26 Haziran 2024 04:30

Mültecilere "mavi kart" önerisi: Siyasal haktan mahrum, kölece çalışma 

Yeni Şafak’ta yayımlanan “Suriyeli sığınmacılar için çözüm: Mavi kart” yazısı iktidarın "mültecileri çalıştır-sömür” planının nasıl sürdürülmeye çalışıldığının sinyallerini veriyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Laçin BARIŞ 

24 Haziran’da Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi Türkçe Araştırmaları Direktörü Ömer Özkızılcık’ın Yeni Şafak’ta yayımlanan “Suriyeli sığınmacılar için çözüm: Mavi kart” başlıklı yazısı iktidarın mülteciler üzerinde uygulamaya çalıştığı “çalıştır- sömür” planının nasıl sürdürmeye çalışacağının sinyallerini veriyor.

Özetle, mavi kartı mültecilerin kimlik kullanımı için öneren yazar, “Mültecileri çalıştırmanın yolunu açalım ama siyasal haklardan mahrum bırakalım” diyor. Mavi kart, doğumla Türkiye vatandaşı olup ancak vatandaşlıktan çıkma izni alarak Türk vatandaşlığından ayrılan kişilere ve üçüncü dereceye kadar olan alt soylarına verilen resmi bir kimlik belgesi. Ama mavi kart sahibi kişilere belirli vatandaşlık hakları tanınmıyor. Seçme ve seçilme, askerlik yapma yükümlülüğü, muafen araç ve ev eşyası ithal etme hakkı ve bir kadroya dayalı ve kamu hukuku rejimine tabi olarak asli ve sürekli kamu hizmeti görevlerinde bulunma gibi haklar... Ancak kamu kurum ve kuruluşlarında işçi, geçici veya sözleşmeli personel olarak çalıştırılabilirler. Özkızılcık aslında mavi kartı Suriyeliler için de öneriyor. Şimdi detaylara bakalım.

KİME VEFA BORCU?

Eğitimin her kademesinde ayrımcılığı sonuna kadar hissetmiş, “Artık Türkiye’desin, buraya vefa borcun var” baskısıyla bir nesil yetişiyor. Kaldı ki bu çocukların önemli bir bölümü eğitimden mahrum.

2022-2023 eğitim yılı Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre ilköğretimde okuyan 730 bin 806 Suriyeli öğrenci bulunuyor. Devlet okullarına giden çocuklar, Türkiyeli öğrenciler gibi herhangi bir ödeme yapmadan okumaya devam ediyor.

AB'nin Türkiye'deki mülteciler için mali yardım programı (FRIT) çerçevesinde sağladığı 6 milyar avro desteğin yaklaşık 4.5 milyar avrosu eğitim ve sağlık için ödendi. Yani üstüne basa basa söylemeye devam ediyoruz: Bizim vergilerimizle okumuyorlar! Kaldı ki geçtiğimiz aylarda Avrupa Sayıştayı (ECA) mülteci fonunun kullanımı ve denetlenmesi konusunda Türkiye’ye eleştirilerde bulunmuştu. Elbette sınırlarını mültecilere kapatan, Türkiye’yi göçmen deposu olarak gören AB’nin politikaları mütemadiyen eleştiriye mahkum. Bu ayrı.

Türkiye Mülteciler Derneğinin mayıs 2024 verilerine göre, ilköğretimde 1 milyon 500 binden fazla Suriyeli çocuk yer alıyor. Ortalama bir hesaplamayla yaklaşık 400 bin Suriyeli çocuğun okul çağında okula gitmediğini görüyoruz.

Bu çocuklar sanayide, tekstilde, sayada ve kağıt toplayıcılığında asgari ücretin çok altında çalışıyorlar. İstanbul Küçükçekmece, İkitelli Mahallesi tekstil atölyelerinin en yoğun olduğu yerlerden biri. Atölyelerde çalışanların neredeyse yarısı Suriyeli çocuklar. Haftalık 1500 liraya sabah 8, akşam 7 çalışan çocuklarla konuşma fırsatımız oldu. Bazı Suriyeli çocuklar ayrımcılığa uğradıkları için artık okula gitmek istemediklerini söylüyorlardı.

Farklı semtlerde gezdiğimiz evlerde çocuklarla evde Arapça konuşmayan, vatandaşlık aldıktan sonra çocukların ismini ve soy ismini değiştiren aileler, çocukları ayrımcılığa uğramasın diye bunları yaptıklarını söylüyorlardı.

"BİZ BESLEDİK, KAÇIRMAYALIM"

Gelelim üniversite aşamasına. Türk vatandaşlığı alan Suriyeliler bütün Türkiyeli yurttaşlar gibi üniversite giriş sınavına giriyor. Vatandaşlığı olmayan Suriyeli öğrenciler ise YÖS sınavına girerek üniversite kazanmak zorunda. Devlet üniversitelerinde Türkiyeli öğrenciler için birinci öğretimler ücretsiz, ikinci öğretimler ücretli iken farklı uyruklardan olan öğrenciler için hem birinci öğretimler hem de ikinci öğretimler ücretli.

Şimdi tüm bu süreç sürerken Ömer Özkızılcık’ın yazısında, “Ya mezun olduktan sonra çalışma izni alamazsam?​” diye bir soruyla mülteci gençlerin kaygıları ortaya serilip, Çalışma Bakanlığının genelde çalışma izini başvurularını reddettiğinin altı çiziliyor.

Doğru. Çalışma izni bugün sadece mezun olmuş öğrencilerin değil, bileğinin gücüyle çalışan bütün mülteci işçi ve emekçilerin kaygısı. Kayıtsız, sigortasız, güvencesiz bir şekilde çalışan mülteciler elbet daha ucuza çalıştırılabilecek. Patronun ve devlet bürokrasisinin insafına mahkum edilmiş mültecilerin yaşam koşullarıyla uzaktan yakından alakası olamayan yazıda, şu anlama gelen bir aktarım da var: “Bakın biz bunları besledik, baktık şimdi faydalanabiliyorken kaçırıyoruz, Avrupa’ya gidiyorlar.”

OVP’YE UYGUN ÖNERİLER PEŞ PEŞE GELECEK

Aslında mavi kart önerisi tam olarak bugün hükümetin orta vadeli programı kapsamında mülteci ve göçmen emeği için planladıklarıyla örtüşüyor. Yazar ne diyor?

“Belirli kriterler koyalım ve bu kriterler doğrultusunda mültecilere mavi kart verelim, böylece devletin tüm yükümlülüğünü kaldıralım, çalışma izinleri oldukları için de çalıştıralım. Ama siyasal haklardan tamamen mahrum tutalım. Yani oy kullanmasınlar, memur olamasınlar…”

İktidar, AB ile yaptığı Geri Kabul Anlaşması ile mültecileri, geçici korumaya mahkum  etti. Şimdi de yıllardır burada çalışan, kalifiye işçileri ucuza, hiçbir yükümlülüğü olmadan çalıştırmaya devam etmek istiyor.

ÖNCEKİ HABER

Tanrıkulu Mecliste yangına ilişkin konuştu: Komisyon kurulsun, afet bölgesi ilan edilsin

SONRAKİ HABER

Rusya ile Ukrayna arasında esir takası yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa