01 Temmuz 2024 15:32

Sivas'ta katledilenler anılıyor: Sivas İçin adalet, herkes için adalet!

Sivas Katliamı ile ilgili birçok ilde kurumlar tarafından yapılan açıklama ve etkinliklerde insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmayacağı belirtilerek Sivas Katliamı için adalet talep edildi

Fotoğraf: Abidin Çınar/Evrensel)

Paylaş

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Madımak otelinde katledilenler Yarın Sivas’ta anılacak. Anmalar öncesi çeşitli illerde açıklama yapan kurumlar Sivas Kattliamı için adalet istemeye devam etti.

Muğla Ortaca Pir Sultan Abdal Kültür Derneği; “faşist ve şeriatçı kuşatmaya karşı; laik ve demokratik cumhuriyet için 2 temmuz’da alanlara çağrı” yaptı.

Ortaca Pir Sultan Abdal Kültür Derneği adına açıklamayı Cavit Gümüş yaptı. İnsanlık tarihinin en korkunç katliamlarından birinin Pir Sultan Abdal’ı anma etkinliklerinin dördüncüsünün düzenlendiği sırada Sivas ta yaşandığını hatırlatan Cavit Gümüş, acımız ilk günkü kadar taze, öfkemiz ise her geçen gün katlanarak büyüyor” dedi.

Otuz bir yıl boyunca demokrasiyi ve laikliği, cumhuriyeti, çağdaş değerleri ve Anadolu halklarının bir arada yaşama arzusunu hançerlemeyi hedef alan bu katliamın hesabı verilmemiş, adalet sağlanmamıştır diyen Gümüş, “huhuk mücadelesinde şehit aileleri, alevi örgütleri ve vicdanlar yargılanmıştır” ifadelerine yer verdi.

İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇLARDA ZAMANAŞIMI OLAMAZ!

Madımak katillerinin affedildiğini, devam eden son davanın  da otuzuncu yılında zaman aşımına uğratıldığının altını çizen Gümüş, bu mahkeme kararını tanımadıklarını belirtti.

Madımak Katliamının İnsanlığa karşı işlenmiş zamansız suçlardan biri olduğunu herkesin bilmesi gerektiğini belirten Gümüş, İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olamaz” ifadelerini kullandı.

Sivas Madımak otelinin utanç müzesi yapılması, Madımak davasının da İnsanlığa karşı İşlenmiş suçlar kapsamına alınması taleplerinin bugüne kadar duyulmadığını belirten Gümüş

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta devletin gözetimi ve hatta bizzat organizesi ile gerici, şeriatçı ve faşist bir güruhun “yaşasın Şeriat, Kahrolsun Laiklik. Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak. İslamın ordusu, kafirlerin korkusu” sloganlarının katliam sırasında atıldığını hatırlattı.

“AKILDAN, BİLİMDEN UZAK BİR EĞİTİM SİSTEMİ İLE KARŞI KARŞIYIZ”

Bugün ülkenin saraydan ve yasa, hukuk tanımayan tek adam tarafından yönetildiğini, yaşamın her alanının dinselleştirilmeye çalışıldığı bir noktada olduklarını ifade eden Gümüş, “eğitim ve eğitim kurumları tümü ile tarikat ve cemaatlerin kontrolüne terk edilmiştir. Gerici, tekçi bir müfredat ve akıldan, bilimden uzak bir eğitim sistemi ile karşı karşıyız” dedi.

“KAYYUMLARLA HALKIN İRADESİNİ TANIMIYOR”

Gümüş, halkın iradesini tanımayan ve her şeyi din ve onun kanunları ile açıklayan bu iktidarın, ülkeyi derin bir ekonomik krize sürüklediğini belirterek, “seçilmiş belediye başkanları yerine kayyum atayarak, sandıklara darbe yapıyor “ dedi.

Laik ve bilimsel eğitim taleplerine ÇEDES ve benzeri binlerce proje ve protokolü ve “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile yanıt verildiğini belirten Gümüş, bilimi ve aklı, toplumsal cinsiyet eşitliğini, eşit yurttaşlığı, doğa ve çevre bilincini, kadın haklarını, çocuk haklarını, barışı ve kardeşliği, sevgiyi ve emeğin kutsallığını esas alan bir eğitim sisteminden yana olduklarını belirtti.

“MADIMAK DAVASI İNSANLIK DAVASI OLARAK TARİHE GEÇMİŞTİR”

“Gerçek ve murat ettiğimiz adalet sağlanıncaya dek Sivas Madımak Davası İnsanlık davası olarak tarihe geçmiştir” diyen Gümüş, bu katliamı hafızalara kazıyacaklarının altını çizdi.  

“ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMALARA KARŞI BİRLEŞELİM”

Yaşadığımız onlarca sorun, derin yoksulluk, derin kriz, buna bağlı olarak gelişen umutsuzluk, çaresizlik, işsizlik, açlık, intiharlar ne kadar olumsuzluk var ise hepsinin ana nedeni  bugünkü siyasal iktidardır” diyen Gümüş, “kadın cinayetlerine, anti demokratik uygulamalara karşı birleşmek zorundayız, Halkımızı, emekten, barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan bütün kurumları çağrımıza destek vermeye ve alanlarda kol kola mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. Muğla/ EVRENSEL


BALIKESİR’DE BELGESEL GÖSTERİMİ:"SİVASI YAKANLAR,AKP’Yİ KURANLARDIR"

Balıkesir Edremit’te 2Temmuz 1993 te yaşanan Sivas Madımak Oteli katliamı belgesel film gösterimi yapıldı. Madımak Katliamı Hafıza Merkezi’nin tanıtımı ve “Çok Kötü Bir Şey Oldu’ belgesel filminin gösterimi 30 Haziran Pazar Günü Saat:18.00 de Edremit Şükrü Tunar Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.

Sunuculuğunu Madımak’tan sağ kurtulan Ali Çapan'ın yaptığı etkinliğe beş yüz kişi katıldı.

Ali Çağan yaptığı konuşmada Hafıza Merkezinin oluşumu ve belgesel film gösterimi ile ilgili bilgi verdi. Çağan “Yaşananları gelecek kuşaklara aktarmak için bu çalışmayı yaptık” dedi.

Pir Sultan Abdal Derneği başkanı Cuma Erçel belgesel gösteriminin Türkiye'de ve Avrupa'daki gösteriminin yapılacağını söyledi.

“2 Temmuz 1993 Yılında yapılan Pir Sultan Abdal Banaz etkinliklerinin Sivas Madımak otelinde yapılan etkinliklerine yönelik gerici faşist güruhun saldırısı sonucu 33 canımız yanarak hayatını kaybetti” diyen Erçel; aradan 31 yıl geçmesine rağmen adalet mücadelesinin devam ettiğini ifade etti.

Katillerin salıverildiğini söyleyen Erçel; “2 Temmuz 1993 yılında bugünkü iktidarın temelleri atıldı. 93 Yılında yükselen kara dumanlar bugün ülkenin her yerini kaplamıştır. Bu karanlığa karşı emek, barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesini kazanacağız. Karanlığı aydınlığa çıkaracak olan birleşik mücadelemizdir” dedi.

Bu katliamla yüzleşmeden,devletin katliamdaki rolü ortaya koyulmadan karanlıktan çıkılamıyacağını vurgulayan Erçel; “Devlet katliam ortaklığından dolayı bizlerden özür dilemeli ve katliamla yüzleşmelidir” diye konuştu.

Etkinlik belgesel gösterimi ile devam etti. (Balıkesir/EVRENSEL)


MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI: SİVAS KATLİAMINI YAPAN GERİCİLİK MESAFE KAT ETMİŞ, HEDEF BÜYÜTMÜŞTÜR

Sivas Katliamı ile ilgili TMMOB Makine Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada ise Sivas’ta katledilenlerin unutturulmayacağı vurgulandı.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener tarafından yapılan açıklamada; Sivas’ta katledilen toplumcu, demokrat yazar ve ozanların sevgiyle, saygıyla andıklarını belirterek; “Onları unutmadık, unutturmayacağız. TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, Sivas katliamını, ilerici güçlere ve kadınlara yönelik tüm katliam ve cinayetleri lanetliyoruz” dedi.

Aydınlara, sanatçılara, bilim insanlarına, ilerici düşünceye tahammülü olmayan gericiliğin, şeriatçısından kontr-gerilla güçlerine faşistlerine dek ülkemizde linççi bir katliam geleneği yarattığına vurgu yapan Yener şöyle devam etti; “. Sivas katliamı bu kara gelenek içinde önemli bir halka olmuştur. Gericiliğin katliam sicili 1930 yılındaki Menemen-Kubilay olayından 1969’da İstanbul’da Kanlı Pazar’a, 1978’de Kahramanmaraş’a, 1980’de Çorum’a, 1993’te Sivas’a, 2015’te Urfa Suruç’a, Ankara Garı’na, 2017’de Reina katliamlarına dek uzanmaktadır. Gerici faşist güçler, toplu katliamların yanı sıra birçok değerli aydınımızı ve gençlerimizi de öldürmüştür.”

Bu katliam ve cinayetlerle toplumun aydınlanma kanallarının, toplumsal muhalefetin, toplumcu güçlerin önünün terörle kesilmesinin amaçlandığını ve gelinen noktada laik Cumhuriyete, demokrasiye ve bu yöndeki tüm kazanımlara düşmanlığın resmî politika olduğuna işaret eden Yener; “Sivas’ta aydın ve sanatçılarımıza katleden gerici faşist güçler “Şeriat isteriz”, “Laik Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak”, “Laiklik gidecek, şeriat gelecek” sloganları atıyordu. Bu istemleri açıktan ve gizli olarak savunanlar dünden bugüne mesafe kat etmiş, hedef büyütmüştür. Laik Cumhuriyet düşmanlığı ve şeriat istemleri artık serbesttir” diye konuştu.

Dinselleştirmenin eğitimde, kamusal, toplumsal yaşamda mezhepçi tarzda hâkim kılındığına vurgu yapan Yener şunları söyledi; “Mezhepçilik, iç ve dış siyasette özel bir yere sahip olmuş, emperyalizmin ve yerli gericiliğin beslediği çağdışı şeriatçı yapılar, toplu katliamlarla ülkemizi ve bölgemizi kana bulamıştır. Diğer yandan belirtmek gerekir ki; din-mezhep, inanma inanmama, etnik köken, siyasi düşünce farklılıklarını halk arasında düşmanlık tohumları ekmek için kullanmak, sömürü ve baskı düzeninin sürekliliğini sağlamada başvurulan daimi bir politikadır.

“AYDINLIK TÜRKİYE MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

Dini ibadet mekânlarının sayısının okul sayısını geçtiği, çocuklarımızın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve “ÇEDES” gibi programlarla gerici eğitim sistemi ve tarikatlara teslim edilerek dindar-kindar nesiller yetiştirilmeye başlandığı, çocuk-ergen tüm kadınların evlere ve ucuz işgücü depolarına hapsedilmek istendiği, kadın ve çocuk bedenlerinin mülkiyet/sahiplik-tecavüz ve cinayet alanı olarak görüldüğü, gerici ideolojiler ile nüfus planlamasının buluşturulduğu, gençliği işsizlik ve geleceksizliğin beklediği bugünkü Türkiye’de laiklik, toplumcu aydınlanma savunusu, demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük istemleri ve bu yönde mücadele, her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.

Tüm olumsuzluklara karşın toplumdaki laik ilerici toplumcu damarlar canlıdır, kurutulamayacaktır. Sömürünün, işsizliğin, yoksulluğun olmayacağı aydınlık Türkiye mücadelesi sürmektedir. Odamız demokratik, laik, emeğin ve bilimin aydınlattığı başka bir Türkiye mücadelesine kararlılıkla devam edecektir.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Milli Takım çeyrek final için sahada

SONRAKİ HABER

Kazanılmış haklarından vazgeçmeyen Seyhan Belediyesi emekçileri: Gerçek bir sözleşme yapalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa