Dersim'de kafasına silah dayanan kadının dosyasında takipsizlik kararı
Dersim'de canlı bomba olduğunu iddia ederek bir kadının başına silah dayanan emniyet görevlileri hakkında takipsizlik kararı verildi.
Fotoğraf: Kemal Özer
Orhan KURUL
Dersim
Dersim merkezde 2021 yılının Mayıs ayında uzman çavuşların, canlı bomba olduğunu iddia ettikleri bir kadının başına silah dayaması sonrasında, Dersim Barosu Başkanı Avukat Fatma Kalsen tarafından yapılan suç duyurusuna Tunceli Cumhuriyet Savcılığı "kovuşturmaya yer olmadığı" kararı verdi. Kararda, şüphelilerin suç işleme kastı ile hareket etmediklerinin anlaşıldığı, bu nedenle de “görevi kötüye kullanma suçundan kasıt yokluğu nedeniyle” ek kovuşturma açılmasına yer olmadığı savunuldu. Evrensel’e konuşan Avukat Fatma Kalsen, karara itiraz ederek eksik inceleme ile yürütülen ve takipsizlik kararı verilen soruşturma dosyasında yeniden değerlendirme ile şüpheliler hakkında kamu davasının açılması gerektiğini söyledi.
"SUÇ VASFININ BELİRLENMESİNDE HATAYA DÜŞÜLDÜ"
Olayın gerçekleştiği gün görevli olmayan, istirahatte olan şüpheliler B. ve M. yönünden "Kamu Görevinin Usulsüz Üstlenilmesi" suçundan soruşturma yürütülmesi gerekirken, bu şüpheliler hakkında "Görevi Kötüye Kullanma Suçu"ndan soruşturma yürütüldüğünü ve suç vasfının belirlenmesinde hataya düşüldüğünü belirtti. Söz konusu şüphelilerin görevi olmadığı halde müvekkili V.Y’ye canlı bomba muamelesi yaparak mağdur olmasına sebebiyet verildiğini belirten Kalsen, şüphelilerin müvekkilinin öldürülme korkusuyla karşı karşıya kalmasına sebep olduklarını vurguladı.
"KAMU GÖREVİNİN USULSÜZ ÜSTLENİLMESİ SUÇUNDAN DAVA AÇILMALI"
Şüphelilerin V.Y’yi takip etmelerine rağmen Dersim merkezde bulunan emniyet birimlerine bilgi vermeksizin kendilerinin görevli memur gibi doğrudan harekete geçerek izinli olmalarına rağmen kamu görevi icra etmeye kalkıştıklarını ifade eden Kalsen, “Bu suç bakımından failin üstlenmek istediği kamu görevini yapmaya yetkili ve görevli bulunmayan bir kamu görevlisi olması gerekir. Suç memuriyet sıfatını değil kamu görevini üstlenmeye, yerine getirmeye teşebbüs edilmesi halinde oluşur. Bu şekilde gerçekleşen olayda usulsüz olarak bir kamu görevinin üstlenilmesi hali söz konusudur. Şayet şüpheliler usulsüz bir görev üstlenilmesi yoluna gitmeden olay bölgesinde görevli ve yetkili emniyet birimlerine durumu bildirmiş ve gereğini talep etmiş olsalardı, ilgili emniyet birimleri tarafından müvekkilin aranan kişi olmadığı bilgisine rahatlıkla ulaşabilirlerdi. Bu yola başvurmadan hareket eden ve müvekkilin büyük bir korku, endişe ve travma yaşamasına neden olan şüpheliler hakkında yeniden soruşturma yürütülerek kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi suçundan davanın açılması gerekmektedir” dedi.
"KÖTÜ MUAMELE YASAĞI İHLAL EDİLMİŞTİR"
Ayrıca V.Y’ye müdahale eden diğer kamu görevlisi trafik polisleri hakkında da "Görevi Kötüye Kullanma" suçundan davanın açılması gerektiğini söyleyen Kalsen TCK Madde 257. - (1) Kanunu uyarınca ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığını belirtti.
Olaydan iki saat evvel yapılan GBT taramasında aranan kişi olmadığı tespit edilmesine rağmen trafik polisleri ve izinli olan jandarma personeli tarafından, müvekkiline "terörist" muamelesi yapılarak müvekkilinin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ifade eden Kalsen, eksik inceleme ile yürütülen ve takipsizlik kararı verilen soruşturma dosyasında yeniden değerlendirme ile şüpheliler hakkında kamu davasının açılması gerektiğini sözlerine ekledi.