EMEP: Şoven kışkırtmalara karşı sınıf kardeşliğini savunalım
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Kayseri'de çocuk tacizi iddiaları üzerine Suriyelilerin hedef haline getirilmesiyle ilgili açıklamasında "Bir kişinin işlediği suç, tüm topluma mal edilemez.” dedi.
Fotoğraf: DHA
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, Kayseri'de Suriyeli bir erkeğin kız çocuğunu istismar ettiği iddiası üzerine Suriyelilerin hedef gösterilerek Suriyelilerin işyerleri ve araçlarının yakılmasıyla ilgili açıklama yaptı.
Kayseri'de Suriyeli bir erkeğin kız çocuğunu istismar ettiği iddiası üzerine, milliyetçi ve şoven kışkırtmalar eşliğinde Suriyelilerin dükkanlarının, araçlarının yakıldığını, kentteki tüm Suriyelilerin hedef haline getirildiğini ifade eden Aslan; “Hangi milliyetten olursa olsun bir kişinin işlediği suç, tüm topluma mal edilemez” dedi.
"MÜLTECİLER SÖMÜRÜLÜYOR, İŞ CİNAYETLERİNDE HAYATINI KAYBEDİYOR”
Suriye'de yaşanan savaş ve çatışmalar neticesinde milyonlarca insanın göç etmek zorunda kaldığını ve Türkiye’de bu göçün hedef ülkelerinden biri olduğunu belirten Aslan şunları söyledi; “Ülkemizde yaşamak zorunda kalan Suriyeliler her seçimde düşman ilan edilerek, işsizliğin, hayat pahalılığının, zamların neredeyse her kötülüğün sorumlusu olarak gösterilmekte ve hedefe konulmaktadır. Irkçı ve şoven politikalar sürdüren siyasi partiler, seçim stratejilerini göçmen düşmanlığı üzerine kurarak, oy devşirmek uğruna linç kültürünü beslenmektedir. Suriyeli ve farklı milliyetlerden göçmenler aynı zamanda sermaye için ucuzun ucuzu, güvencesiz emek olarak fabrikalarda, izbe atölyelerde en ağır işlerde çalıştırılmaktadır. İstanbul’da, İzmir’de üzerlerine kapılar kapatılarak, atölyelerde ve fabrikalarda yanarak, hayatlarını yitirmekte. Daha geçtiğimiz Mayıs ayında davası görülen, Afganistanlı Nourtani örneğinde olduğu gibi mülteciler darbedilip, sonra yakılarak öldürülüyor.
Kayseri’de eski Bakan Taner Yıldız’ın ortağı olduğu Üç Yıldız Kutu Ambalaj ve Kutu Fabrikasında Suriyeli işçi, iş cinayetinde yaşamını kaybetti ve üstü kapatıldı. İş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden mültecilerin sayıları giderek artıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki “sanayiyi mülteciler ayakta tutuyor” derken, ülkeyi ucuz emek cennetine çevirenler bir yandan mültecileri yok pahasına çalıştırıp diğer yandan her gün geri göndeririz tehdidini büyütüyor” dedi.
“YAŞANANLARIN SORUMLUSU MÜLTECİLER DEĞİLDİR”
“Bugün ülkede mülteciler sadece çalışsın, sermayenin karına kar katsın ama hiçbir hakka sahip olmasın isteniyor” diyen Aslan; “İktidar ve muhalefet arasında seçim malzemesi, oy devşirme aracı haline getirilen göçmenlerin sorunlarının çözümüne dair politikalardan uzak duruluyor mülteciler yalnızca bir 'fon desteği' olarak görülüyor. AKP iktidarı açısından AB’ye karşı koz olarak kullanılan, ülkede ucuz emek olarak görülen mülteciler, muhalefet açısından ise iktidarı sıkıştırmanın aracına dönüştürülmüştür. Dün gece Kayseri’de bir kez daha açığa çıktı ki, sürdürülen ırkçı, milliyetçi ve şoven politikalar bir kıvılcımla anında yangına dönüşüyor. Suriyeliler hedef haline getirilerek gece boyunca araçlar, dükkanlar tahrip edildi. Kayseri’de yaşanan gelişmeler her an başka yerlere sıçrayacak düzeyde tartışmalar yarattı. Buradan başta Kayseri'dekiler olmak üzere işçi ve emekçilere sesleniyoruz. Yaşananların sorumlusu mülteciler değildir.”
“DÜZENE KARŞI MÜCADELE ETMELİYİZ”
Çocukları, kadınları istismarın öznesi haline getiren, kadın cinayetlerini önlemeyen, çocuk ve kadınlara uygulanan şiddet ve istismara karşı cezasızlık politikasını sürdürerek İstanbul Sözleşmesinden çıkan, 6284’ü tartışmaya açanların Kayseri’de yaşanan istismarın sorumlusu olduğununun altını çizen Aslan, “İstismarı gerçekleştiren şahsın milliyetine, dinine vatandaş olup olmamasına bakılmadan kanun önünde gerekli cezayı alması sağlanmalıdır. Fakat taciz tüm Suriyelilere mâl edilerek durum bir pogroma çevrilmeden gerekli önlemler alınmalıdır!
Başta Kayseri olmak üzere tüm ülkede aynı sömürü koşulları altında, hatta daha ağır sömürü koşulları altında çalışan mülteci işçiler düşmanımız değil, sınıf kardeşlerimizdir. Sermayenin din, dil, ırk ve milliyet gözetmeden sömürdüğü bu düzende hepimiz bu düzene karşı birleşmeli ve mücadele etmeliyiz. Başta Kayseri’de olmak üzere ülkemizde yaşayan tüm göçmenler mülteciler sınıf kardeşimizdir.”
“ŞOVEN KIŞKIRTMALARA KARŞI SINIF KARDEŞLİĞİNİ SAVUNALIM”
Özellikle uygulanmakta olan emek düşmanı ekonomik program nedeniyle işçi-emekçilerdeki hoşnutsuzluğun artmasının beklendiği bir süreçte bu tür şovenizm ve milliyetçiliğin kışkırtılması, emekçilerin tepkilerinin törpülenmesi ve bu emek düşmanı politikaların üstünün örtülmesi için kullanışlı bir araç olduğuna işaret eden Aslan şunları söyledi; “Fabrikalarda, atölyelerde, tarımda büyüyen sömürü koşullarına karşı insanca yaşamak için birlikte mücadele etmeliyiz. Yerli mülteci demeden ortak mücadele hattını büyütmek için başta Kayseri’deki işçi ve emekçiler olmak üzere ülkedeki tüm işçi ve emekçileri sağ duyuya, ırkçı ve milliyetçi şoven kışkırtmalara karşı sınıf kardeşliğini savunmaya davet ediyoruz!” (HABER MERKEZİ)