28 Haziran 2024 16:12
Son Güncellenme Tarihi: 28 Haziran 2024 19:07

TTB 76. Seçimli Büyük Kongresi Ankara'da başladı: Boyun eğmemek TTB'nin karakteridir

TTB 76. Seçimli Büyük Kongresi Ankara’da başladı. Kongrede konuşan TTB Başkanı Fincancı, “Tahakküme boyun eğmemek bizim karakterimiz. Özgürlükten tasarruf esaret getirir” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 76. Seçimli Büyük Kongresi  "Emek Bizim, Söz Bizim! Şiddetsiz, Güvenli, Güvenceli Hekimlik İçin TTB Bizim!", şiarıyla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Abdülkadir Noyan Konferans Salonu'nda başladı. Kongrenin açılış konuşmasında konuşan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "Bizim aklımızın gücenmeye hakkı yok. Bu aklı özgürlükler için kullanarak  ilerleyebiliriz. Tahakküme boyun eğmemek bizim karakterimiz, özgürlükten tasarruf esaret getirir, bunu bir kez daha hatırlatmak boynumun borcu. Şimdi gençlere el vereceğiz" diye konuşarak pandemi ve 6 Şubat depremleri sürecinde bir arada emek veren tabip odaları ve hekimlere teşekkür etti.

Kongreye Dünya Tabipleri Birliği önümüzdeki dönem başkanı Dr. Ashok Philip, Filistin Sağlık Bakanlığı Gazze'den Sorumlu Bakan Yardımcısı Dr. Abdullatif Mohammed Al Haj, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Ahmet Özant, CHP Sağlık Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Ankara Milletvekili Dr. Aylin Yaman, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk ile Hakkari Milletvekili Vezir Coşkun Parlak, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ile MYK üyesi Sevgi Yılmaz, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Mehmet Emin Koramaz, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Mehmed Sıddık Akın, Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, TKP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Aydemir Güler, Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mehmet Soğancı'nın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sendika yöneticisi katıldı.

Türk Tabipler Birliği genel kurulu

TTB MK BAŞKANI FİNCANCI: TAHAKKÜME BOYUN EĞMEMEK BİZİM KARAKTERİMİZ

Divan seçiminin ardından, kongre gündemi okunarak oya sunuldu. Ardından TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 76. Büyük Kongre'nin açılış konuşmasını yaptı. Fincancı konuşmasına insan hakları mücadelesinden geldiğini hatırlatarak başladı. Yazar-Şair Murathan Mungan'ın sözlerine konuşmasında yer veren Fincancı, "Bu çağa gücendiğimi ifade etmek istiyorum" diyerek bilimsel görüşünün kriminalize edildiğini söyleyerek, "Bizim aklımızın gücenmeye hakkı yok. Bu aklı özgürlükler için kullanarak  ilerleyebiliriz, tahakküme boyun eğmemek bizim karakterimiz, özgürlükten tasarruf esaret getirir, bunu bir kez daha hatırlatmak boynumun borcu diye konuşarak şimdi gençlere el vereceğiz" diye konuştu.

SAĞLIK BAKANLIĞI İLE HEKİMLERİN İLİŞKİSİ BÖYLE Mİ OLMALI?

Konuşmasında Filistin'de süren soykırıma değinen Fincancı, hem Türkiye'de hem de dünyada hekimlik mesleğinin değersizleştirildiğini anlattı. Fazladan ölümleri hatırlatan devam eden Fincancı, bu ölümlerin bir kısmının Covid 19 kaynaklı olduğuna dikkat çekti. Bebek ölüm hızları ile beş yaş altı ölüm hızlarının yıllar içerisinde arttığını ifade eden Fincancı, konuşmanın devamında sağlık alanında artan şiddeti hatırlattı. Yaptıkları anket çalışmalarının başında şiddetin yer aldığını anlatan Fincancı şöyle konuştu. "Bir imza kampanyası başlattık. Dr. Ersin Arslan'ın ölüm yıl dönümde başlattığımız kampanyayı 100 bine ulaştığında imzaları Sağlık Bakanlığı'na sunmak için bakanlığa gittiğimizde içeri alınmadık. Sağlık Bakanlığı ile hekimlerin ilişkileri böyle mi olmalı?"

"TTB DEPREM BÖLGESİNDEYDİ, DEVLET NEREDEYDİ?

Sağlık alanında yaşanan nöbet ertesi izin, şiddetli çalışma ortamı, hekim göçü gibi birçok soruna konuşmasında yer veren Dr. Fincancı, sağlığın bir ekip işi olduğunu hatırlattı. Şiddete karşı "TTB Yanımda" uygulamasını başlattıklarını anlatan Fincancı, benzer uygulamayı Sağlık Bakanlığı'nın da uygulamaya koyduğunu anlatarak, "Taklitlerinden sakınınız, TTB her zaman hekimlerin yanında" diye ifade etti. Yaptıkları pek çok çalışmanın amaç dışı faaliyet olarak adlandırıldığını ifade eden Fincancı, Pandemi ile çöken sağlık sisteminin 6 Şubat Depremleri ile tamamen yok olduğunu ifade etti. Depremin hemen ardından TTB olarak deprem bölgesinde yürüttükleri faaliyetleri hatırlatan Fincancı, deprem bölgesinde faaliyet gösteren tabip odaları hekimlere teşekkür ederek, "Devlet depremde neredeydi?", diye sordu. Sadece Türkiye'de değil, dünyada yaşananların da unutulmaması gerektiğini anlatan Dr. Fincancı, Gazze'de 63'ü hekim 498 sağlık emekçisinin öldürüldüğünü söyledi. İnsanların 21. yy'da Filistin ve Gazze'de açlıktan öldüğünü hatırlatan Fincancı, mücadele süresince emek veren meslektaşlarına teşekkür etti.

"TTB'NİN BİR DAHA BENZER TEHDİTLER İLE KARŞI KARŞIYA KALMAMASINI DİLİYORUM"

Dr. Şebnem Korur Fincanı'nın ardından Dünya Tabipler Birliği önümüzdeki dönem Başkanı Dr. Ashok Philip söz aldı. Dr. Philip şunları söyledi. "Başkanınızı cesareti için, boyun eğmediği için tebrik ediyorum. Bu benim Ankara'ya ilk ziyaretim umarım son olmaz, bir sonraki gelmemde TTB'nin bu tür tehditler ile karşı karşıya kalmamasını diliyorum. TTB, Dünya Tabipleri Birliği'nin kurucu üyesidir, salt bundan dolayı desteklemiyoruz, aksine temel prensiplerimizi desteklediğiniz için sizi destekliyoruz. Bu ilkeleri sürdürdüğünüz sürece kayıtsız şartsız yanınızdayız."

"FİLİSTİN İÇİN ACİL ATEŞKES GEREKİYOR"

Filistin Sağlık Bakanlığı Gazze'den Sorumlu Bakan Yardımcısı Dr. Abdullatif Mohammed Al Haj: "Filistin'de içecek su yok, yıkanmak için su yok, insanlar ve kırılgan gruplar için güvenli gıda yok. İlaç ve tıbbi cihaz bulamama durumu yüzde 60'lara ulaşmış durumda. Aslında Gazze uzun yıllar boyunca bulaşıcı hastalıkların görülmediği yerlerdi, artık öyle değil; 90'lardan sonra Hepatit A vakası görüldü. Gazze'de tıbbi yardım için bir misyon yaratmalıyız. Acil bir ateşkes gerekiyor, ateşkesin hemen sonrasında dünyadan doktorların oluşturduğu misyonu bekliyoruz. Sahra hastanelerinin oluşturulmasını bekliyoruz.

KIBRIS TTB BAŞKANI DR. ÖZANT: TTB'YE MÜDAHALE ANTİDEMOKRATİK BİR MÜDAHALEYDİ

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Ahmet Özant: TTB'nin görevden alınması girişimi antidemokratik bir müdahaleydi. Halkınız ve yöneticileriniz iyi bilmelidirler ki bizler gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Ortak hedeflerimiz için bir arada hareket etmeliyiz. Her birinizin görüş ve önerileri TTB'nin sonrası günleri için önemlidir.

KESK EŞ GENEL BAŞK. KARAGÖZ: KAYYUM İNSANLIK SUÇUDUR

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz: TTB ve KESK'in yolu her zaman kesişir, kader ortaklığımız vardır. Savaş bir halk sağlığı sorunudur diyen TTB'ye yönelen tavrı hepimiz biliyoruz. Hakkari halkı ile mazlum Filistin halkına burdan selamlarımı iletiyorum. Ülkemizde ve dünyada yaşanan şovenizmi hepimiz yakından takip ediyoruz. Kayyum bir insanlık suçudur. İnsan olmamızdan kaynaklı haklarımızı kullanamadığımız bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu yüzden birlikte mücadele haklarımız için elzem.

TMMOB BŞK. KORAMAZ: RANTIN ÖNCELENDİĞİ BİR SİSTEMDE KRİZİN YÜKÜNÜ BİZE YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR

TMMOB Başkanı Mehmet Emin Koramaz: Zor koşullardan geçiyoruz. Hukuk tanımamazlığın  gerici bir dönemden geçiyoruz. Bilimi önceleyen, halk sağlığını önceleyen TTB'yi kutluyorum. Ülkemizde var olan eşitsizliklerin yaşamımızı karattığı bir süreçten geçiyoruz, kaynaklar sermayeden yana kullanılıyor. Rantın öncelendiği bir süreç. Yükünü de biz emekçilere, mühendislere taşıtmaya çalışıyor. Yakında açıklanan Tasarruf Paketi'nde yarattıkları krizin yükünü bize yıkmaya çalışıyorlar. Anayasa değişikliği ile halk egemenliği yerine kişi egemenliğini uygulamaya koydular. Seçimle alamadıklarını kayyumla ele geçirmeye çalışıyorlar; Hakkari bunun bir örneğidir. Durum böyle iken ekranlardan yumuşama tartışmaları var. Biz TMMOB olarak beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımız ile bu karanlığı aşacağımıza yürekten inanıyorum.

CHP GNL BŞK. YRD. DR. ŞAHBAZ: SAĞLIĞI TİCARİ BİR METAYA DÖNÜŞTÜREN SİSTEMİ REDDEDİYORUZ

CHP Sağlık Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz: Savaşsız sömürüsüz eşit bir dünyanın kurulması temel mücadelemizdir. Yaşam kaynaklarımızın su kaynaklarımızın talana açılmasına dur diyeceğiz. Sağlığı ticari bir metaya dönüştüren bu sistemi reddediyoruz. Kamu kaynaklarının yağmalandığı sistem sağlık sistemini de etkilemiştir. Bu sistem sağlık emekçilerimizin karşılaştığı zorlukları gözler önüne sermiştir. Her gün karşı karşıya kalınan şiddet, hekimlik mesleğinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi bizim önceliğimizdir. Eşit ve ücretsiz sağlık hakkı için çabalarımızı sürdüreceğiz. Emek veren herkese

DEM PARTİ MV. PARLAK: BU REJİM SAĞLIĞIMIZA VE HAKLARIMIZA KARŞI ÇIKANLARIN REJİMİDİR

DEM PARTİ Hakkari Milletvekili Vezir Coşkun Parlak: TTB toplumun sağlık hakkını savunduğu için hedef gösterildi. Savaş bir halk sağlığı sorundur diyen TTB MK üyeleri gözaltına alındılar. Covid 19 Pandemisinde en doğru bilimsel bilgiyi halka ulaştırdığı için yine hedefe kondu. Sağlık Bakanlığına ödevlerini hatırlatmaktan imtina etmedi. Hekimlerin katledilmesinin müsebbibi bu iktidardır. Sağlık Bakanının istifası sunulduğu söyleniyor ama o mu istifasını istedi yoksa görevden mi alındı belli değil. Mardin de yanık ünitesi olmadığı için sağlık emekçileri yaralıları tedavi edemediler. Bu rejim sağlığımıza haklarımıza karşı çıkanların rejimidir. Kayyumlarla kürt halkının seçme ve seçilme hakkına el koymaya çalışıyor. Hekimlerin kötü çalışma koşullarına karşı grevine başında olan TTB'nin yanındayız. Bu ülke bizim susmayacağız, korkmayacağız, hiç bir yere gitmeyeceğiz.

"YALNIZ HEKİMLER DEĞİL; İŞÇİLER VE EMEKÇİLER DE HEYECANLA İZLİYOR"

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca yaptığı konuşmada ülkede giderek artan yoksulluğa değinerek; TTB'nin 76. Kongresini yalnızca hekimlerin değil, ülkenin işçileri, emekçileri, demokrasi güçleri, sendikaları ve meslek örgütleri ile tarafından da heyecanla izlediğini söyledi. Karaca şöyle konuştu. "Uzun zamandır sağlık alanının piyasalaşmasına, sağlıkta neoliberal çöküşe, bilim dışılığa karşı duran, halkın sağlık hakkını savunan, hekimlik değerlerinin yıpratılmasına karşı iyi hekimlik mücadelesi veren, ülkemizdeki emek mücadelesinin, eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en güçlü seslerinden biri olan TTB'nin önümüzdeki dönem yöneticileri belli olacak. TTB MK seçimlerini, yalnızca hekimler değil bu ülkenin işçileri, emekçileri, demokrasi güçleri, sendikalar, meslek örgütleri ilgiyle heyecanla izliyor. Çünkü tarihin en derin yoksullaşma süreçlerinden birini yaşıyoruz. Açlık hiç olmadığı kadar çoğunlukta. Okullarda açlıktan bayılan çocuklar, pazarda üç kuruşu denk getiremediği için poşeti dolduramayan emekliler, ucuz ekmek kuyruklarında kadınlar, korkunç koşullarda ölümüne çalışıp evini geçindiremeyen emekçiler çoğunlukta."

"TASARRUF PAKETİ HALKIN VE SAĞLIK EMEKÇİSİNİN CANI VE SAĞLIĞIYLA OYNUYOR"

Karaca, konuşmasında bir süre önce açıklanan Tasarruf Paketine de değinerek, açıklanan paketle hem halkın hem de sağllık emekçilerinin canı ve sağlığıyla oynandığı söyledi: "Ağır vergi yüklerine yenileri ekleniyor. Sermayenin, büyük patronların yüzü suyu hürmetine çıkarılan Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planıyla, ülkeyi emekçiler için ateşi daha da harlı bir cehenneme dönüştürmek için her gün yeni bir adım atılıyor. Geçim imkansızlaşırken, temmuzda zam isteyen milyonlara karınlarını doyurmak için avuçlarını yalamaları tavsiye ediliyor.  Tasarruf paketi altında halkın sağlık, eğitim, sosyal hizmet haklarının kırıntıları bile süpürülüyor, sağlık emekçilerinin servisleri, kreşleri ortadan kaldırılıyor, malzeme teminleri kısıtlanıyor. Hem halkın hem sağlık emekçilerinin canıyla, sağlığıyla oynanıyor."

"HALKIN 'BÖYLE GİTMEZ' DEDİĞİ BU SÜREÇTE, İKTİDAR ÖRGÜTLÜ GÜÇLERİ HIZLA ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞIYOR"

Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın (SDP) sağlık alanında yarattığı yıkımdan bahseden Karaca, "20 yıllık sağlıkta dönüşüm, sağlıkta yıkım oldu, halkın ve sağlık emekçilerinin üstüne çöktü" dedi. Sağlık emekçilerinin şiddete uğrayarak, performans sistemiyle tükendiğini, ağır iş yükü altında ezilerek sağlık hizmeti vermeye çalıştığı hatırlatan Karaca, artan hekim göçüne dikkat çekti. Mevcut koşullarda sağlık hizmeti sunmak da, sağlığa erişim hakkına ulaşmak da mümkün değil, diyerek devam eden Sevda Karaca, konuşmasına şöyle devam etti. "Bozulan sadece fiziksel sağlığımız değil. Halkın sağlığı nitelikli, kamusal sağlık hakkına erişimden geçer. Halkın sağlığı ve sağlık emekçilerinin sağlığı demokrasiden, insan haklarından, laiklikten, barıştan geçer. Demokratik, laik, özgür, savaşsız, sömürüsüz ve barış içinde bir ülke, sağlığın da ön koşulları. Ve biz bunların hiçbirine sahip değiliz.Halk sağlığı sorunları ile sağlık emekçilerinin, hekimlerimizin sorunları bir bütündür. Sağlık emekçilerinin mücadelesi ile halkın sağlık hakkı mücadelesi birleşik bir mücadeledir. Nitelikli sağlık hizmeti için mücadeleyle emeğin hakları için mücadele, yoksulluğa karşı mücadele, demokrasi için mücadele, eşitlik, özgürlük ve barış için mücadele iç içedir, ayrılmazdır. Ve tarihimiz bize gösteriyor ki TTB'nin en geniş hekim kitlelerine ulaştığı dönemler, aynı zamanda halkla en yakın olduğu, halkın en yakıcı sorunlarına karşı mücadelede en önde olduğu dönemlerdir.İktidar bunu çok iyi biliyor. Tarihin en ağır ekonomik kriz dönemini, derin yoksulluk koşullarını öfkeyle karşılayan geniş halk kesimlerinin 'böyle gitmez' diyerek tüm gövdesiyle meydana çıkmasını her türlü yöntemle engellemeye çalışıyor. Halkın örgütlü güçlerini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Meslek odalarını, TTB'yi kriminalize ederek kapatma formülü başarılı olmadığı için şimdi başka yöntemlerle bu mücadeleyi engellemek istiyor."

"MESLEK ÖRGÜTLERİNİN VARLIĞI İKTİDARIN YIKIM POLİTİKASININ İŞLEMESİ ÖNÜNDE ENGELDİR"

İktidarın benzer yöntemle baroları bölerek kendi lehine bir durum yaratmaya çalıştığını hatırlatan Karaca, "Kendi istediği doğrultuda söz söyleyen, eyleyen emek ve meslek örgütleri için uzun zaman önce düğmeye bastı ve parmağını o düğmeden çekmiyor. Emekten değil sermayeden yana, halktan değil bir avuç çıkar grubundan yana kurumlar yaratmak için demokratik mücadeleci kurumları etkisizleştirmek ve ele geçirmek için çabalıyor. Hukuk sopasıyla, baskıyla, tehditle, itibarsızlaştırmayla yapamadığını, başka yöntemlerle gerçekleştirmeye çalışıyor. Çünkü emekten, demokrasiden, laiklikten, barıştan ve özgürlükten yana emek ve meslek örgütlerinin varlığı, aynı zamanda iktidarın halka yıkım programının sermayenin istediği gibi tıkır tıkır işlemesinin önünde de engeldir, settir. Bugün ülkenin içinden geçtiği önemli eşikte iktidardan ve sermayeden bağımsız emek ve meslek örgütleri, kitle örgütleri halkın haklarını savunmak için hayati önemde. Parasız, kamusal sağlık hakkı; hekimlerin, sağlık emekçilerinin özlük hakları; sağlıkta çöküşe karşı mücadele, sağlıkta şiddete karşı ortak ses, ortak mücadele bu tarihi eşikte hepimizin ortak sorumluluğu. Sözlerimin başında bu kongrenin, yalnızca hekimler değil bu ülkenin işçileri, emekçileri, demokrasi güçleri, sendikalar, meslek örgütleri için de ne kadar kıymetli olduğunu dile getirdim. Haklarımıza, hayatlarımıza sahip çıkmak, geleceği birlikte kurmak, bu ülkeden umut duymak, halkın haklarının tesis edildiği, emekten yana, demokratik, özgür, barış içinde bir ülke için hep birlikte mücadele etmek için gün birleşme günüdür, gün birbirimize ve geleceğimize sahip çıkma günüdür" diye konuştu.

DİSK GNL. BŞK. ÇERKEZOĞLU: TTB HERKESİN YÜREĞİNDE YER ETMİŞ BİR ÖRGÜTTÜR

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Bu örgütün içerisinden nice Nusret Fişek'ler ve Füsun Sayek'ler çıkacak. Örgütlerimizin tarihlerinin çakışması tesadüfi değildir. Bu örgütlerin ülke tarihinde özel bir yeri var. Sadece kendi üyeleri için değil, tüm yurttaşların hakları için mücadele eder. Bu yüzden TTB herkesin yüreğinde bir yer edinir.

Kongre yarın da devam edecek. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

MHP'li Semih Yalçın: Özgür Özel, kafasına çuval geçirildiğinde anlayacak

SONRAKİ HABER

Çiğli Belediyesi işçileri: İşimizi geri alacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa