Hekimlik andında yine 'cinsel yönelim' sansürü
Tıp fakültelerinde dönem sonunda gerçekleşecek mezuniyet törenlerinde hekimlik andında geçen 'cinsel yönelim' ifadeleri yine sansürlendi. Hekimler ve öğrenciler duruma tepki gösteriyor.
Fotoğraf: Burcu Yıldırım
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin ardından Bolu Üniversitesinde de üniversite yönetimi tıp öğrencilerinin mezuniyet töreninde okuyacakları ‘hekimlik andı’ndan ‘cinsel yönelim’ ifadesini çıkardı. Neredeyse 2020’den beri her sene mezuniyet döneminde çeşitli üniversitelerde Hipokrat yemininde geçen “(...)Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime (...) ant içerim” ifadeleri üniversite yönetimlerinin keyfi kararlarıyla değiştiriliyor. Çoğunlukla “cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken” ifadeleri anttan çıkarılıyor. Daha önce de ÇAPA Tıp Fakültesinde, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinde, Sakarya Üniversitesinde, İnönü Üniversitesinde, İstanbul Üniversitesinde, Selçuk Üniversitesinde üniversite yönetimleri bu ifadelerden biri ya da birkaçını hekimlik andından çıkarmış; neredeyse her üniversitede öğrenciler bu kararı protesto ederek metni orijinal haliyle okumuştu.
"BU TAVRA KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ"
TTB Kadın Hekimlik Kolundan Dr. Benan Koyuncu, üniversite yönetimlerinin bu tutumunu Evrensel’e değerlendirdi. Hekimlik andına yapılan müdahaleleri AKP’nin son dönemdeki politikalarıyla beraber değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Koyuncu, “Farklı olan, farklı yaşayan herkesin yaşam alanını daraltmaya çalışıyorlar” diyor. LGBTİ’lerin zaten sağlık hizmetlerine erişmekte zorlandığını ifade eden Koyuncu, aynı zamanda ‘iyi hekimlik değerlerine’ de saldırıldığını ifade ediyor. TTB’nin alt kollarından Tıp Öğrencileri Kolunun da bu durumu kabul etmediğini, öğrencilerin her sene bu yemini eksiksiz şekilde okuduğunu hatırlatan Koyuncu, “Aynı zamanda özellikle sosyal medyada halen LGBTİ+’lara yönelik ‘hastalık’ ifadeleri kullanılıyor. Bu meslek böyle ayrımcılıkları kabul etmez” diyor.
TTB’nin bir kongre sürecinde olduğunu hatırlatarak bu süreçte de bu değerlere sahip çıkmaya çağrı yapan Koyuncu, “Tıp yemininin kendisi sorgulanamaz bile. Hekimlikte bilimsel olana karşılar. Biz bu tavra karşı halihazırda mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullanıyor.
ÖĞRENCİLER BU KEYFİ KARARLARI KABUL ETMİYOR
Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden öğrenciler, üniversite yönetimlerinin her sene hekimlik andına ilişkin aldığı keyfi kararları Evrensel’e değerlendirdi. Beşinci sınıf öğrencisi Yunus, her sene en az bir fakülteden böyle bir haber geldiğini ifade ederek, “Her sene bu haberlerin sayısının arttığını görüyoruz. Yine Çapa Tıp Fakültesindeki hocalarımız bir gazete tarafından hedef gösterilmişti. Tıp bilimi bu linç girişimine çeşitli şekillerde alet edilmeye, çalışıldı halen de çalışılıyor” diyor. Doktorluğun usta-çırak ilişkisi gibi öğrenildiğini, cinsel yönelim farklılıklarını kabul etmeyen doktorların yetiştirdiği öğrencilerin yurttaşlara eşit hizmet vermeyeceğini vurgulayan Yunus, "Zaten iktidar çeşitli azınlık grupların sağlık hizmetinden uygun bir şekilde yararlanamadığı politikalar üretirken o hekim bunun karşısında durmayacak" ifadelerini kullanıyor. Öğrencilerden oluşan mezuniyet komitesine yönetimin müdahale etmesine de tepki gösteren Yunus, "Kendi ideolojileri, ahlak kuralları evrensel bir metnin üstünde değil. Kendi gerici görüşlerini çeşitli yönlerle dayatmaya çalışmaları doğru değil. Sadece yemin konusunda da değil; düzenlenen çeşitli sempozyumlarda, derslerde, etkinliklerde öğrencilere engeller koyuyorlar. Cerrahpaşa’da metin yıllardır olması gerektiği gibi okunuyor ama bir gün Bolu’daki gibi olmayacağının garantisi yok, bu engelleri aşmak bize düşüyor" diyor.
Üçüncü sınıf öğrencisi Ümmü de bir hekim adayı olarak her hastaya aynı yerden yaklaşmak gerektiğini bildiğini ve bunun için yemin ettiğini söylüyor: "Ettiğim yeminde geçen 'görevimle hastam arasında ayrım yapmamam' gereken şeyleri de biliyor, her hastanın sağlığa eşit bir şekilde erişmesi gerektiğini de biliyorum." Şu anda durumun böyle islemediğine, LGBTİ'lerin sağlığa erişimde yaşadığı zorluklara dikkat çeken Ümmü, "İnsanların sağlıklarını garanti altına alması gereken kurumlar yeterli ve işlevli değil, iktidarın kendisi sağlık sistemini organize etmekte ve geliştirmekte geri duruyor, sorunlara gözlerini kapatıyor çoğu zaman. Tüm bu koşullar altında ettiğimiz yemin de sembolik kalıyor. Ama bu demek değil ki hekimlik hayatımız boyunca o yemindeki ifadeler uygun davranmayalım, değiştirelim. Bu yüzden hipokrat yeminini olması gerektiği gibi okumada ısrar eden arkadaşlarımı kutluyorum" diyor.
İsmini vermek istemeyen bir ikinci sınıf öğrencisi de bir hekim adayı olarak hipokrat yemininin tarafsızlığına yapılan sistematik saldırıyı ve bu politikaları kınayarak söze başlıyor. Bireylerin cinsel yöneliminin onların sağlığa erişimini etkilememesi gerektiğinin çok temel bir konu olduğunu ifade eden öğrenci, “Bu davranış temelde farklı olanları bastırmak, kendine benzemediği için bir grup insanı cezalandırmaya çalışmak. Tedavi sırasında öncelememiz gereken her hastaya eşit yaklaşmak ve iyi bir tedavi sunmak olmalı. Dili, dini, ırkı, cinsel yönelimi bize bir şey ifade etmemeli. Bu ne insanlığa sığar ne de vicdana” diyor. Birçok tıp fakültesinde yaşanan bu skandalların kendisini öfkelendirdiğini vurgulayan öğrenci, “Birçok sıra arkadaşımız da benimle aynı duyguları paylaşmakta. Hipokrat Yemini bizim için yegane amacımızın insan hayatı olduğu o ana içtiğimiz anttır. İktidar ve üniversite yönetimleri buna el uzattıklarını bizi karşılarında bulacaklar. Genç hekim arkadaşlarımı üm engellemelere rağmen yeminlerini eksiksiz ettikleri için kutluyor, bu kutsal görevde başarılar diliyorum” diye konuşuyor.