Temmuz zammı eylemi: Açlığın normalleşmesini kabul etmiyoruz

İşçiler temmuz zammı için Bakırköy Meydanı'ndan haykırdı, "Açlığın normalleşmesini kabul etmiyoruz" dedi.

26 Haziran 2024 21:46
Paylaş

İktidar asgari ücrete zam yapılmayacağını açıklarken Türk-İş, Hak-İş ve DİSK’e bağlı sendikalardan oluşan İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformunun çağrısıyla bir araya gelen işçiler, yaptıkları açıklama ile temmuz zammı istedi. Bakırköy’de yapılan açıklamada, “Normalleşme dediğiniz açlığın, yoksulluğun, sömürünün artmasıysa biz bunu kabul etmiyoruz. Temmuzda ücretlere zam istiyoruz” denildi.

Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda bir araya gelen işçiler sık sık, “İşçi memur el ele, mücadeleye”, “Şimşek şaşırma sabrımızı taşırma” sloganlarını attı.

İşçiler adına açıklama yapan Liman-İş Marmara Bölge Başkanı Mülazım Dursun, mayıs ayı itibarıyla açlık sınırının 18 bin 969 lira, yoksulluk sınırının 61 bin 789 lira olduğunu hatırlattı. Dursun, milyonlarca asgari ücretli ve emeklinin açlık sınırının altında kaldığını ifade etti.

"ŞİRKETLER BESLENİYOR"

Ücretlerin reel olarak sürekli eridiğini, sermaye ve hükümetin ise işçilerin taleplerine kulak tıkadığını dile getiren Dursun, “Patronlar işçilerin ürettiği her değerin kaymağını alırken, işçilere düşen ise sadece yoksulluk, geçim sıkıntısı, enflasyonla boğuşmak oluyor” dedi.

Emekçilerin sırtındaki vergi yüküne de dikkat çeken Dursun, “Toplam vergi gelirlerinin yüzde 75’i biz işçilerden, emekçilerden, dar gelirlilerden alınmaktadır. Vergiyi tabana yayma adı altında; yoksul halkın, yaşama tutunmaya çalışan engellilerin, bahşişle geçimini sağlamaya çalışanların, ölümle burun-buruna çalışan moto kuryelerin ceplerine el uzatılıyor. Diğer yandan açıklanan yeni istatistiklerle kâr oranlarını yüzde binlere çıkaran şirketlere, banka ve finans çevrelerine, patronlar dünyasına dokunulmadığı gibi; sıfır faizli kredilerle teşvik paketleriyle vergi aflarıyla daha çok beslenmeye devam ediliyor” diye konuştu.

"DERHAL TEMMUZ ZAMMI İSTİYORUZ"

Normalleşme tartışmalarına da değinen Dursun, “Eğer gerçekte işsizliğin, açlığın, kölece çalışma koşullarının artması, sömürünün katmerleşmesi, haksızlığın, adaletsizliğin artması olacak ise bizler anormal olan bu normalliği kabul etmiyoruz” dedi.

“Elinizi işçinin, dar gelirlinin, emeklinin cebinden çekin. Ekonomik krizin, enflasyonun ve hayat pahalılığının sebebi milyon dolarlarca vergilerini affettiğiniz sermayedarlar, kredilerle, teşviklerle beslediğiniz patronlar ve emek karşıtı uyguladığınız ekonomi politikalarıdır. Biz emekçilere zorla dayatılmaya ve giydirilmeyen çalışılan bu ekonomik kefeni ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yeni vergi programını reddediyoruz” diyen Dursun işçilerin taleplerini şöyle sıraladı: “Temmuz zammı lütuf değil ihtiyaçtır, meşru hakkımızdır, vazgeçmeyeceğiz. 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere ücret ve maaşlara en az gerçek enflasyon kadar zam yapılmalı ve refah payı eklenmelidir. Az kazanan dan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Patronlardan, servet sahibi kurum ve kişilerden servet vergisi alınmalıdır. Temel tüketim maddeleri başta olmak üzere fiyat artışları durdurulmalıdır.”

Açıklamanın ardından söz alan ve Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya da sendikaların işçi yoksulluğu karşısında sessiz kalma lüksü olmadığını vurgulayarak, “Bizler müsebbibi olmadığımız krizin faturasını ödemeyeceğiz” dedi.

"SENDİKALARIN SESSİZ KALMA LÜKSÜ YOK"

Evrensel'e konuşan Sağlık-İş İstanbul Şube Başkan Yardımcısı Haluk Bilge, “Gıda enflasyonunda her şey ortada, buraya daha önce gelmemiz gerekirdi. Öncelikli talebimiz asgari ücretin yaşanabilir bir seviyeye çekilmesi, ardından aynı oranda tüm kamu işçilerine ve tüm emekçilere bu zammın yansıtılması” dedi.

Harb-İş üyesi Ahmet Şanlı da bu ortak sorun karşısında tüm sendikaların ve konfederasyonların birlikte hareket etmesi için çağrı yaptı: “Artık mutfaklarımızda ateş yanıyor. Her geçen gün ekmeğimiz küçülüyor. Yoksulluk sınırının yarısı, açlık sınırının biraz üzerinde ücretlerle yaşıyoruz. Sorun hepimizin sorunu; paramız yok, geçinemiyoruz. Konfederasyonlar bir an önce ülke genelinde bir eylem planı yapıp hayata geçirmeli.”

Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya da “Birilerinin ses yükseltmesi lazım. Ülkede enflasyon tavan yapmış. Açlık sınırı 19 bin, yoksulluk sınırı 61 bin TL. İşçiler yüzlerini sendikalara dönüyor ama sendikalarda bir tepki yok. Sendikalar olarak bu mücadeleyi ortaklaştırmalıyız. Biz de bunun bir parçasıyız. Bugün Türk İş, ‘Türkiye’de son 25 yılın en ağır krizi yaşanıyor’ diyebiliyorsa bunun gereğini de yapabilmeli. Bu krizin sorumlusu bizler değiliz. Sorumlusu kimlerse faturayı da onlar ödesin. Sendikalar ara zam için yapılan görüşmelerde bir ivme sağlayamıyorsa alanlara çıkmalı. Bu da yasal bir haktır. İşçinin gözünde sendikalar vasfını kaybetmiş durumda. Alanlarda olmak işçiye güven kazandırma noktasında faydalı olacaktır” diye konuştu.

(İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

EURO 2024 | Türkiye son 16'da

SONRAKİ HABER

İzmir'de ekmeğe zam

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa