02 Temmuz 2024 00:33

Kayseri’de endişe, korku ve öfke bir arada

Kayseri'de valilik ve emniyet, “hazırlığımız tamam” dese de süreç çok su götüreceğe benziyor. Eski bir dostum arıyor, “Yarın 2 Temmuz, aman dikkat edin” diyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ali Osman ERCİYES
Kayseri

Kayseri’nin Melikgazi İlçesine bağlı Danışmentgazi Mahallesi’nin yolunu tutuyoruz. Sabah saatlerinde mahallenin en büyük yolunu itfaiye aracı kesmiş, sürekli polis ekipleri mahalle içerisinde geziniyor. Mahalle sanki gece olay yaşanmamış gibi sessiz, durgun, ama hiç olmadığı kadar öfkeli gözüküyor, hissediliyor. Görünürde tek bir Suriyeli mülteci aile yok. Tedirginlik had safhada. Kiracısı Suriyeli olan Kayserili aileler de çok tedirgin.

YANGIN YERİ

İstismar iddiasının olduğu olay yerine uğruyoruz. Bir yanı semt pazarı, bir yanı market. Camii karşısında bir umumi tuvalet. Önünde ekip aracı bekliyor. Çevrede bakışlarını oraya dikmiş bir grup ihtiyar. Mahalle içerisinde ilerliyoruz. Sınırlı sayıda insan ile karşılaşıyoruz. Sessizlik devam ediyor. Suriyeli mültecilere ait yanmış iş yerleri, ters çevrilmiş, kırılmış dökülmüş araçlar, camları kırılmış dükkanlar, parçalanmış motorlar…

Sokağın geniş alanlarında yer simsiyah. Suriyelilere ait bahçede bulunan koltuklar, sandalyeler, masalar yakılmış, yıkılmış vaziyette. Birkaç görevli harap edilmiş dükkan önünde bekliyor. Sokaklarda yoğun biçimde çocuklar dolaşıyor. Belki 8 belki 10 yaşındaki çocuklar yakılan iş yerleri önünden içeri bağırıyorlar, kitlelerin öfkesi çocuk halleriyle onlarda da vücut bulmuş sanki. “Gidin buradan” diye bağırıp küfürler savuruyorlar. Az ötede camları kırılmış bir manavın önünde yüzündeki üzgün ifadeden anlaşılacağı üzere bir çocuk oturuyor. Bize hiç bakmıyor çocuk. Belli ki Suriyeli, yüzündeki korku dolu ifade her şeyi özetliyor.

“BÜTÜN EVLER ATEŞE VERİLEBİLİRDİ”

Birçok sokak geziyoruz. Her yerde tablo aynı. Yakılmış, yıkılmış… Evlerin yakınlarından geçerken kafamızı bahçeye uzatıyoruz. Tedirginliğe sebebiyet vermemek üzere hızla hareket ediyoruz. Ev ziyaretleri yapıyoruz Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan ile… Ev ahalisi tedirgin. “Mahşer günü gibi gece geçirdik. Sabaha kadar uyuyamadık. Bu mahallede her bina da hemen hemen her yerde Suriyeli mülteciler oturuyor. Evleri ateşe verebilirlerdi” diyorlar. Bu söylemi görüştüğümüz her kesimden duyuyoruz.

Aynı zamanda bu mahalle fabrika işçilerinin de yoğun oturduğu bir yer. Erciyes Anadolu Holding bünyesinde çalışan bir tekstil işçisi ile görüşüyoruz. “Sabaha kadar kapının önünde oturdum. Kimsenin ne yapacağını kestiremedik. Biri eliyle işaret etse şura diye ora yakılırdı” diyor ve ekliyor; “Hayatımda ikinci defa bu mahalleyi böyle görüyorum. Birincisi 15 Temmuz’du, ikincisi de bu oldu.”

SURİYELİ İŞÇİLER İŞE GİDEMEDİ

Gece yarısı mahalleye giriş çıkışın yasaklandığı duyurulmuştu. Yasak sabahın erken saatlerinde işçi servislerinin hareketlenmesiyle kalkmış oldu. Mahalledeki işçiler çalışmaya gittiler. Telefon görüşmeleri yaptığımız işçi arkadaşlar, Suriyeli mülteci işçilerin iş yerine gelmediğini, gelemediğini söyledi. Hatta bazı iş yerlerinde Suriyeli işçilerin sayısının fazla olmasından kaynaklı hiç çalışma olmadığından bahsetti. İş yerlerinden Suriyeli mülteci işçilere “iki, üç gün işe gelmeyin” mesajları gönderilmiş.

Süreci mahalleli “tacizciye tepki gösteriyoruz” diye nitelendiriyor ama Suriyeli mültecilere yönelik birikmiş öfke uzun yıllar sonra patlıyor. En son 2014’de iki gencin kavgası sonrası Suriyelilerin evlerine taşlı sopalı saldırı olmuştu. Kimi emekçi, “Ekonomik meseleler, sinir stres, herkes patlamaya hazır sonuç böyle oldu” derken, az da olsa işçiler arasında bir bölüm işçi, “Bu kadarı da fazla ama” diyor. “Hükümet istifa” sloganı atanda oluyor, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” diyende… Yerel basın, “Ali Yerlikaya faturayı Kayseri halkına kesti” başlığıyla servis ediyor. Suriye’de tırlara yönelik saldırılar, Türk bayrağının sökülmesi, endişeyi büyütüyor.

ENDİŞE BÜYÜYOR

Görüştüğümüz bir mobilya işçisi, “Belediye sabaha kadar temizlik yaptı, mahalleyi toparlamaya çalıştı. Yoksa daha beterdi buralar” diyor. Bir kadın Suriyeli mültecilerin sürekli dışarda olmasından şikayetçi olduğunu dile getiriyor: “Gündüz işte ya da evdeler. Akşam gece yarılarına kadar dışardalar. Yolda yürüyemez olduk. Çözüm yakmak, yıkmak değil elbette ama kalabalık bir araya gelince böyle oldu” diye cevap veriyor.

İş yerlerinde işçilere temmuz ayında ücretlere zam tartışmalarını soruyoruz, “Hiç konuşan yok” diyorlar. EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ile birlikte sürece ilişkin, sınırlı sayıda insan ile Türkiye’nin dış politikasına ilişkin, emperyalist ülkelerin savaş çığırtkanlığına dair, geri kabul anlaşmasından bir dizi şeye kadar anlatmaya çalışıyoruz.

Sürecin anlaşılması kolay olmuyor. Bir yandan da mesajlar geliyor: “Kayseri Meydanı’nda toplanıp başka mahalledeki Suriyelilere saldıralım” diye. Alenen mesajlar sosyal mecralarda, WhatsApp gruplarında “akşam buluşalım, Suriyelileri ülkelerine gönderelim, böyle misafirlik olmaz” mesajları yayılıyor. Valilik ve emniyet, “hazırlığımız tamam” dese de süreç çok su götüreceğe benziyor. Eski bir dostum arıyor, “Yarın 2 Temmuz, aman dikkat edin” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Dışişleri Bakanlığı: Suriye ile ilişkiler her türlü provokasyonun üzerinde

SONRAKİ HABER

Kayseri’den sonra Antep, Adana, Konya... Şiddet eylemleri yayılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa