03 Temmuz 2024 10:32

Hendek katliamında yakınlarını kaybeden aileler 4 yıldır ‘adalet’ bekliyor

Sakarya Hendek’teki Havai Fişek Fabrikasındaki patlamanın üzerinden 4 yıl geçti. Hayatını kaybeden Halis Yılmaz’ın kardeşi “Biz bugün bu cinayetlerin peşine düşmezsek yenileri eklenecek" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

3 Temmuz 2020’de Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasında meydana gelen patlamada 7 işçi hayatını kaybederken 100’ü aşkın işçi de yaralandı. Daha sonra fabrikada kalan malların taşınması sırasında meydana gelen patlamada da 3 asker hayatını kaybetti.

28 Şubat 2022 tarihinde yapılan karar duruşmasında; sanıklar Ali Rıza Ergenç Coşkun ve Yaşar Coşkun ‘Bilinçli taksirle öldürme’ suçundan 16 yıl 3 ay, Fabrika Müdürü Hasan Ali Velioğlu hakkında ‘Bilinçli taksirle öldürme’ suçundan 12 yıl 6 ay, diğer sanıklar  da 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra sanık Hasan Ali Velioğlu hakkında tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliye kararı verildi. Dosya kapsamında sadece Yaşar Coşkun tutuklu bulunuyor. Dava dosyası ise Yargıtayda.

"DENETİM YAPANLAR HAKKINDA İŞLEM YAPILMADI"

Patlamada Halis Yılmaz, Havva Çelik, Muhammet Aygün, Sabahattin Tepeçınar, Muhammet Seyfi Çanakçı, Erhan Ateş ve Ramazan Kor’un hayatını kaybettiğini ve onlarca işçinin yaralandığını hatırlatan Halis Yılmaz’ın kardeşi Mervenur Yılmaz, “Patlamadan sonra, yaşanan yargılama sürecinde, düzenli olarak denetlenen fabrikada tam bir buçuk senedir kaçak barut üretildiği ve bu barutun pazarlanmaya çalışıldığı tespit edildi. Yine kaçak ruhsatsız patlayıcı depoları inşa edildiği, yasal sınır ve kapasitesinin üzerinde patlayıcı depolandığı, denetimlerin önceden haberinin alındığı, fabrikanın Çin Mahallesi adlı bölgesine denetim ekibinin hiç girmediği tespit edildi. Mahkeme heyeti tüm bu hususlar üzerinde hem fikir olmasına ve kanıtlanmasına rağmen hem savcı mütalaasına hem de gerekçeli kararla bu tespitler tek tek belirtilmesine rağmen maalesef ki denetim mekanizması hakkında suç duyurusunda bile bulunulmadı” dedi.

"İŞÇİLER TEHDİT EDİLDİ"

Patlamanın olduğu gün, kendileri yakınlarının cenazelerini ararken Patron Yaşar Coşkun için MÜSİAD’ın moral yemeği verdiğini hatırlatan Yılmaz şöyle devam etti: “Süreç boyunca, Patron Yaşar Coşkun başta olmak üzere sanıklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adını anmaktan çekinmediler ve açıkçası onları referans gösterdiler. Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti’nin yapılan tüm usulsüzlüklerden haberdar olduğunu ima ettiler. Biz patlama süreci boyunca, sanıklar tarafından siyasilerin, Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının hatta sağlık bakanının dahi adı kullanılarak işçiler, aileler ve avukatlar dahi tehdit edildi. Mahkeme heyetine ‘Siz daha gençsiniz. Daha iyi yerlere gelirsiniz’ gibi imalarla aleni bir şekilde gözdağı verildi ve sonuç olarak maalesef ki olması gereken cezalar çıkmadı.”

"ADALETİN PEŞİNE DÜŞMEMİZ GEREKİYOR"

“Biliyorum, peşinden koşmamız ve adalet aramamız gereken çok fazla sosyal cinayet var. Biliyorum, ülke gündemi çok hızlı değişiyor ama ben Hendek İşçi Katliamı’nın dördüncü yılında o fabrika önünde, o suç mahallinde yalnız olmak istemiyorum. Biz, bugün bu cinayetlerin, bu adalet arayışlarının peşine düşüp ailelere destek olmazsak maalesef ki yarın bir yenileri eklenecek. Yarın sevdiklerimize, kendimize adalet aramamak için bugün bu adalet arayışına ses olmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

‘OLASI KAST’TAN CEZA TALEBİ KARŞILIKSIZ KALDI

Dava avukatlarından Gülşen Uzuner de “Biz önlemlerin alınmamasının, tehlikeli çalışma biçiminin ‘kaza’ olmadığını, ölümlerin, yaralanmaların, işçilerin sağlığı ve can güvenliği ile ilgili hususların kârlılık hesabında bir maliyet kalemi olarak değerlendirildiğini her aşamada dillendirdik. Ancak işçilerin canını önemsemeyen politikalar ve bunun yargısal karşılıkları sonucu Hendek patlamasında hayatını kaybeden insanların dosyası ‘kaza’ olarak değerlendirildi. Bizim argümanımızın yargısal karşılığı ‘olası kast’ idi. Yani göz yumarak, umursamayarak ölüme neden olma diyebiliriz.”

Hendek davasında tek tutuklunun Yaşar Coşkun olduğunu belirten Uzuner, “Henüz tek kamu görevlisine denetim vb. ihmallerinden kaynaklı açılmış dava yok. Bu konudaki suç duyurumuz işlemsiz bırakıldı. Adalet toplumun bütün kesimlerine gerekli ancak en çok ezilenlere, sömürülenlere, yoksullara gerekiyor. Çünkü sistem maalesef hep güçlüden yana olma eğiliminde, haklıdan yana olmak için zorlanması gerekiyor” şeklinde konuştu. (Sakarya/ANKA)

ÖNCEKİ HABER

10 Ekim Katliamı Davası Avukat Komisyonu: IŞİD’i aklayanlar suç ortaklığına devam ediyor

SONRAKİ HABER

Asansör arıza yapınca iki kat arasında sıkışan kadın hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa