25 Haziran 2024 12:50

Tuncer Bakırhan: Yangın felaketinin baş sorumlusu DEDAŞ'tır

Tuncer Bakırhan, "Diyarbakır ve Mardin sınırındaki yangının baş sorumlusu DEDAŞ'tır" diyerek yangının olduğu yerlerin acilen afet bölgesi olarak ilan edilmesi çağrısı yaptı.

Fotoğraf: ANKA

Paylaş

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Diyarbakır ve Mardin sınırında meydana gelen yangını “büyük bir felaket” olarak tanımlayan Bakırhan "Bu felaketin baş sorumlusu DEDAŞ’tır. Elektrik faturasını ödeyemeyen çiftçiye, köylüye anında icra gönderen, malına tarlada el koyan DEDAŞ, 50 yıllık odun direklerle hizmet üretiyor, alt yapı için tek bir yatırım, tek bir harcama yapmamıştır." diyerek tepki gösterdi. Bakırhan, sorumluların tespit edilmesi ve yargılanması ve bölgenin acilen afet bölgesi ilan edilmesi çağrısı yaptı.

Bakırhan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"DEDAŞ’I AKLAMAYA ÇALIŞIYORLAR"

"Bir DEDAŞ belası var, aslında bu defalarca dile getirildi. DEDAŞ bölgede Dehaq olarak anılıyor. Kimse DEDAŞ demiyor, herkes Dehaq diyor. Bölge halkının aşına, işine, ekmeğine el koyuyor. Bu felaketin baş sorumlusu DEDAŞ’tır.  Emin olun gittiğimizde şaşırdık. Elektrik faturasını ödeyemeyen çiftçiye, köylüye anında icra gönderen, malına tarlada el koyan DEDAŞ, 50 yıllık odun direklerle hizmet üretiyor. 50 yıldır özellikle Kürt illerinde alt yapı için tek bir yatırım, tek bir harcama yapmamıştır. Sürekli artı değerini alarak daha fazla karına kar katmaya çalışmıştır. Bölge halkının başına bela olmuş bir şirket olarak duruyor." 

"DEDAŞ ile bölgeye atanan kayyımların zihniyeti aynıdır. Bölgeyi ekonomik ve siyasi olarak sömürge olarak gördükleri için aynı anlayışla yaklaşıyorlar. Rantını elde et ama hizmet üretme. Rantını elde et ama işte orada yangına, felakete sebebiyet verecek altyapıyı düzenleme gibi bu ikili hukuk maalesef sadece iktidar tarafından bölge halkına uygulanılmıyor, oradan ihale alan şirketler de iktidarın bölgeye yaklaşımına benzer bir yaklaşım ortaya koyuyor. Köylere gittiğimizde insanlar feryadı figan ediyordu. Oksijen tüpüne bağlı yüzlerce bölgede insan var. Bu raporlarla da tespit edildi. Bir anda oksijen tüpüne bağlı olduğu yerde elektrikler kesiliyor. Bazen saatlerce, günlerce elektrik gelmiyor. Bu zulüm değil de nedir? DEDAŞ zulmü dediğimiz zaman birileri DEDAŞ’a arka çıkıyor. Bunu da anlamıyorum"

"DEDAŞ'ı korumak kollamak için anız yangını diyorlar suçlu köylüler diyorlar. Yanan Kürdün evi olunca helikopterlerin müdahale etmemek için gözlerini kapattıklarına şahit olduk. Başınızı kaldırdığınızda İHA'lar SİHA'lar var, yangın çıktığında söndürecek helikopter yok. Alın size düşmanlık, alın size ikili hukuk."

"Yangının olduğu yerler acilen afet bölgesi olarak ilan edilmeli. Bu ülkenin halkı için yapacağı bir zorunluluktur. Yangından zarar gören vatandaşlarımızın zararları giderilmelidir."

"ÜLKENİN CUMHURBAŞKANI İZLİYOR"

"Yangın bölgesinin ‘afet bölgesi’ ilan edilmesi zorunluluktur. Değerli arkadaşlar böylesine bir felaket yaşanırken, partili cumhurbaşkanı bu felakete ilişkin tek bir laf söylemedi. Bu ülkenin 15 yurttaşı canlarını yitirdi, onlarcası hastanelerde yoğun bakımda yaşıyor, dünya kadar insanların malı ürünü, yanmış, yok olmuş, ciddi bir felaket var. Oradan çıkan yangınların dumanları neredeyse Urfa’dan Antep’ten örülüyor ama bu ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı bu meselede sessiz kalmıştır, izlemiştir. Birçok siyasi partinin aynı zamanda liderleri ve merkezleri de sessiz kalmışlardır. Evet bilerek ve isteyerek. Yanan Kürt olduğu için yanan bölgedeki tahıl olduğu için. İnsana düşmanlık yapıyorsunuz ama ürüne düşmanlık yapmayın. Biraz vicdan. Kimse bu saatten sonra ‘gittik yerinde inceledik’ demesin. Kardeşlik edebiyatı yapmasın. Zaten nasıl kardeş olduğumuzu yaşadıklarımızdan hepimiz çok iyi biliyoruz."

"İNSANLAR BESLENEMİYOR"

 "Türkiye’deki esnaf siftah yapmıyor. Asgari ücretli geçinemiyor, emekli geçinemiyor. İnsanlar intihar ediyor. Yoksulluk almış başını gidiyor ‘ekonomi iyidir’ diyorlar. Hangi ülkede yaşıyorlar, nerede yaşıyorlar bunlar?"

"Sadece geçen yıl iş cinayetlerinde 54 çocuk, 18 yaş altı insanımız yaşamını yitirdi. Alın size ekonominin fotoğrafı. AKP iktidarı döneminde artık insanlar beslenemiyor."

"Bu bardak suyun maliyeti 1 TL’den fazla. 4 kişilik bir ailenin 10 bardak su içtiğini düşünün, sadece içme suyunun bir aileye maliyeti ayda bin 200 lira. Ülkeyi bu hale getirdiler, sudan ucuz bile diyemeyeceğimiz bir noktaya getirdiler.

"37 ŞİRKETTEN VERGİ ALINMIYOR"

"Reklamını yaptıkları şey ‘vergide reform paketi’ değil. Bir ‘kazık paketi’ hazırlıyorlar ve bu ‘kazık paketi’nde her şeyden vergi alacaklar. Saray medyası motokuryelerden nasıl vergi alınacağını tartışıyor."

 "Vergide reform bu değil. Çok basit, dört kalem sayacağım. Bu dört kalemde gelsinler bir reform paketi çıkarsınlar biz de vekillerimizle destekleyelim. Ne yapsınlar, artan oranlı servet vergisi çıkarsınlar. Çok kazanandan çok, az kazanandan az. En önemlisi vergi kıyaklarına son versinler"

"Bu hazine garantili firmalar var ya dolarla ve euroyla iş yapanlar, geçmediğimiz uçmadığımız yollardan ve havalarından dolar-euro alanlar, şehir hastanelerini yapan Türkiye’de toplam 44 şirket var. Garantili para alan 37 şirketten tek kuruş vergi alınmıyormuş. Ama motokuryeden alarak ekonomiyi düzelteceğiz. Allah belanızı versin ne diyelim"

"Kamuda israftan lüksten vazgeçin. Bunlar kamudan israf ve lüksten neyi anlıyorlar biliyor musunuz? Emekçilerin toplu taşımada kullandıkları araçları yasaklamayı anlıyorlar. Buradaki mercedesler, audileri, tek kişilik jetleri şuraya buraya harcayan milyonları anlamıyorlar."

"YUMUŞAMADA DA NORMALLEŞME DE YOK"

"Bu müsamereye başta ana muhalefet partisi olmak için bir son vermelidir. Ne yumuşama ne iyileşme işte Kobanê Kumpas Davası’nda ortaya çıkan cezaları gördük. Yumuşamayı zaten küçük ortak reddetti. İstikamet doğru daha sert bir şekilde devam edelim diyerek aslında AKP’ye de yol çizmeye çalıştı. Neyin peşindesiniz? Papatyayı eline almış yapraklarını kopararak işte düzelecek mi iyileşmeyecek mi? Bizim papatya falına bakacak vaktimiz yok. Bizim bir saniye bile kaybetmeden aşa işe özgürlüğe ve demokrasiye ihtiyacımız var"

"İRADEYE SAYGI YÜRÜYÜŞÜ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"

"Önümüzdeki günlerde hemen mitingden sonra Türkiye’nin bir yanından Hakkari’ye ‘İradeye Saygı Yürüyüşü’ gerçekleştireceğiz. Onlar saygı duymuyor sesimizi de duymuyorlar ya Türkiye’nin dört bir yanından Hakkari halkının Kürt halkının iradesine saygı duyun diye Hakkari’de olacağız."

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

CHP'li Gürer: İklim değişikliği tarımsal üretimi tehdit ediyor

SONRAKİ HABER

Depremde 140 kişinin öldüğü Elit Apartmanı davasında sanıklara 15’er yıla kadar hapis istendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa