Sinan Ateş davasında ilk gün: MHP'nin davaya katılım talebi reddedildi
Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması başladı. MHP'nin davaya katılım talebi reddedildi. Sanıklar ifadelerinde olayın "alacak verecek" meselesi olduğunu öne sürüyor.
Fotoğraf: ANKA
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi’nde Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. MHP'nin, Sinan Ateş suikastı davasına katılma talebi "suçtan zarar görmediği" gerekçesiyle reddedildi.
Tetikçi Eray Özyağcı ve sanık Vedat Balkaya ifadelerini değiştirdi. Sanıklar "alacak verecek" meselesi nedenini öne sürdü. Tetikçi Erdal Özyağcı, Sinan Ateş'i ayaklarından vurduğunu, öldürmediğini iddia etti. Tetikçi Özyağcı, soruşturma savcısının kendisine "talimatı Bahçeli'den aldığını söyle" dediğini öne sürdü. Azmettirenin kendisi olduğu yönünde ifade veren Doğukan Çep, Hasan Ferit Gedik cinayeti davası için Ateş'ten yardım istediğini ve para verdiğini, Ateş’in telefonlarına çıkmaması üzerine kendisine saldırı düzenlemeye karar verdiğini iddiasında bulundu. Mahkeme Başkanı, eski Ülkü Ocakları Yöneticisi sanık Tolgahan Demirbaş'a, eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz ile ilgili soru sorulmasına izin vermedi. Duruşmada sanıkların dava ile ilgili "alacak verecek meselesi", "adi bir vaka" ve "MHP'ye karşı kumpas" algısı yaratmaya çalıştığı görüldü.
DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara’da suikast sonucu öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin açılan davanın ilk duruşması Sincan Cezaevi’nde başladı. Sanıklar 19 ay sonra ilk kez hâkim karşısına çıktı. Tutuklu sanıklar, duruşma salonuna getirildi. Sanıklar arasında Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, MHP'li Avukat Serdar Öktem, eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal, özel harekat polisleri Aşkın Mert Gelenbey ile Muratcan Çolak da bulunuyor.
Duruşma başlamadan önce tutuklu sanıklardan Doğukan Çep, "Bay Kemal nerede" diye bağırınca salondan çıkartıldı. Ardından Mahkeme Başkanı, duruşmada tartışma çıkmaması için uyarılarda bulundu ve Çep'i duruşma salonuna yeniden aldı.
MHP'NİN KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, MHP adına davaya katılma talep etti ve dilekçelerini mahkemeye sundu. Savcı, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle MHP avukatlarının katılma talebininin reddedilmesini talep etti. MHP'nin katılma talebinin reddine oybirliğiyle karar verildi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından ret kararına ilişkin "Ankara 32.Ağır Ceza Mahkemesinin Milliyetçi Hareket Partisi’nin davaya katılma talebini reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır. Özellikle son aylarda Milliyetçi Hareket Partisi’ne aleni bir saldırı söz konusudur. Bu saldırılar aslında Türk milletine, onun iradesine ve milyonlarca kişinin demokratik tercihine yapılan bir saldırıdır." paylaşımı yaptı.
"BEN SADECE AYAKLARINDAN VURDUM, SONRA ‘REİSİ VURDUK’ SESLERİ DUYDUM"
Duruşma cinayetin tetikçisi, Sinan Ateş'e yönelik “toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanık Eray Özyağcı'nin ifadesi ile başladı.
Özel Harekat Polisleri tutuklu sanıklar Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey eskortluğunda Ankara’ya gelen tetikçi Eray Özyağcı, Doğukan Çep'in anlaşmazlık nedeniyle kendisini Sinan Ateş'i vurmak için Ankara'ya gönderdiğini, kendisini de olay yerine Vedat Balkaya'nın götürdüğünü söyleyerek, “Bir dosya için bana söz vermişti, sözünü tutmadı. Bir para göndermiştim" dedi.
Sinan Ateş’i iki ayağından vurduğunu ve sonrasında başka silah sesleri duyduğunu söyleyen Özyağcı, "Doğukan bana Sinan Ateş ölmüş, ben sana demedim mi ayaklarından vur diye kızdı bana. Ben sadece ayaklarından vurdum ama kaçarken reisi vurduk diye sesler geldi. Ben öldürmedim” dedi.
"SAVCI 'DEVLET BEY'İN TALİMATIYSA SÖYLE, BİZİ UĞRAŞTIRMA' DEDİ"
Emniyet müdürünün ifadesini yazdığını, okumadan imzaladığını söyleyen Özyağcı, "Emniyete geldiğim ilk andan itibaren de baskı başladı bana. İşkence yapmadılar ama baskı yaptılar. Savcı Dursun Ali Kaya ‘bu davanın siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den emir aldıysan söyle. Durdu Özer ise ‘MHP’li iki ismi ver yeter. Biz seni koruruz’ dedi. Ben de ‘Ne yaptığınızı anlamıyorum, buna alet olmam. Tanımadığım insanlara iftira atmam dedim. Bana ‘ölümden korkmuyor musun? Seçimden sonra her şey değişecek. Sana en yüksek cezayı yazacağım’ dedi. Ben Doğukan Çep’in has kardeşiyim. Benim abim Doğukan Çep’in Sinan Ateş ile yaşadığı sorunlar nedeniyle ayaklarına sıkmak istedim. O ne dediyse onu yaptım. Tahliye talebim yok.” dedi.
DOĞUKAN ÇEP: BEN BU DAVANIN BAŞ AKTÖRÜYÜM, AZMETTİRİCİSİYİM
“Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim ifade vermek istiyorum” diyerek söz alan Doğukan Çep’e Mahkeme Başkanı, ''Sıran gelince ifade vereceksin'' dedi.
SANIK VEDAT BALKAYA İFADESİNİ REDDETTİ
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davada sanık Vedat Balkaya, tetikçi Eray Özyağcı'nın kendisine Sinan Ateş'le olan husumeti nedeniyle Ankara'ya gitmeleri gerektiğini söylediği ifadesini reddetti ve bunun polislerce yazıldığını iddia etti, “Emniyet’te bizi çırılçıplak soyup damacana suyla işkencede bulundular. Benim ağzımdan çıkmayan onlarca söz var ifademde" dedi.
Balkaya, Doğukan Çep’in kendisinin bir alacağının olduğunu ve bunu da Eray Özyağcı'nın tahsis edeceğini belirtti ve "Doğukan Çep, ‘benim Ankara’da bir alacağım var, Eray tashih edecek. Gidişine araç ayarladım dönüşüne ayarlamadım. Eray’ı sen götürür müsün?' diye sordu. Sabah saat 06.00 sularında Ankara’ya vardım. Doğukan’ı aradım Eray’ın konumunu istedim. Konuma gittim. Bir sonraki gün Eray’a gitmiyor muyuz diye sordum. ‘Yok haber bekliyoruz’ dedi. Ben de bir arkadaşımla görüşmeye gittim” dedi.
Duruşmaya saat 11.20'ye kadar ara verildi. Mahkeme Başkanı, ''Ara sırasında dışarda taşkınlık çıkarmayın'' uyarısında bulundu.
Verilen aranın ardından konuşan keşifçi olduğu belirtielen sanık Suat Kurt, "Doğukan Çep aradı, ‘Bir alacak verecek davasından bir kardeşimle ilgili sıkıntı var, Ankara’ya gider misin abi. Sana adres vereceğim, bu adreste şahıs kaçta gidiyor, kaçta geliyor bilgi istiyorum' dedi. Eray’ı karşılayan, Zekeriya ile evi ayarlayan benim” dedi. Mahkeme başkanı, “Sormadın mı alacak verecek davasında niye adres soruyorum, takip ediyorum” diye sordu. “Bana 'dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak' denildi Doğukan Abi tarafından. Benim MHP ile Ülkü Ocakları’yla bağlantım yok. Vurulacak biriymiş, bilmem” diye ifade verdi.
DOĞUKAN ÇEP: ATEŞ’TEN HASAN FERİT GEDİK DOSYASI İÇİN YARDIM İSTEDİM
Gezi eylemleri sırasında Gülsuyu'nda Hasan Ferit’i öldürdüğü için 35 yıl ceza alan, Sinan Ateş davasında cinayeti azmettirmekle yargılanan Doğukan Çep, alacak meselesi nedeniyle cinayeti azmettirdiğini öne sürdü. Çep, Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesine ilişkin davada, "dosyasını halletmesi" için Sinan Ateş’e para verdiğini ancak Ateş’in telefonlarına çıkmaması üzerine kendisine saldırı düzenlemeye karar verdiğini öne sürdü: "Paramı alamayınca 'Ben bunu ayaklardan vuracağım.' dedim. Eray da yanımdaydı, 'Ben yaparım.' dedi. Öldürmeye göndersem, 'Öldürmeye gönderdim.' derim. Öldüğü için üzgünüm. İstemezdim. Nasıl öldüğünü de bilmiyorum. Burada büyük şaibe var. Ayağından vuruyor Eray, mermi bacağına giriyor efendim bakıyorum karnında mermi var. Ama o mermi MKE bir mermi. Eray’daki ‘Sterling mermi.’ Bence Selman’ın mermisi ile karnından vuruldu Sinan Ateş."
Doğukan Çep, savcılık ifadesinde Eray Özyağcı'nın kendisinden yardım istediği için bu olaya dahil olduğunu söylemişti.
MAHKEME BAŞKANINDAN "MUSTAFA KEMAL" SORUSU
Eray Özyağcı’nın saklandığı Gölbaşı’ndaki evi "Mustafa Kemal" isimli birinin ayarladığını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı "Mustafa Kemal"in iletişim bilgilerini sordu. Çep, "Zaten bir sürü insan takıldı dosyaya. Evli barklı adam, bir de onu yakmayalım" diye cevap verdi.
Çep, Ateş’i öldüren kurşunun olay günü Sinan Ateş’in yanında olan arkadaşı Selman Bozkurt’un açısından olabileceğini söylerek, araştırma istedi.
KOKAİN TİCARETİ SORUSU
Doğukan Çep müşteki avukatının "Sinan Ateş'in Mersin-İzmir Limanı kokain ticaretini belgelerle kamuoyuna açıklayacağı şeklinde kulağınıza gelen bir şey var mı?" sorusuna "Benim haberim yoktu" şeklinde yanıt verdi. Doğukan Çep, avukatın "Olaydan sonra sanık (MHP'li avukat) Serdar Öktem ile aranızda 14 tane arama kaydı var" ifadesine ise "Ben böyle bir arama yapmadım" dedi.
Duruşma 14.20'ye kadar ara verildi.
TOLGAHAN DEMİRBAŞ SUÇLAMALARI REDDETİ
Aranın ardından ''silahlı eylemi organize ettiği'' iddia edilen eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş beyanlarda bulundu. Demirbaş, “Sinan Ateş ile arkadaşlığım yoktur. Ankara gibi küçük bir yerde tesadüfen bile yan yana gelmişliğimiz yoktur. Diğer sanıklarla da bir araya gelmedim, kendilerini görmedim, iletişimim söz konusu değildir. Bir algı operasyonu yürütülmüştür. Üzerime atılı suçlamaları reddediyorum. Bu dosyadan aklanacağıma inanıyorum” dedi.
Sinan Ateş'in adresini polis ve eski MİT görevlisinden istemesinin nedeninin "protesto amacıyla pankart asmak" olduğunu iddia eden Demirbaş, Sinan Ateş'e ait bilgileri hiçbir yere yönlendirmediğini savundu, "O ev adresini ben kimseyle paylaşmadım" dedi.
"CİNAYET BÜRO AMİRİ BENİ ARADI"
Mahkeme başkanının olay saatinden kısa bir süre sonra Cinayet Büro Amiri Mustafa Emre Aykan ile yaptığı görüşmeyi sorması üzerine Demirbaş, "Olay olup bittiğinde ben de telefondan öğrendim. Cinayet büro amiri beni aradı bu olaydan haberin var mı diye sordu. Ben de bilmediğimi söyledim” dedi.
Kimseyi suça azmettirmediğini öne süren Demirbaş, "Dosyada gizlilik kararı olmasına karşın bilgiler cımbızla çekilmiş sistemli şekilde sızdırılmış, FETÖ iltisaklı basına servis edilmiştir. Benim karşınızda olmanızın nedeni bir suça azmettirmem değildir. Bir camiayı zan altında bırakmak için yapılan algı operasyonları sonucunda tutuklandım" savunmasında bulundu.
Müşteki avukatının, "Mersin’deki Çağrı Ünel olayı 15 Mart’ta yaşanıyor. Siz 10 Mart’ta Mustafa Ensar Aykal’ı pankart olayı için, konum için arıyorsunuz. Siz yaşanmamış olayı 5 gün öncesinden tahmin edip pankart asmak istiyorsunuz?” diye sorması üzerine Demirbaş, “Bilirkişi raporu yanlış yazılmıştır o zaman” diye yanıt verdi.
Tolgahan Demirbaş ve Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel’in 06 AT 5021 plakalı ve Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a tahsisli olduğu öğrenilen Audi marka çakarlı araçla tetikçiyi aldığı ve Bolu’ya götürdüğü bilirkişi raporuna girmişti.
Demirbaş ise araçla ilgili "Audi marka araç kamuya ait. Arabayı Emre'ye sorun. Benim bildiğim kadarıyla o araç, işi olan herkesin kullanabileceği bir araç" dedi.
"NEREDE YAKALANDIN?"
Demirbaş, mahkeme başkanının "Nerede yakalandın?" sorusuna "Bu konuya da açıklık getirmek istiyorum. Oğlum yılbaşını benimle geçirmek istediğini söylediği için aldım. İki ablam Bağlıca'da oturur. Çocuğum ile birlikte Bağlıca'daki ablamın evine gittim. Evde eksik olan bir gıdayı almak için markete çıktım. Bağlacı'da yolun kenarında dururken bir anda yolun kenarında yakalandım. Emniyet müdürü Kerem Okay elimden telefonu aldı. Beni gözaltına almaya gelenlerden biri de burada tutuklu olan Mustafa Ensar Okay'dır." diye yanıt verdi.
MAHKEME ESKİ MHP MİLLETVEKİLİ KILAVUZ'LA İLGİLİ SORULARA İZİN VERMEDİ
Cinayet günü emniyet görevlileriyle yaptığı görüşmeleri cinayete ilişkin detayları merak ettiği için yaptığı için öne süren Demirbaş, eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’la yaptığı iddia edilen görüşmelere ilişkin de “Olcay Kılavuz’la görüştüğümü hiç hatırlamıyorum. Kayıtlar yalandır. Tespit vardır bilemem.” dedi.
Olcay Kılavuz ile ilgili avukatların benzer sorularına Mahkeme Başkanı, "Biz o kişileri yargılamıyoruz. İddianamedeki sanıkları yargılamakla yetkiliyiz. Sizin merakınızı tatmin etmek gibi bir yetkimiz yok. Biz basına yansımış iddiaları araştırmıyoruz. Biz burada soruşturma yapmıyoruz, yargılama yapıyoruz" diyerek izin vermedi. Müşteki avukatları duruma tepki gösterdi.
OLCAY KILAVUZ NE DEMİŞTİ?
Olcay Kılavuz, TGRT Haber'a yaptığı açıklamada Tolgahan Demirbaş'ın evinin önünden gözaltına alındığını kabul etmiş, savcılığa ifadesinin alınması için çağrıda bulunmuştu. Olcay Kılavuz olaydan haberinin olmadığını, Demirbaş ile meraktan görüştüğünü savunmuştu. TGRT Haber Ankara Koordinatörü Ahmet Sözcan, Olcay Kılavuz’un açıklamalarını paylaşırken, "(Kılavuz) Tolgahan Demirbaş’ın kendi evinde değil, evinin önünde gözaltına alındığını söylüyor. Polisler almaya geldiğinde ilk başta direndiğini, teslim etmek istemediğini ama Sinan Ateş cinayetiyle ilgili olduğunu öğrendikten sonra Demirbaş’ı polislere teslim ettiğini ifade ediyor." demişti.
Cinayet günü tetikçi Eray Özyağcı ve Sinan Ateş’i takip ettiği iddia edilen Suat Kurt’un kaldığı evin sahibi Zekeriya Asarkaya da hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Cezaevi arkadaşı Hakan Saraç'ın ricası üzerine bu isimleri evinde ağırladığını söyledi. Hakan Saraç da Suat Kurt'un devamlı kendisini aradığını söyleyerek “Suat bir gün kalabilecek yere ihtiyacı olduğunu söyledi ve hastası olduğunu söyledi" dedi.
Davanın ilk duruşması sona erdi. Dava 5 Temmuz'a kadar sürecek.
AYŞE ATEŞ: KUMPAS TİYATROSU SERGİLENİYOR
Duruşmaya verilen arada sosyal medya hesabından açıklama yapan Ayşe Ateş “Günlerdir MHP MYK üyeleri, Ülkü Ocakları yöneticileri, kiralık kalemler ve trol hesaplar tarafından ortaya sürülen ve dosyadaki delillerle uyuşmayan iddialar ve bugün de duruşma salonunda tutuklular tarafından bu iddialarla bire bir örtüşen ifadelerle topyekûn sergilenen kumpas tiyatrosu… Anlaşılan o ki bu siyasi cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde” dedi.
ÖZEL: YARIM, GÜDÜK İDDİANAME
Özel, duruşmaya ara verildiğinde Sincan Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. "Cinayete katkı verenler, yardım edenler, yataklık edenler, getirenler, götürenler bellidir ama iddianame tam işin gitmesi gereken tarafına gittiği yerde kesilmiştir. Yarım, güdük, natamam bir iddianameyle görülmekte olan bir davayla karşı karşıyayız." diyen Özel iddianameyi eleştirdi: "Polis görevini yapmış ama iddianamede adı geçmesi gereken eski milletvekilleri, halihazırdaki çeşitli yöneticiler, bir siyasi partinin cinayetten önce sonra telefon irtibatı kurulan yöneticilerinin adı dahi geçmiyor. Bütün arabaların plakaları var, bir arabanın yok, onun da adı ‘siyah Audi’. Sonra o aracın içinden hangi genel başkan iniyor, o aracı ona kim tahsis etmiş, bütün Türkiye biliyor; bir tek iddianameyi yazanlarla kabul edenler bilmiyor."
YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü çevresinde ve içinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevi kampüsüne giden yolda trafik ve çevik kuvvet polisleri tarafından bazı araçlara arama işlemi uygulandı. Cezaevine giden yolda trafik yoğunluğu yaşanırken, yol kenarında TOMA araçları bekletildi.
Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Grupbaşkanvekili Murat Emir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İYİP Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmeni, Sinan Oğan izleyen siyasilerden oldu. Sinan Ateş'in annesi ve kızkardeşi de duruşma salonunda hazır bulundu. Ayşe Ateş duruşmaya çelik yelekle geldi.
"HÂLÂ GELMEYEN DELİLLER VAR"
Duruşmayı öncesi konuşan Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, gazetecilere "Eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kuruldu. Bizim isteğimiz ayrılan dosyanın hızlıca tamamlanması ve eklenerek, eksiklikler giderilerek yargılamanın yapılması. Suçluların yargılanmasından başka bir şey istemiyoruz. Hâlâ gelmeyen deliller var. Mahkemede tüm bunları talep edeceğim. Yoğun güvenlik önlemleri altında yaşıyorum, gerekli haller dışında evden çıkmıyorum. Siyasi parti genel başkanları sağ olsunlar bizi yalnız bırakmayacaklarını açıkladılar" açıklamasında bulundu.
AYŞE ATEŞ'İN İFADESİ İDDİANAMEYE GİRMEDİ
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in 17 sayfalık verdiği ifade iddianamede sadece "Olay tarihinde öldürülen Sinan Ateş'in eşi olduğunu, olayın bütün yönleriyle araştırılmasını talep ettiği, eşinin öldürülmesi olayını gerçekleştiren tüm şüphelilerden davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır" şeklinde yer alıyor.
Ayşe Ateş’in verdiği ifadede pek çok MHP’li ve Ülkü Ocakları üyesi kişilere işaret ediyordu. Öyle ki Ayşe Ateş’in ifadesinde 11 kez "MHP", 91 kez "Ülkü Ocakları", 12 kez "Ahmet Yiğit Yıldırım" 23 kez de "Olcay Kılavuz" ifadeleri geçmesine rağmen bunlardan bir tanesi bile iddianamede yer almadı.
Ayşe Ateş, Sinan Ateş’in suikasttan birkaç ay önce kendisine "Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım beni öldürmek için kiralık katil arıyor" dediğini de aktarmıştı.
İDDİANAME HAKKINDA
Düzenlenen iddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirip, olayın ardından kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında eylem üzerinde ortak hakimiyet ile müşterek fail olarak Sinan Ateş'e yönelik toplu halde, iştirak halinde "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan ''silahlı eylemi organize ettiği'' iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın ise ''suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın ''istirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, istirak halinde tasarlayarak kasten öldürme'' suçundan hapis cezası isteniyor.
Cinayete ilişkin 22 tutuklu sanık hakkında dava açılırken 17 şüphelinin de dosyası ayrıldı. Dosyası ayrılanların arasında hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç ile Ülkü Ocakları Ankara İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu, eski Çubuk Ülkü Ocakları Başkanı Gürsel Horat, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde komiser olarak görev yapan Talha Atalay ve eski MHP Mersin Milletvekili ve eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz yer alıyor. (HABER MERKEZİ)