İşçinin sabrı kalmadı: Tüm ücretlere zam istiyoruz
İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu'nun “Ücretlere zam” talebiyle gerçekleştireceği kitlesel basın açıklaması öncesi farklı sektörlerden işçiler hal ve durumlarını Evrensel'e anlattı.
Görsel: Fırat Turgut/Midjourney/Evrensel
İktidar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek öncülüğünde yürüttüğü kemer sıkma politikaları kapsamında, açlık sınırının altında kalan asgari ücrete temmuz zammı yapılmayacağını açıkladı. Ancak bir yandan da sene sonuna doğru zam yapılacağı iddiası gündemde. Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı sendikaların oluşturduğu İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu bugün saat 19.30’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda “Ücretlere zam” talebiyle kitlesel bir basın açıklaması yapacak. Çeşitli iş kollarında çalışan işçiler ise bir dokun bin ah işit durumunda. Metalden petrokimyaya, tekstilden belediyeye kadar birçok iş kolundan işçi acilen ücretlerin artırılmasını istiyor.
“İNSANİ İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAYAMIYORUZ”
Ford işçisi-Kocaeli: Temmuz zammı hem asgari ücret için hem de biz sendikalı işçiler için şart. Çünkü zam aldığımızdan bu yana ücretlerimiz eridi ve yüzde 27’lik vergi dilimine girdik. Bu koşullarda yıl sonunu görmemiz çok zor. Kışın daha da zorlanacağız. Enflasyon sürekli yükseliyor ve yettiremiyoruz.
Ford işçisi-Kocaeli: 2022’de olduğu gibi ek zam almamız gerekiyor. Asgari ücret de zamlanmalı. Biz bu ücretle geçinemiyorken asgari ücretli aldığı maaşla nasıl geçinsin? Aralıkta olan zam çoktan eridi gitti. Bir ülkede asgari ücret nasıl açlık sınırı altında kalabilir, akıl alır gibi değil.
BMC Otomotiv işçisi-İzmir: Temmuz zammı bordrolu tüm çalışanlar için şart. Vergi kesintileri ile ücretler zaten eridi. Bu ay alınacak ücretlerde yüzde 27 vergi kesintisi yapılacak. Gelecek olan zam da vergi kesintilerini kapatacak. Brüt ücretlerde 10-15 bin TL erime mevcut. Mart ayında yapılan enflasyon zammı hayat pahalılığı karşısında yok oldu. 1 Temmuz sonrası gelecek olan zam ve yeni vergi düzenlemeleri karşısında alım gücü yok olacak. Bunun için başta asgari ücretliler başta olmak üzere tüm emekçilere ek zam veya iyileştirme yapılması gerekiyor.
CMS’ye iş yapan taşeron firma işçisi-İzmir: Kira, gıda, ulaşım derken insani ihtiyaçlarımıza para yetiştiremiyoruz. Her gün bizden alınan vergiler bu kadar arttırılırken ücretlerimize zam yapılmaması ülkede sadece belli bir kesim için çalıştığımızı gösteriyor. Zengin her gün zenginleşmeye devam ederken bunun acısı işçiler üzerinden çıkarılıyor, işçiler fakirleşmeye devam ediyor. Biz sadece barınabilmek için çalışıyoruz.
Ateş Döküm işçisi-İstanbul: 55 yaşında 26 yıllık işçiyim. Ustayım, 35 bin lira alıyorum. 4 çocuğum var. Ev kirası vermiyorum ama yine de geçinemiyorum. Yediğimiz içtiğimiz, giydiğimiz her şeye zam yaparsanız, ücretlere zam da şart.
“HER GÜN FAZLA MESAİYE KALIYORUZ”
Metal işçisi bir kadın-İstanbul: Arkadaşlar “Asgari ücrete zam yapılmasın ama gıdaya, kiraya da zam gelmesin” şeklinde düşünüyorlar. Ulaşıma, pazara, kiraya yapılan zamlar zaten ücretlerimizi çoktan eritti. Parasızlıktan toplu taşımaya bile binmekten çekiniyoruz. Fabrikada bizim bölümde bayramda tatile giden bir kişi bile duymadım.
Bozankaya işçisi-Ankara: Bizim toplu sözleşmemiz var. Ortalama yüzde 25’lik ara zam alacağız. Ama 5-10 puan üstünü kovalamaya çalışıyoruz. Çünkü enflasyon oranlarının gerçek olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu oranlara göre zam yapıldıkça maaşlarımız günden güne eriyor. Pazar da dahil fazla mesaiye kalarak anca idare etmeye çalışıyoruz. Ben yıla başladığımda maaşım iki katına çıkmıştı. Hem geçimimi sağlarım hem borçlarımı öderim hem de kenara para koyarım demiştim. İlk bir iki ay gerçekten de böyle oldu. Ama altıncı aya geldiğimizde kenara attığım parayı da harcadım, kredi kartlarım da tekrar şişti. Asgari ücretle ev geçindirmeye çalışan insanlar var. Temmuz zammı kesinlikle yapılmalı. Ekonomiyi düzeltmeye çalışmak istiyorlarsa da para kısmaya asgari ücretliden değil kendilerinden başlasınlar.
Çiğli OSB’den bir işçi-İzmir: 17 bin 2 lira şu an 1 kira ve aylık ekmek parası. Geri kalan hiçbir şeyi karşılamıyor. Benim yıl başında aldığım 30’lu yumurta 100 lira iken şu an 150 lira. Yılbaşında aldığım 1 kilo tavuk yüzde 50 zamlanırken ben onu yarım kilo olarak almak zorunda kalıyorum. Her işçinin bakması gereken bir ailesi var. 17 bin 2 lira şu an tek yaşayana bile yetmezken ailesi olana nasıl yetsin? İki çocuğum var, eşim de çalışmıyor. Şu an ben her gün fazla mesaiye kalıyorum. Bir işçi olarak ne fazlasını ne azını istiyorum, geçinebilecek ücret istiyorum.
Krom kaplama işçisi-İstanbul: 50 yaşında, 25 yıllık işçiyim. Yılda iki kez asgari ücrete de bizim ücretlerimize de zam yapılması gerekiyor. Ayakta kalmak için hafta sonu gidip inşaatlarda, lokantalarda çalışan arkadaşlarımız çok. Açlıkla sınanıyoruz. Temmuz zammı olmazsa dananın kuyruğu kopacak.
Uygar Metal işçisi-İstanbul: Temel tüketim maddelerine yapılan zamlar belimizi büküyor. Ücretlerimiz de vergi kesintileriyle pul oluyor. Hükümet asgari ücrete de temmuzda zam yapmazsa sokağa çıkalım. Çalışmayalım greve gidelim bak o zaman hükümet nasıl düşer. İşçi sendikaları dik durursa bu iş olur.
"SENDİKALAR SEYREDERSE EZİLİP GİDERİZ"
Ataşehir Belediyesi işçisi: Sessiz kaldıkça bunlar dilenciye verdikleri para gibi zam yaparlar. Bunlara her şeyi dar etmemiz gerekiyor. Eylem ve direniş, yürüyüşler olmadan bize zam yapmazlar. Zırnık da vermezler...
Ataşehir Belediyesi işçisi: Bakan Şimşek ve hükümet “Zam yapmayacağız ama vergiyi de çalışanlardan alacağım” diyor. Sendikamız (Genel-İş) ve sendikalar, işçi konfederasyonları bunu seyreder, ses çıkarmazsa vergi yükü altında ezilir kalırız. Geçinemediğimizi dünya alem biliyor. Bir işçinin ücreti bir kira ve iki fatura ödemeyle yok olup gidiyor.
Ataşehir Belediyesi işçisi: Fazla mesailerle, diğer sosyal haklarla, yemek dahil 28 bin lira alıyorum. Bir kira 15-20 bin liradan aşağı değil. Toplu sözleşme beklenmeden ek zam yapılmalı. Yeni sözleşme sürecinde temel tüketim mallarına yapılan zamlar göz önüne alınarak ücretimiz yoksulluk sınırının üstüne çekilsin. Sendikamız CHP’li belediye diye işi alttan almasın. Zam yapılmazsa genel grev kararı ile sendikalar üretimden gelen gücünü kullansın.
Temizlik işçisi-İstanbul: Bir klinikte asgari ücretle çalışıyorum. Üç katın temizliğini ve çay kahve ikramlarını yapıyorum. Alım gücümüz düştü. Çok zor durumdayız ve geçinemiyoruz. Kiramızı, faturalarımızı ödeyemiyoruz, çocuklarımıza meyve, süt, et hiçbir şey alamıyoruz. Asgari ücrete zam yapılmalı, yoksa evden atılacağız.
Pulver işçisi-Gebze: İktidarın ve sermayenin tuzu kuru, yoksulluğa açlığa mahkum edilmek istenilen halk ve işçi sınıfı... Günden güne eriyen maaşlar, ağırlaşan çalışma koşulları... Sağlığa da gıdaya da ulaşmamız zorlaşıyor. Zor durumda kalmadıkça sağlık geri planda bırakılıyor. Zam istiyoruz kardeşim, en azından insanca yaşamak için...
Perfetti işçisi-İstanbul: Ücretler yoksulluk sınırının üzerinde olmalı. Bunun için de mücadele etmemiz gerek. Sermayenin Sözcüsü Mehmet Şimşek’in işi gücü yalan olmuş...
Cam işçisi-İstanbul: Emekliyim ama hâlâ çalışıyorum. Aldığımız her şeye günlük zam geliyor. Yılbaşında 160 lira olan yağ bugün 230 lira. Maaş geldiği gün gidiyor.
Plastik işçisi-İstanbul: Birçok işçi ay sonunu getirebilmek için boğazından kısıyor. Birçok işçi kredi kartlarıyla bütçesini döndürüyor. Aileler borç bataklığında. Ben emekli olmama rağmen çalışıyorum. Biraz olsun üzerimizdeki yükün hafiflemesini istiyoruz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi işçisi: Yaklaşık olarak 28 bin ve 39 bin mesaiz bir ücret alıyoruz ve bu ücret içerisine yol ve yemek de dahil. Sendikamız eski mücadeleci çizgisinden uzak, haklarımızı alabilmek için birlikte mücadele şart.
Tır şoförü-İzmir: Emekliyim ancak çalışmak zorundayım aldığım ücret yetmiyor. 13 bin lira kira ödüyorum. Daha iyi koşullarda yaşamamızın haklarımızı alabilmemizin yolu ortak mücadeleden geçiyor. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)