09 Temmuz 2024 04:15

Zeynep Altıok: ‘Davasına inanan aydın insanların iradesine ihtiyaç var’

Metin Altıok’un da aralarında olduğu 33 aydının katledilişinin 31. yılı… Failler özgürken halkın tutsak olduğunu dile getiren Altıok’un kızı Zeynep Altıok “Davasına inanan aydınlara ihtiyaç var” dedi.

2 Temmuz 1993 Madımak Otelinde (Fotoğraf: Mehtap Yücel)

Paylaş

Şeyma AKCAN

Metin Altıok’un ve beraberinde 32 aydınımızın katledilişinin 31. yıl dönümündeyiz. Sennur Sezer’in Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok’a ithafen yazdığı mektubunda Altıok’un “aydın” için “Her ne kadar bilgili ve kültürlü olmak aydın olmanın gerek koşuluysa da yeter koşulu değildir” dediğini aktarıyor. Altıok’un nasıl bir aydın olduğunu, ondan neler öğrendiğini Zeynep Altıok’a sorduk.

Aynı zamanda cezasızlıkla sonuçlanan, zaman aşımıyla kapatılan katliam davaları için bugün hâlâ “adalet” talebi sürüyor. Türkiye Madımak Katliamı ile öncesinde ve sonrasında yaşanan pek çok katliamla neden yüzleşemediğine dair konuştuk. 31. yılın anmasında firari sanıkların yargılandığı davanın zaman aşımına uğramasıyla ilgili olarak üst mahkeme iradesinden gelecek kararı umutla beklemekten fazlasına ihtiyaç olduğunu söyleyen Altıok, “Davanın da zaman aşımı itiraz dosyasının da adil yargılama sürecini çoktan aşmış durumundan, cumhurbaşkanının kişiye özel afla salıverdiği hükümlülerden, bilinçli ve sistematik hamlelerle AİHM yolunu tıkayan iktidar tutumundan, hatta o adaletsizliğin bugüne yansıması olan yeni acılara yol açan ideolojik zeminle bütüncül bağı kurmadan gerçek yüzleşmeye ulaşamayız” dedi.

Katliamın üzerinden 31, Sennur Sezer’in mektubunun üzerinden de 12 yıl geçtiğini hatırlatan Altıok, “O mektup 18. yıl anma etkinliklerinin devletin valisi tarafından tehditle yasaklanmasının ardından yazdığım gerçekler birilerini rahatsız ettiği için işimden atıldığım zaman mücadeleme destek için yazılmıştı. Ne yazık ki 31 yılın sonunda değişen hiçbir şey yok. Katilleri koruyup affeden bir cumhurbaşkanı var artık. O zamanlar başbakan olarak “hayırladığı” zaman aşımı kararı için söz söylemeye tenezzül etmiyor çünkü artık hükümlüleri hukuka başvurmadan kişisel tasarrufuyla bir bir salıvermekte. Zaman aşımı kararı itiraz dosyası ise 11 yıldır AYM’de kapağı bile açılmadan yeni acılar örmeye kullanışlı bir emsal malzeme olarak tutuluyor” dedi.

‘BABAMDAN BAŞKALARININ HAKKINA YÜREK AÇMAYI ÖĞRENDİM’

Babasından kindar olmamayı, adil ve merhametli olmayı öğrendiğini dile getiren Altıok, “Gerçeği savunmayı, doğru için direnmeyi, haklı olanın yanında olmayı, başkalarının hakkına yürek açmayı öğrendim. En önemlisi bilgiyle ve sevgiyle bakmanın birleştirici gücüyle eğilip bükülmeden sürdürdüğü ömrünün sözünü, izini topluma kılavuz ışığı etmiş bir şairin kırılgan yüreğini korumayı, daha iyi bir hayatın bu kırılganlığı görebilenlerle, koruyanlarla mümkün olabileceğini gördüm” ifadelerini kullandı.

Mücadele yolunda dayanışmanın önemini vurgulayan Altıok, kötülüğün dayanışmaya ve insana düşman olduğunu belirtti. Siyasetin de “aydın”lara ihtiyacı olduğundan bahsederek aydın olmaya dair “Babamın tarif ettiği sorumluluk almaktan çekinmeyen, güç ve devamlılık için gündemi hissetmeden, sıradanlaşan açıklamalarla takvim yapraklarının gereğini yerine getiren paylaşımlar yerine sorunları, acıları, geçmişi, bilgiyi içselleştirdiklerinde değişimin vaatten öteye geçebileceğini gören ve davasına inanan aydın insanların iradesine ihtiyaç var” dedi.

‘FAİLLER ÖZGÜR, HALK TUTSAK’

Cezasızlıkla sonuçlanan, zaman aşımıyla kapatılan katliam davaları için bugün hâlâ “adalet” talebi sürüyor. Türkiye Madımak Katliamı ile öncesinde ve sonrasında yaşanan pek çok katliamla neden yüzleşemediğine dair Altıok şöyle konuştu: “Özellikle Sivas Katliamı yakın tarihimiz açısından önemli bir kırılma noktasıdır. Geçmişten bugüne gelen ayrımcılığın iktidar yolunda güçlenen bir ideoloji için ne denli kuvvetli bir kaldıraç olduğunu biliyorduk. Sağ iktidarlar tarafından çıkar amaçlı ilişkilerle iktidarını korumak, güçlendirmek için verilen her tavizin iktidar yolunda güçlenen gerici ideolojiye kapılar açtığını çağdaş yaşamla, cumhuriyetle, aydınlanma süreçleriyle mücadelede tarikatları, cemaatleri güçlendirişini yaşadık. Milliyetçilik/gericilik gibi unsurlar ve toplumsal değerler üzerinden kendi dayatmasını karşı devrim ve rejim değişimi için o gün ilk kez olanca açıklığıyla dile getiren Siyasal İslam ideolojisinin neferleri bugün iktidarın türlü kademesinde yer alıyorlar. Kafirleri cezalandıranlar yani katiller, failler alabildiğine özgürken halk tutsak. Özellikle dezavantajlı toplum kesimleri; kadınlar, çocuklar, LGBTİ’ler, yoksullar, sığınmacılar ve ne ironiktir ki aydınlar hedefteler.”

‘ADALETİN OLMADIĞI YERDE YÜZLEŞME EKSİKTİR’

Zeynep Altıok, iyi niyetli girişimler ve çağrılarla belleği diri tutmak, unutturmamak için atılan her adımın çok kıymetli olduğunu ama daha bütüncül ve kavrayıcı bir tasarrufa ihtiyaç olduğunun da yadsınamayacağını belirtti. Adaletin olmadığı yerde yüzleşmenin daima eksik olduğunu ifade eden Altıok, “Yaşananların tarihe aktarımında gerçeklerin sarih ve güvenilir şekilde aktarımı çok önemlidir. Örneğin ne kadar iyi niyetle ne kadar sanatsal ya da duygusal gerekçelerle olursa olsun Sivas Katliamı’nı konu alan bir filmde tarihe geçmiş bir fotoğraftaki üç kişiden birini gönlünüzün istediğiyle değiştiremezsiniz. (Madımak-Carina’nın Günlüğü) Yanıtı olmayan, kanıtı olmayan teorileri izleyiciye düşündürecek yorumlara yer verilebilir ama bunu yaparken de eşit ağırlıkla çok sesliliği korumak bir aydın sorumluluğu gerektirir” dedi.

Altıok, siyasetçiler için ise bu sorumluluğun, senede bir gün yapılan anmalarda bulunmak, herkesin hoşuna gidecek açıklamalar yaparak günün gereğini tamamlamaktan öteye geçen bir tutumla yerine getirilebileceğini vurguladı ve “Adaletsizliğin önemli ve çarpıcı adımlarını gündemde tutmakla ve değiştirecek somut adımlar atmakla yerine getirilebilir” diyerek gerçek bir yüzleşmenin ancak böyle sağlanabileceğini belirtti.

Sorumluluğa dair Altıok, sözlerine şunu ekledi: “Örneğin Özgür Özel’in Sivas’a gitmesi, orada önemli bir yüzleşme adımına değinerek utanç müzesi için söz vermesi çok kıymetlidir. İlk kez bir Genel Başkanın anma etkinliğine katılması bile kendi içinde değişim kavrayış ve yaklaşım farkıdır. Bunu çok önemsediğimi özellikle belirtmek isterim. Hatta Sn. Genel Başkanın Başbağlar’a da giderek gösterdiği dayanışmanın bu düzeyde bir temsil ile Madımak ve Başbağlar’da gerçekleşmesini 2012 yılından beri farklı sorumluluk noktalarında önerilerimle sağlamaya çalıştım. Özgür Özel de bunun yakın tanığıdır. Attığı adım için teşekkür borçluyuz. Ancak gerçek bir yüzleşme için örneğin utanç müzesi kadar önemli olan orada parçalanan o toprakların ozanı Pir Sultan Abdal’ın heykelini yerine koyarak iyileşmeyi sağlayacak bir yüzleşme adımı da düşünülebilmeli.”

Evrensel aboneliği, üniversitelilere yüzde 50 indirimli
ÖNCEKİ HABER

Kaldırımda seyyar satıcılık yapan kadın yorgun mermi ile yaralandı

SONRAKİ HABER

Ada sakinleri İmamoğlu’na seslendi: Azmanbüsleri geri çekin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa