9. Yargı Paketi Meclis'e sunuldu: Kadının kendi soyadını kullanmasına engel getiriliyor
9. Yargı Paketi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunuldu. AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, teklifin ayrıntılarına ilişkin Meclis'te açıklama yaptı.
İLGİLİ HABERLER
Yargı Paketi taslağında kadının kendi soyadını kullanmasına engel: ‘Aile bütünlüğüne zarar verir’
9. Yargı Paketi Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Düzenleme ile "Aile bütünlüğüne zarar verir" denilerek kadının kendi soyadını kullanması engellenmek isteniyor.
KADININ SOYADINI KULLANMASINA ENGEL
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Başkanlığına sunulan paketle ilgili basın toplantısı düzenledi. Paket, AYM'nin kararına rağmen, kadının tek başına kendi soyadını kullanmasının engellenmesini içeriyor. Güler “Evlenen kadının soyadına ilişkin olarak düzenleme getiriyoruz. Kullanılacak soyadı nedeniyle aile bütünlüğünün zarar görmemesi ve çocukların olumsuz etkilenmemesi amacıyla, kadınların evlenince eşlerinin soyadını alacağı ve isterlerse önceki soyadlarını da kullanabileceklerine yönelik bir düzenleme teklif ediyoruz.” dedi. Güler, “Ailenin huzur ve refahının korunması amacıyla baba olduğunu iddia edilen üçüncü kişilerin soy bağının reddi davası açabilmesi, belirli kurallara bağlı olarak kanun teklifimizde yer alıyor.” şeklinde konuştu.
AYM, HÜKMÜ "EŞİTLİĞE AYKIRI" DİYEREK İPTAL ETMİŞTİ
Ancak, Anayasa Mahkemesi (AYM), Medeni Kanunu’nda yer alan ve kadının tek evlenmeden önceki soyadını kullanmasını engelleyen Türk Medeni Kanunu hükmünü eşitliğe aykırı olduğunu belirterek iptal etmişti. Mahkeme, iptal talebinin gerekçesinde, erkeğin doğumla kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanması mümkünken, aynı hakkın kadına tanınmamasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirtmişti.
"ETKİ AJANLIĞI" ÖNÜMÜZDEKİ TEKLİFLERDE YER ALACAK
38 maddelik teklifin içeriği ile ilgili bilgi veren Güler, “etki ajanlığı” düzenlemesi ile ilgili soruya, bilgi ve belge teminine dayanan casusluk suçunun (TCK 339) teknolojinin bugün geldiği noktada yetersiz kaldığını söyleyerek şu yanıtı verdi: "Bir istihbarat örgütü ya da bir ülke adına, TCK’yı ihlal eden değişik suçlar işlenebilmektedir. Bunun çerçevesinin daha somut, daha kesin deliller noktasında belirlenmesini sağlayacak bir maddeye erişilmesi noktasında önümüzdeki tekliflerde bu yer alacaktır. Mevcut kanuni düzenlemelerin yetersiz kaldığı, Türkiye’de suç işlemiş kişi ya da yapılarla da etkin mücadele edilmesini sağlamak gerekiyor. Ancak 'Etki ajanlığı' gibi bir düzenleme hiç yer almamıştı. Halen ne içerdiğini öğrenmiş değiliz. Keşke içerikten de bahsedilseydi."
HAKARET DAVALARINA 2 YIL SINIRI
AKP'li Güler, hakaret davası açılabilmesi için süre kısıtlaması getirildiğini belirterek "Şikayete tabi hakaret suçu bakımından azami şikayet süresini yeniden belirliyoruz. Süreyi fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yılı geçemeyeceğini kabul ediyoruz." dedi.
ARABULUCULUK DÜZENLEMESİ
Güler, uzlaşma görüşmeleri sırasında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlara ilişkin tazminat davası açılabilmesi ve arabuluculuk görüşmelerinin ilk toplantısına katılmayan tarafın yargılama giderlerinden sorumluluğuna ve lehlerine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin düzenleme yapılacağını belirtti.
AA'nın aktardığıan göre pakette yer alan düzenlemeler şöyle:
- "Koca, ana veya çocuk soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilecek. Bu dava, dava açma hakkına sahip diğer kişilere karşı açılacak. Ana doğumdan, çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorunda olacak. Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde baba olduğunu iddia eden kişi, kocanın altsoyu, anası veya babası, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilecek. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, birlikte evlat edinmede ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları; tek başına evlat edinmede ise ana veya baba adı olarak evlat edinenin adı yazılacak. Evlat edinilen diğer kişiler hakkında, talepleri halinde bu hüküm uygulanacak.
- Teklifle, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'a madde eklenecek. Buna göre, istinaf incelemesi için dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı görevli olduğu kanısına vardığı ilgili hukuk dairesine gönderecek. Bir aylık sürenin bitiminden sonra veya duruşma günü verilen dosya hakkında gönderme kararı verilemeyecek.
- Türk Ceza Kanunu'ndaki değişikliğe göre de soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikayet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyecek. Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu uzlaştırma kapsamından çıkarılarak önödeme kapsamına alınacak.
- Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren 7 gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılacak. Uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacak.
- Uzlaştırmacı olmak için hukuk mezunu olma şartı getirilecek. Uzlaştırmacılar, hukuk fakültesi mezunlarının yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilecek. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verecek. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde durma kararı verilecek. Durma süresince zamanaşımı işlemeyecek. Uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkemece yargılamaya kaldığı yerden devam olunacak.
- Teklifle, Çocuk Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılacak. Buna göre, sosyal çalışma görevlileri mahkemeler yerine Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine atanacak.
- Vakıflar Kanunu'nda düzenlemeye gidilecek. Bu kapsamda, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait taşınmazlarla ilgili işlemler nedeniyle değerli kağıt ve işlem bedeli alınmayacak, kamu kurum ve kuruşlarına herhangi bir katılım payı ödenmeyecek. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Harçlar Kanunda sayılan yargı harçlarından muaf olacak. Genel Müdürlüğün dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve işte teminat gösterme zorunluluğu olmayacak. Bu hüküm, Genel Müdürlüğün idare ve temsil ettiği mazbut vakıflar adına taraf olduğu dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve iş hakkında da uygulanacak. Vakıf kültür varlıklarının restorasyon veya onarım karşılığı kiralama işlemlerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecek.
- Anayasa Mahkemesi'nin, bazı Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini iptal etmesi dolayısıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ile Anayasa Mahkemesi kadrolarına ilişkin düzenlemeler yapılacak.
- Teklifle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki parasal sınırlarla ilgili düzenlemelere gidilecek. Buna göre parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298'inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacak. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmayacak.
- İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda esas alınan parasal sınırda yeniden değerleme nedeniyle meydana gelen artış, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtay'ın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlar hakkında uygulanmaz, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlar esas alınacak.
- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'ndaki değişikliğe göre, anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilecek. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilecek. Ayrıca taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilecek ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulacak. Ayrıca bu taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilecek. Arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip olanlar yazılı sınava girmeden arabuluculuk siciline kayıt olabilecek.
- Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt, silahlı örgüte silah sağlama, terörizmin finansmanı suçlarının işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde şirketlere veya malvarlığı değerlerine kayyum atanmasına karar verildiği takdirde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atanabilecek. Bu halde kayyumluk hak ve yetkileri bakımından Bankacılık Kanunu'nda TMSF'ye verilen hak ve yetkiler kıyasen uygulanacak. Şirketlerin genel kurul yetkileri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın TMSF tarafından kullanılacak. Bu şirketler veya malvarlığı değerleri TMSF'nin gözetiminde, TMSF'nin atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli bir tacir gibi yönetilecek. Bu şirketlerin veya malvarlığı değerlerinin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle şirketin veya varlıklarının ya da malvarlığı değerlerinin kısmen veya tamamen satılmasına veya feshi ile tasfiyesine TMSF tarafından karar verilebilecek. Satış ve tasfiye işlemleri, ilgili şirketin yönetim/müdürler kurulu veya malvarlığı değerleri kayyum temsilcileri ya da TMSF tarafından yerine getirilecek. Satış ve tasfiye işlemlerinde azınlık hisselerinin sahiplerinin rızası aranmayacak. Satıştan elde edilen gelirden şirket veya malvarlığı değerlerinin borçları ödendikten sonra kalan tutar, şirket veya malvarlığı değerlerinin işlerinde kullanılabilecek. Fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar açılan bir hesapta nemalandırılacak. Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TMSF Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahip olacak. Kayyumluk görevi TMSF tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaf olacak. TMSF'nin kayyum olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128'inci maddesi uyarınca verilen el koyma ve tedbir kararları, kayyum yetkisinin TMSF'ye devriyle birlikte kendiliğinden kalkacak. TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirketleri veya malvarlığı değerlerini yönetmek ve temsil etmek üzere atananlar veya görevlendirilenler ya da atananlar tarafından temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenler ile bu kapsamda yapılan işlemler hakkında Bankacılık Kanunu'nun 127'nci maddesi uygulanacak. TMSF'nin kayyumluk görevi kapsamındaki karar ve işlemlerine karşı açılan davalar, Fon'un merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülecek. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et