02 Temmuz 2024 13:08

Tülay Hatimoğulları: Yıllardır her yere yaydığınız şiddet ne kazandırdı?

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Tayyip Erdoğan'ın Esad'a dair açıklamalarını hatırlatarak, “Şam ile anlaşmanın sahici yolu Kamişlo ve Kobanê'den geçer” dedi.

Tülay Hatimoğulları | Fotoğraf: MA

Paylaş

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Hatimoğulları, mevcut iktidarın Türkiye'yi yönetme yeteneğini çoktan kaybettiğini savundu ve sistemdeki çürümeye dikkat çekerek değişim talebinde bulundu.

Hatimoğulları "Egemenler, kapitalist sistemin tıkanıklığını aşmak için dünya genelinde savaşı yaymaya çalışıyorlar. Dışişleri Bakanı'nın 3. Dünya Savaşı uyarısı ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 'Biz Üçüncü Dünya Savaşına hazırız' açıklaması, bu hazırlıkların bir göstergesi. Ancak bu durum, yöneticilerin asıl görevlerinin savaş tespiti yapmak ya da hayal satmak olmadığını unutmamalıyız. Soruyorum, yıllardır her yere yaydığınız şiddet ne kazandırdı? Barış müzakeresi mi yürüttünüz yoksa 'Komşularla sıfır sorun' politikanız 'Yedi düvelle savaş' politikasına mı dönüştü?" dedi.

"TÜM TÜRKİYE TEHLİKEDE"

Hatimoğulları, şunları söyledi: "Diyor ki bizim işimiz yok Suriye’de. Suriye'nin içişlerine karışmayız diyor. Dostum Esad birden Esed oluverdi, şimdi de bir daha dostum Esad politikasına dönmek istiyorlar. Görüşme için yıllardır çaba içindeler. Bu yeni bir tutum değil. Peki işiniz yoksa içişlerine karışmıyorsanız, Afrin’de neden kaymakam atadınız, neden Türkiye'ye bağlı üniversitelerin Antep üniversitesinin şubesini açtınız, neden PTT açtınız ve ÖSO güçlerine Türkiye’nin parası ile maaş ödüyorsunuz? Bu iş işlerine karışmak değilse nedir?"

Tüm kentlerin "uyuyan hücreler" nedeniyle tehlike altında olduğu uyarısında bulunan Hatimoğullar, şöyle devam etti: "Jeostratejik konumu itibariyle Türkiye her daim bölge açısından ve dünya açısından çok önemli bir ülke. Bunun hepimiz farkındayız ve çok söyledik. Burada bir kez daha tekrarlıyoruz; Evet Türkiye resmi olarak Suriye ile görüşmelidir. Esad ile de görüşmelidir ama bu görüşmeler gerçekleşeceği zaman oradaki Kürt halkının iradesi ile de görüşmelidir. Orada Kamişlo ile de görüşmelidir. Her kesimle mutlak görüşmelidir. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki Kürt sorununu çözmemiş olan bir Türkiye, dış siyasette başarıya imza atma ihtimali yoktur. Ve şu uyarıyı bir kez daha yapıyoruz; Türkiye’de şu an Dışişleri Bakanlığı diyalog ve diplomasi çalışması yürütmek yerine, MİT faaliyetleri yürütüyor. İstihbari faaliyettir, dış siyaset istihbari faaliyetlerle yürütülemez. Bunun da altını buradan bir kez daha çiziyoruz. Bunları biz çok söyledik. Şimdi bir kez daha buradan altını çizmiş olalım. Bu konu ile ilgili son sözüm şudur; Şam ile anlaşmanın sahici yolu, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmektir. Sahici yolu Kamişlo ve Kobanê'den geçer.

KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜM

“Kürt sorununun çözümü, dış politika stratejimizin temelini oluşturmalıdır ve bu çözümün barışçıl ve demokratik yöntemlerle gerçekleşmesi gerektiğine inanıyoruz” diyen Hatimoğulları “Bu konuda, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecrite dikkat çeken ve bu duruma karşı direniş gösteren tutsaklarla dayanışma içindeyiz. Adalet Bakanı ile bu konuları görüşmek üzere Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen anneler, kolluk kuvvetlerinin engellemeleriyle karşılaşmaktadırlar ve Bakan, görüşmelerde herhangi bir somut çözüm önermemiştir. Bu annelerin mücadelesi, bu toprakların en gerçek ve onurlu mücadelelerinden biridir ve biz bu mücadeleyi destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Hatimoğulları “Kürt halkının demokratik haklarının gasbedilmesine karşı da durmaktayız. Halk, belediye eş başkanlarını seçmiş olmasına rağmen, bu seçimler kabul edilmeyip kayyımlar atanmaktadır. Bu, demokrasiye yapılan bir darbedir. İstanbul'da bir araya gelen halklar, inançlar ve siyasi yapılar, kayyıma karşı ortak bir sesle ‘Emeğimiz ve Özgürlüğümüz İçin Kayyıma Geçit Vermeyeceğiz’ diyerek direnişlerini sürdüreceklerini ilan ettiler. Evet, biz de kayyuma geçit vermeyeceğiz! Bu direniş, Türkiye'nin her yerinden sürdürülecek ve halk iradesinin hiçe sayılmasına karşı mücadelemiz devam edecektir” dedi.

SİVAS ANMASI

"Madımak'ta 31 yıl önce bugün, Pir Sultan Abdal'ı anmak üzere toplanan 33 kişi, aralarında yazarların ve ozanların da bulunduğu grup, Sivas'ın ortasında vahşice katledildi” diyen Hatimoğulları şunları söyledi:

“Bu katliamla, ülkede şiirin, şairin ve yaşamın hedef alındığı, kardeşliğin ve birlikte yaşam umudunun yok edilmek istendiği çok açıktı. Madımak Davası yıllar boyunca sürdü, şehir şehir dolaştırıldı ve mağdur aileler için adeta bir işkenceye dönüştü. Çoğu katil, uzun süren yargılamalara rağmen hiç ceza almadı, ceza alanlardan biri cumhurbaşkanı tarafından affedildi, bir diğeri ise hastalık gerekçesiyle serbest bırakıldı.

Dava, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olmasına rağmen zamanaşımı ile düşürüldü. AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu zamanaşımı kararını “hayırlı olsun” diyerek onayladı ve bu sözlerle milyonların vicdanını sızlattı. Katliamın faillerinin avukatları ise AKP tarafından milletvekili, belediye başkanı, bakan ve Anayasa Mahkemesi üyesi gibi yüksek mevkilere getirilerek ödüllendirildi. Bu adaletsizlik karşısında bizler diz çökmedik, baş eğmedik ve adalet talebinden vazgeçmedik.

Gerçek adaletin, Hakikatle yüzleşme, özür dileme ve Alevi toplumunun eşit yurttaşlık haklarının tanınmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz. Madımak Otelinin “Madımak Utanç Müzesi”ne dönüştürülmesi bu yüzleşmenin bir parçası olabilir. Katliamda kaybettiğimiz Metin Altıok’un dizelerinde dediği gibi, ‘Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli. Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli.’ Canlarımızı sevgiyle anarak ve adalet talebimizi yüksek sesle dile getirerek mücadelemizi sürdüreceğiz.”

KISA KISA

Hatimoğulları, İzmir Torbalı'da bir restoranda meydana gelen ve beş kişinin hayatını kaybettiği patlamada yaralananlara şifalar dileyerek başsağlığı dileklerini iletti.

Hatimoğulları, orman yangınlarına da değindi, yangınların çoğunun turizm tesisleri, imar ve maden ocakları için kasıtlı olarak çıkarıldığını söyledi.

Barış Anneleri de grup toplantısına katıldı. Hatimoğulları "Barış Annelerimiz de burada. Bu canı yananların ortak talepleri var; barış. Bütün acılara rağmen analarımız barış demekten asla geri adım atmadılar. Analarımızın en temel talebi İmralı tecridinin ortadan kalkması, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin ortadan kalkması" dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

"Maden projesi içindeki tarihi sit alanları korumayan Cengiz Holding, İnkaya Mağarası kazısına sponsor oldu"

SONRAKİ HABER

Vatandaşa değil ranta koruma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa