğrenciye darlık var
“Açlık sınırı 16.793 lira, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyetinin 21.831 lira olduğu bir dönemde asgari ücretin tabii ki de yeterli olmadığını düşünüyorum”
Fotoğraf: Pexels
Ulaş TÜRKOĞLU
İstanbul Üniversitesi
Genel seçimler sonrası Ekonomi Bakanlığı koltuğunda yapılan Mehmet Şimşek değişimi sonrası her fırsatta dillendirilen OVP ve enflasyon ile mücadelenin kemer sıkma politikalarından geçtiğini anlatan iktidar, yılbaşında yapılan asgari ücretler zammı sonrası bu sene temmuz zammının olmayacağını açıklamıştı. Böylelikle aslında bahsedilen kemer sıkmanın nasıl bir çerçevede gerçekleştirileceğini baştan belli etmişlerdi. Aylar geldi geçti ve temmuz ayına geldik. Geldik gelmesine ama şimdiden ücretler enflasyonun altında erimiş durumda. Asgari ücret denilince ilk akla gelen kesimlerden biriyse artık öğrenciler. Nerdeyse her 3 gençten birinin hayatta kalabilmek için yarı zamanlı çalışması hayatımızın bir gerçeği haline gelmişken biz de bu konuya ilişkin İstanbul Üniversitesinde arkadaşlarımızla konuştuk.
ZİNDANDAN HALLİCE EVLER
Tartışmamıza asgari ücretin aylık masrafları ne biçimde karşıladığını sormak ile başlıyoruz. Emircan, “Asgari ücret bir insanın gündelik yaşamını insani bir şekilde devam ettirebilmesi için kesinlikle yeterli değil.” diyerek başlıyor. Ev kiralarının fahiş fiyatları ile bir arkadaşla dahi insan gibi yaşamanın zorluğuna “bir eve çıksam zindandan hallice, faturalar ve artan gıda fiyatları da eklenince geriye geleceğimiz adına yapabileceğimiz bir birikim kalmıyor” diyerek durumu özetliyor. Berke ise “En ufak bir masrafta eşle dostla bir yemekte bile günlük 500 lira harcıyor insan” diyerek bir günlük yaşam maliyetinin özetler nitelikte olduğunu gösteriyor. Emre, “Açlık sınırı 16.793 lira, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyetinin 21.831 lira olduğu bir dönemde asgari ücretin tabii ki de yeterli olmadığını düşünüyorum” sözleriyle asgari ücretin açlık sınırı ile boğuştuğuna dikkat veriyor.
Tabi hal böyle olunca KYK bursu masaya yatıyor ancak Berke’nin günlük basit hesabını düşündüğümüz arkadaşımız Emircan’ın sözleri durumu özetliyor: “2000 lira olan KYK bursu bunu ne kadar karşılayabilir?”
KYK bursları yetmiyor ve böylesine pahalılaşan bir hayat gelişiyorken Emircan bu noktada önemli bir konuya vurgu yapıyor; Genç intiharları ve sosyal yaşamın yok oluşu. İnsanların sosyal hayata sahip olması mümkün değil” diyor ve hemen ekliyor “İntihar oranlarının arttığı bu dönemde en büyük faktörlerden biri de budur.” Eğitim masrafları, barınma, giyime bu düşük burs ücretleri karşısında ailelere yıkılıyorken, asgari ücret gerçeği aslında bu masrafları karşılamakta ailelerin de gücünün yetmediğini söylüyor bize. Bununla beraber okurken çalışmak günden güne artan bir zorunluluk oluyor. Hal böyle olunca bir öğrencinin kendi yaşamına, sosyalleşmesine ayıracak vakti çok kısıtlı oluyor. Tabi çalışmanın ürettiği çözümün birçok örnekte hayatta kalmanın ötesine geçememesi iktidarın izlediği ekonomi politikaların doğurduğu bir gerçek.
ŞİMŞEK HIZINDA PAHALILAŞAN HAYAT
Bu enflasyon ve alınan kararların nedenini tartışmak da bizim için başka bir önem konusu. Arkadaşlarımızdan Berke, “Maaşlara daha zam yok ne yaparsanız yapın diyen açıklamalar ilk başta yapılmıştı zaten, eskiden fiyatlara zam geliyordu ama ücretlere de zam geliyordu’’ diyerek iktidarın belirli bir tercihini gösteriyor. Her asgari ücret zammı döneminde karşımıza çıkan bir tartışma vardı. Ücretlere gelen zamlar enflasyonu besler deniyordu. Bunun saçmalığı bi tarafa bu tartışmanın yarattığı kafa karışıklığı ile iktidarın ücret zammı konusu kemer sıkmaya çalışmasının önünü de açtığı gerçeği de ortada.
Bu politikalara Berke “Asıl sorun uzun süre bu faizleri düşük tutmakla inatlaşıp ekonomiyi yokuşa sürükledikleri süreç” diyor ve faiz politikalarına dikkat çekiyor. Emircan ise buna ekliyor, “Yanlış faiz politikaları ve emekçiye, köylüye yeteri kadar destek verilmemesi günümüzdeki enflasyon krizine yol açmıştır.” diyerek üretici kesimlere verilmeyen desteği hatırlatıyor tam da buna karşılık Emre bu uygulamalardaki tercihe dikkat çekiyor: “İktidarın belli bir grubu devlet yoluyla zenginleştirmesi ve özellikle vergi adaletsizliğinin bu denli korkutucu seviyede olması böyle bir sonucu doğuruyor.”