Hendek Katliamı aileleri: Bu cehennem çukurunu yeni katliamlar için imara açıyorlar

Hendek katliamının 4. yılında da patlamada yakınlarını kaybeden aileler fabrika önündeydi. Açıklamaya ailelerin yanı sıra davanın avukatları, siyasi partilerin temsilcileri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı. Büyük Coşkunlar Havai Fişek fabrikasının önünde yapılan açıklamada sanıkların olası kasttan yargılanmamasına, patlamaya ilişkin hiçbir kamu görevlisi hakkında işlem yapılmamasına ve fabrikanın kurulu bulunduğu alanın imara açılmasına tepki gösterildi.

Patlamada dayısını kaybeden ve aynı zamanda ailelerin avukatlarından olan Gülşen Uzuner konuşmasında "Bu süreçte en büyük zorluk, iş cinayetlerine ilişkin önlem alınmamasının artık kanıksanmış olmasıydı. Biz bu davanın sonun kadar takipçisiyiz. Tüm yasal ve toplumsal mekanizmaları sonuna kadar zorlayacağız. İş cinayetlerine maliyet gözüyle bakan, maliyet kalemlerinin en ucuzunu işçi canı olarak değerlendiren yoksulun canı olarak değerlendiren bir sistemle karşı karşıyayız. Bu dava ilk değil biliyoruz ama bu ülkede çalışma yaşamında kamusal sorumlulukların yerine getirilmemesinden kaynaklı ölmek istemiyoruz" diye belirtti.

 Uzuner davada işverenlerin aldığı cezalara ilişkin ise "Bu dava sonucu Türkiye koşullarına göre bir başarıydı belki de ama bile isteye öldürdüler ve olası kasttan ceza almaları gerekirdi. Başka unsurların olasılıkların tartışılmaması gerekiyordu. Başka patlamalar ve ölümler yaşanmasın diye" değerlendirmesinde bulundu.

Patlamada erkek kardeşi Sabahattin Tepeçınar'ı kaybeden Hatun Göktepe ise "Bu cehennem çukuru Ankara'dan imara açılmış. Bu cehennem çukurunda daha bizim kardeşlerimizin kanları topraklarda. Bu kadar çoluğun çocuğun geride kalanların hiçbir mağduriyeti giderilmiş değil hala. Allah da buradaki insanlar da bunun hesabını soracak ama şunu biliyorum ki geç gelen adalet adalet değildir" diye konuştu. 

“SERMAYE, SİYASET, YARGI ÜÇGENİ”

Patlamada abisi Halis Yılmaz'ı kaybeden Mervenur Yılmaz ise " Tam 4 yıl önce sermaye, siyaset, yargı üçgeninde bir katliam yaşandı. Bizim hiç aklımızdan çıkmıyorsa başkalarının da çıkmasın. Fırat'ın kenarında kurdun kaptığı koyundan sorumlu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sorumlu olduğu bu ülkede düzenli olarak denetlenen bu fabrikada kaçak barut üretildi, kaçak ruhsatsız depolar inşa edildi, yasal sınırın ve kapasitenin üzerinde patlayıcı depolandı, Çin Mahallesi olarak bilinen bölge denetimlerden kaçırıldı. Biz o gün sevdiklerimizin parçalanmış cenazelerini ararken patron Yaşar Coşkun için Cumhurbaşkanı talimatıyla sermayedarlara moral yemeği verildi" diyerek tepkisini dile getirdi.

“DEVLET BU KAMBURU ÜZERİNDEN TEMİZLESİN”

Halis Yılmaz'ın babası Muammer Yılmaz ise "Bu patlama bize göre iş cinayeti bazılarına göre ise kader, kaza, fıtrat. Bir sürü usulsüzlüğün olduğu bir yerde kamunun denetim mekanizması işlemiyorsa bunlar hakkında suç duyurusu yapılmadığı için bunlar da eğer bir devlet kurumuysa devlet benim çocuğumun katilidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti benim çocuğumun katilidir, devlet bu kamburu üzerinden temizlesin" dedi. Cezaevinde bulunan davanın avukatlarından TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın ailelere gönderdiği dayanışma mesajı da okundu. 

ARZU ERKAN: YENİ BİR CİNAYET MAHALİ YAPILMAK İSTENİYOR

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan ise sürecin ilk anından itibaren sendika konfederasyonlarının davaya olan ilgisizliğine dikkat çekerek "Örneğin bu açıklamalarda bir tek DİSK vardı. İki büyük işçi konfederasyonu Türk-İş ve Hak-İş ise bu dava sürecine ne dahil oldular ne de takip ettiler ne de tutum aldılar. Bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bunun yanı sıra bugün arkamızda bulunan bu cinayet mahalinde yeni bir cinayet mahali örülmek isteniyor. Yerel yönetimler eliyle, yapılacak imar değişikliğinin ardından bu cinayet mahaline, tarım arazilerinin ortasına, üstelik yöre halkına rağmen organize sanayi bölgesi inşa etmek istiyorlar. Yeni bir cinayet mahali örmeye çalışıyorlar. Burada yöre halkıyla birlikte buna karşı mücadele edeceğiz. Buradan bir çağrımızda bugüne kadar bu davayı görmezden gelen, duymayan ve bu cinayete karşı tutum almayan konfederasyonlaradır. Düne kadar yerine getirmediğiniz görev ve sorumluluğunuzu yerine getirmenizi bekliyoruz" dedi. (Kocaeli/EVRENSEL)