08 Temmuz 2024 13:30

Fransa'da Halk Cephesi taktiği kazandı ancak tehlike geçmedi

Fransa’da olası bir aşırı sağ iktidarını Halk Cephesi taktiği durdurdu. Cephe, birliğini koruyabilir ve vaatlerinin arkasında durursa güçlenmeye devam edebilir. Ancak aşırı sağın oyu hâlâ çok yüksek.

Fotoğraf: Eren Araman/Evrensel

Paylaş

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Fransa’da 7 Temmuz’da yapılan parlamento seçimlerinin ikinci turunda ortaya çıkan tablo sürpriz oldu. 30 Haziran’daki birinci turda aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) oyların yüzde 33’ünü alarak açık ara birinci, kısa süre içinde Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Sosyalist Parti (PS), Yeşiller ve diğer bazı partiler tarafından kurulan Yeni Halk Cephesi (NFP) yüzde 28 ile ikinci, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisinin etrafında toplanan Ensemble (Birlikte) ittifakı da yüzde 20 ile üçüncü olmuştu. İlk turdaki bu tablo üzerinden yapılan hesaplamalarda RN’nin ikinci turda da birinci olacağı ve 577 sandalyeli Ulusal Mecliste salt çoğunluk olan 289’a yakın sandalye kazanacağı tahmin ediliyordu. RN’nin sandıktan bu şekilde çıkması aynı zamanda liderlerinden Jordan Bardella’nın başbakanlık koltuğuna oturması anlamına gelecekti.

Fransa seçimlerinin ikinci turunda nasıl bir tablonun ortaya çıkacağı, başta komşu ülke Almanya olmak üzere pek çok AB ülkesi tarafından da dikkatle izleniyordu. Birinci turdaki seçimlere benzer bir sonucun çıkmasının başta Alman-Fransız ilişkileri olmak üzere pek çok alanda yeni sorunlara yol açacağı dile getiriliyordu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, bunu hiç gizlemeden ifade ettiler. AB’nin motoru olarak tanımlanan Alman-Fransız ekseninin teklemesinin AB’nin zayıflaması anlamına geleceği de açıktı.

Bu nedenle ikinci tur seçimlerinin sonucu Fransa’dan sonra en fazla Almanya’yı rahatlattı. Devlet televizyon kanalı ARD, sonuçlar açıklanmaya başladıktan sonra özel bir yayınla gelişmeleri aktardı. Gazeteler ve haber siteleri de gelişmeleri dakika dakika izlediler.

İKİNCİ TURUN BELİRLEYENİ NFP’NİN TAKTİĞİ OLDU

Sonuçlarının belirleyici faktörü, Yeni Halk Cephesi’nin (NFP) ikinci tur taktiği oldu. RN karşısında üçüncü sırada olan milletvekili adayları bütün bölgelerden çekildi. Açıktan RN’ye karşı bir cephe çağrısı olan bu hamleye, daha sonra Macron ve ittifakı Ensemble da uymak zorunda kaldı. Uymasaydı, hem bugünkü tablo ortaya çıkmayacak hem de bilinçli olarak aşırı sağa birincilik, meclis çoğunluğu ve başbakanlık koltuğu hediye edilmiş olacaktı. Ki bunun hem Fransız halkına hem de antifaşist mücadeleye faturası ağır olacaktı.

İTTİFAKLAR ARASI SANDALYE FARKI AZ

NFP’nin 131, Ensemble’ın 76 ve diğerlerinin de 18 bölgede üçüncü sıradaki milletvekili adaylarını çekmesi, RN’nin mecliste birinci parti olmasını engelleyen asıl hamle oldu. İkinci turdan sonra açıklanan kesin olmayan sonuçlara göre NFP 178, Ensemble 150, RN 125 ve Cumhuriyetçiler 39 sandalye kazandı. 577 sandalyenin geri kalanlarını da çeşitli sağ ve sol ittifaklar elde etti.

Bu tablo, hiçbir ittifakın mecliste salt çoğunluğu elde edemediğini ve özellikle ilk üç ittifak arasındaki farkın çok fazla olmadığını gösteriyor. Bu nedenle Macron’un ve atanacak yeni başbakanın işi hiç de kolay olmayacak.

CEPHE’NİN GELECEĞİ VAATLERİNİN ARKASINDA DURMASINA BAĞLI

Öte yandan Halk Cephesi’nin ilan ettiği önemli bazı vaatlerini yerine getirmesi durumunda güç toplaması muhtemel. 6-9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra Sosyalist Parti (PS), Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Fransa Komünist Partisi (PCF) ve Yeşiller (EELV) tarafından kurulan NFP’nin bir arada durması da ilan edilen taleplerin yerine getirilmesine bağlı. Mecliste, ilan edilen talepleri hayata geçirecek bir çoğunluğun olmaması ise NFP’nin aleyhine. Macron ve partisinin neoliberal politikalar konusunda geri adım atması ise olası görünmüyor.

Birinci turun şokundan sonra ikinci turda elde edilen bu tablo, haklı olarak Fransa’daki antifaşist halk güçlerini sevindirdi ve sokağa döktü. Birleşince, doğru seçim taktiği izlenince aşırı sağın kazanmasının engellenebileceği görüldü. Tarih bilinci, faşizmin iktidara yaklaştığı koşullarda ayrıntılara takılmadan ortak hareket etmenin zorunluluğunu ortaya koyuyor. 1930’lu yılların başında sosyal demokratlarla komünistlerin vaktinde faşizme karşı ortak bir cephede bir araya gelmemesinin faturası her açıdan ağır olmuştu.

Seçimlere katılım oranının yaklaşık 40 yıl aradan sonra yüzde 66.6’ya kadar çıkması, aynı zamanda bugüne kadar sandık başına gitmeye gerek görmeyen kesimlerin aşırı sağa karşı oy kullandığını gösteriyor.

AŞIRI SAĞ TEHLİKESİ GEÇMİŞ DEĞİL

Seçim sonuçları ve sokaktaki sevinç gösterileri, Fransa’da aşırı sağ tehlikesinin ortadan kalktığı anlamına gelmemeli. Zira seçimlerin ortaya çıkardığı tablo, aşırı sağın güçlenmeye devam ettiğini gösteriyor. Birinci turda yüzde 33 alan RN ve diğer aşırı sağcılar ikinci turda toplamda yüzde 37’ye yakın oy aldılar. RN en fazla oy almasına rağmen, NFP ile Ensemble arasında kurulan ittifak, fazla milletvekili çıkarmasını engelledi. Bunda ittifak içinde yer almayan diğer aşırı sağcı ve Cumhuriyetçilerin RN’ye desteği de oyların artmasının bir diğer nedeni. Aşırı sağın en fazla oy aldığı bölgelerin başında Akdeniz kıyısındaki kentler geliyor. Özellikle göçmen ve mülteci düşmanlığının bu bölgelerde etkili olduğu tahmin ediliyor. Keza, RN 2022’de kazandığı 88 sandalyeyi bu seçimlerde 37 artırarak 125’e çıkardı.

ASIL KAYBEDEN MACRON

9 Haziran’daki AP seçimlerinde partisinin aldığı ağır yenilgiden sonra hemen seçim çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Macron, seçimlerin de en büyük kaybedeni oldu. Başta emeklilik yasası ve militarist dış politika olmak üzere pek çok alanda izlediği politikalar nedeniyle halkın güvenini kaybetmiş durumda. Partisi Rönesans’ın içinde olduğu Ensemble ittifakı, 2022’deki seçimlere göre toplam 94 milletvekili kaybetti. NFP adaylarını çekmeseydi Macron’un liderliğini yaptığı ittifakın kaybı çok daha fazla olacaktı.

Mecliste ancak ikinci olan Macron ittifakı, başbakan olarak Yeni Halk Cephesi’nden birini atamak sorunda. Bu adayın Boyun Eğmeyen Fransa Lideri Jean-Luc Mélenchon olmayacağı şimdiden basın tarafından yazılmaya başladı. Mélenchon da seçim akşamı yaptığı konuşmada ülkeyi yönetmeye talip olduklarını ifade ederek, Macron ile koalisyon yapmayacaklarını söyledi.

Açıklamalara bakılırsa, Fransa’da siyasi kutuplaşma ve gerilim, 2027’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar devam edecek. Daha önce iki kez cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üçüncü olan Mélenchon’un NFP’nin adayı olarak ilan edilmesi durumunda ikinci tura kalma olasılığı oldukça yüksek görünüyor. Böylece asıl yarışın Mélenchon ile Marine Le Pen arasında geçme olasılığı yüksek.

Fransa’daki gelişmeler birkaç açıdan diğer Avrupa ülkelerinde yükselen aşırı sağa karşı mücadelede örnek teşkil ediyor. Aşırı sağın iktidara gelmesini engellemek için farklı kesimlerin bir araya gelmesi durumunda halkın da buna destek vereceği net olarak görüldü. Diğer ülkelerde de benzer adımların atılması durumunda aşırı sağcı, ırkçı, faşist partilerin iktidara gelmesi engellenebilir.

ÖNCEKİ HABER

Marmaris Belediyesi MUÇEV’in Karacasöğüt’teki projesinin yapı ruhsatını iptal etti

SONRAKİ HABER

Açık Radyo için imza kampanyası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa