Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu: ÖTV'siz araç alma hakkına müdahale insan haklarına aykırıdır
Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu gerçekleştirdiği açıklama ile engellilerin ÖTV istisnasına yönelik ciddi hak kayıplarına yol açabilecek düzenlemelere tepki gösterdi.
Fotoğraf: Evrensel
Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu, TBMM'ye sunulması planlanan vergi paketinde engellilerin ÖTV istisnasına yönelik ciddi hak kayıplarına yol açabilecek düzenlemelere tepki gösterdi. Kızılay'da yapılan basın açıklamasında, "Öneriler, tek kelime ile utanç vericidir, insani politikalarla yakından ve uzaktan ilgili değildir ve bu yönüyle insan hakları ihlalidir. Var olan hakların kısıtlanması, kısıtlanan hakkın kullanılmasının imkansız hale getirilmesi ve hatta tamamen ortadan kaldırılması; ciddi ayrımcılıktır ve sonuçları bakımından engellilere ve ailelerine zulümdür" denildi.
Kızılay'da yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"ÖTV Kanunu'ndaki istisnanın revize edilmesi, istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması, taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi, her sene yeniden değerleme oranında artan tutarın (araç satış bedelinin) yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması ve Cumhurbaşkanının yeniden değerleme oranında artan tutarı %50'sine kadar artırma yetkisinin kaldırılması; ilk alternatif olarak önerilmiştir. İkinci alternatifte ise; ÖTV Kanunu'ndaki istisnanın kaldırılması, teşvikin sosyal yardım şeklinde yapılması, engellilerin gelir durumları ve alınacak taşıtların yerli olması vb. kriterler esas alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından nakit destek verilmesi önerilmiştir. Her iki alternatifte yer alan öneriler, tek kelime ile utanç vericidir, insani politikalarla yakından ve uzaktan ilgili değildir ve bu yönüyle insan hakları ihlalidir. Var olan hakların kısıtlanması, kısıtlanan hakkın kullanılmasının imkansız hale getirilmesi ve hatta tamamen ortadan kaldırılması; ciddi ayrımcılıktır ve sonuçları bakımından engellilere ve ailelerine zulümdür."
HAK KAYIPLARI VERGİ ADALETİNİ SAĞLAMA SÖYLEMİ İLE ARTIYOR
ÖTV istisnalı araç alma hakkının yıllar önce engelli sivil toplum örgütlerinin mücadelesi sayesinde, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak engellilerin seyahat hakkını kullanmalarını ve toplumsal yaşama etkin bir biçimde katılmalarını sağlamak amacıyla getirilmiş olduğunun ifade edildiği açıklamada, "Bu engellilerin bağımsız yaşama hakkını destekleyen çok önemli bir kazanımdır. Hayata katılımda ciddi sorunlar yaşayan engellilerin, yaşam standartını yükselten bu hak; engellilerin ve ailelerinin maddi ve manevi varlığını güçlendirmektedir. Kaldı ki bu hakkın hayata geçirilmesi; BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'nden ve Anayasa'dan kaynaklı olarak devletin sorumluluğudur. Ancak, Hükümetin, öteden beri hak kaybına neden olacak düzenlemeler yaptığını biliyoruz. ÖTV istisnası ile alınan aracın, hane gelirine dahil edilmesi (engelli aylığı ve evde bakım aylığı başvurularında) ile birçok kişinin sosyal yardımlarının kesildiğini görüyoruz. Üstelik istisnasız alınan araçlar için kasko veya rayiç bedelinin 120'de biri hesaplanırken ÖTV istisnası ile alınmış aracın, vergiler indirilmiş tutarının 120'de biri dikkate alınıyor. Yani ÖTV'siz alınan araç, hanenin aylık gelirini, diğer araçtan daha fazla artırıyor. Bu uygulamalara, araç alımında fiyat sınırlamasını da ekleyince, öteden beri devam eden hak kayıplarının, 'vergide adaleti sağlama' söylemi ile de artarak devam edeceğini görüyoruz" denildi.
"ENGELLİLER BAKANLIĞI KURULMASINI YENİDEN HATIRLATIRIZ"
Açıklamanın devamında şunlar yer aldı. "Engellilerin Haklarına Erişim Platformu olarak bizler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, tasarruf tedbirleri kapsamında engellilerin ÖTV'den bağışık araç alma hakkını sınırlandırmaya hatta kaldırmaya yönelik hazırlıklarına; Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'ni, Anayasa'yı ve tüm insan hakları belgelerini gerekçe göstererek haklı nedenlerle karşı çıkıyoruz. Bu haktan yararlanma süresinin, beş yıldan on yıla çıkarılması; hızla değişen teknolojik gelişmelerden yararlanılmasını imkansız hale getiren ayrımcı bir düzenleme olacaktır. Oysa ileri teknolojiye erişim hakkı, güvenli araç sürüşünü de destekleyen ve sözleşmeden doğan bir haktır. 10 yıl içinde arızalanan ve teknolojik olarak eskiyen bir aracın, sadece ÖTV ödenerek satışının mümkün olması; bir tür cezadır. Öte yandan engelli kişinin vefatı halinde, yakınlarından ÖTV tahsil edilecek olmasını ve 10 yıl boyunca ödeme zorunluluğunun devam etmesini; kabul edilemez buluyoruz. Haberlerin çıktığı günden beri ailelerin, engelli yakınları ile bu konuyu konuşuyor olması acı vericidir. 'Benden sonra ne olacak' sorusunu soran aileler varken engelliler de 'Benden sonra ailem, ÖTV'yi nasıl ödeyecek' diye sorar hale gelmiştir. Oysa engellilerin ve ailelerinin; refahını, huzurunu ve mutluluğunu sağlamak, topluma katılımlarını sağlayacak tedbirleri almak ve onların önündeki ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak devletin Anayasal görevidir. Bu görev, engelli kişinin vefatı halinde bitecek bir görev de değildir. Engelli aileleri, uzun yıllar engellilikten etkilenerek hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Çoğunluğu sosyal yardımlarla (engelli kişinin vefatı ile kesilecek olan) ayakta durmaya çalışmakta, maddi geliri olsa da engelliliğe dayalı harcamaları nedeniyle ekonomik güçlük çekmekte ve sosyal ve ruhsal sorunlar yaşamaktadır. Tüm bunlarla boğuşan ailelerin, vefat sonrası çok yönlü desteklenmesi yerine, ÖTV ödemesi ile adeta cezalandırılması ile karşı karşıyayız. Anlaşılan o ki Hükümet, sorumluluk yetkisini negatif yönde kullanarak engellilerin haklarını kısıtlamayı ve kaldırmayı masaya yatırmış ve kamuoyunda tartışılır hale getirmiş ve engelliler hakkında karar alırken her zamanki alışkanlığını bırakmamış; bizim olmadığımız yerde bizim hakkımızda karar almaya devam etmiştir. Bizler, hareket ve yürüme engeli olup engel oranı %90'ın altında kalan (örneğin; serebral palsili) engellilerin bağımsız yaşama hakkı için ÖTV istisnalı araç alabilmeleri gibi hakların iyileştirilmesine yönelik taleplerimizin dikkate alınmasını beklerken var olan haklarımız; bizim olmadığımız yerde bizim hakkımızda konuşularak elimizden alınmak istenmektedir. Bu nedenle katılım ilkesini dikkate alacak Engelliler Bakanlığı kurulması talebimizi yeniden hatırlatırız."
Engellilerin Haklarına Erişimi Platformu açıklamanın devamında şu soruları yöneltti:
- ÖTV Kanunu için önerdiğiniz alternatifleri ve şartları insani buluyor musunuz? Bu düzenlemeleri, hayata geçirme sözünü verdiğiniz; 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi ve 2023-2025 Engelli Hakları Ulusal Eylem Planını ile bağdaştırabiliyor musunuz?
- Söz konusu kanun düzenleme önerilerinin, taraf olduğumuz BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'nin felsefesine, özüne ve imzalanma gerekçelerine tamamen aykırı olduğunu biliyor musunuz?
- Mart 2019'da Cenevre'de; Türkiye'nin Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'nin uygulanması hakkında yapılan ilk toplantısı sonrası BM Engelli Kişilerin Hakları Komitesinin Türkiye'ye gönderdiği Nihai Gözlem Raporunda yer alan tavsiyeleri gözden geçirdiniz mi?
- BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi'nin genel ilkelerinden birinin, "katılım ilkesi" olduğunu biliyor musunuz?
(Ankara/EVRENSEL)