09 Temmuz 2024 12:56

“Kayseri’de Madımak’taki gibi örgütlü linç ve saldırı vardı”

Kayseri’de Suriyelilere dönük gerçekleşen ırkçı saldıra ilişkin incelemelerde bulunan ÇHD, ÖHD ve İHD, “Kayseri’de Madımak’taki gibi örgütlü linç ve saldırı vardı” dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kayseri’de 30 Haziran tarihinde Suriyelilere dönük gerçekleşen ırkçı saldırı ardından, 3 Temmuz tarihinde Kayseri’ye giden İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.

İHD Genel Merkezi’nde gerçekleşen açıklamaya İHD, ÖHD ve ÇHD’den temsilciler katıldı. Ziyarete dair konuşan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Kayseri’de Baro ve MAZLUMDER dışında bir sivil toplum örgütü ile görüşemediklerini, görüşme talep etmelerine rağmen Kayseri Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı’nın randevu vermediğini söyledi.

“ORGANİZE BİR SALDIRIDIR”

Ziyaretler sırasında polislerin kendilerini takip ettiğini, kamera kaydı aldıklarını da sözlerine ekleyen Küçükbalaban, ziyaretlerde daha çok Suriyeli esnaflar ile görüştüklerini anlattı. Görüşmeler sırasında Suriyelilerin mevcut durumlarına dair de bilgi veren Küçükbalaban, Suriyelilerin günlerce evlerinden çıkamadığını söyledi.

Türkiye’de geçmiş yıllarda benzeri Madımak, Gazi ve Kürtlere dönük saldırılar da gördüğümüz gibi bu saldırıda da Suriyelilere dönük linç, yakma, yağma, korkutma ve nefret söylemi yaşandığı gözlemlenmiştir. Daha önceki saldırılar gibi organize bir saldırıdır” diye konuştu.

Kurumların açıklamada yer alan sonuç ve önerileri:

  • Saldırıya uğrayan çok sayıda iş yeri ve evin fotoğrafları çekilerek saldırılara dair somut deliller elde edilmiştir.
  • Yetkililerden ne kadar iş yerinin ve evin saldırıya uğradığına yönelik bir bilgi alınamamıştır. Görüşülen Suriyeliler kendi mahallelerinde saldırıya uğrayan yerlerle ilgili tahmini bilgilerini iletmişlerdir.
  • Saldırıya uğrayan iş yeri ve evlerde hasar tespiti, yağma, talan vb. gibi ihlaller yetkililer tarafından yapılmamış, mağdur olan insanlara bu konuda ne yapılacağı, zararlarının tazmin edileceğine yönelik bir bilgi verilmemiştir.
  • İnceleme yaptığımız mahallelerde yabancı kişiler için verilen MA plakalı araç görmedik.  Suriyelilerin araçlarını gizlediklerini ifade ettiler.

“GÜVENLİK GÜÇLERİ SALDIRGANLARA YETERLİ MÜDAHALE ETMEMİŞTİR”

  • Görüşülen tüm kişiler güvenlik güçlerinin ilk iki gün saldırgan gruba yönelik yeterli müdahale etmediklerini, saldırgan gruba sanki bir basın açıklaması yapan kişiler gibi yaklaşıldığını ifade etmişlerdi.
  • Güvenlik güçleri, Suriyelilerin evlerini, iş yerlerini yakan saldırganların nefret söylemi ile başkalarının can ve mal güvenliğini tehdit eden bir saikle saldırdığı gerçeğini görmezden gelmişlerdir.
  • Valiliğin insanların gıda, ilaç vb. gibi ihtiyaçlarına yönelik bir çalışma yaptığına yönelik bir bilgiye ulaşılamamış. Suriyeliler bu konuda kendilerine herhangi bir yardım yapılmadığını ifade etmişlerdir.
  • Savcılığın nasıl bir soruşturma yürüttüğü, etkin bir soruşturma olup olmadığı bilgisine ulaşılamamıştır. Ancak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı basın açıklamasında, “saldırganların meczup, küçük yaşta ve adli sicilleri temiz olmayan kişilerden oluştuğu” belirtilmiştir. Bu açıklama ışığında böylesi kişileri ırkçı saldırıya azmettiren ve bu kaostan menfaati olan kişi ve gruplar hakkında bir bilgi verilmemesinin isabetsiz olduğunu düşünüyor ve ırkçı iradeyi ortaya koyarak meczupları maşa olarak kullananların geçmişteki örnekleri ile sabit olduğu üzere, yine cezasızlık ödülü ile ödüllendirilebilecekleri endişesi taşıyoruz.
  • Suriyelilerin çalıştığı iş yerlerine gidemedikleri, ne zaman gidebileceklerine dair de kendilerinin bilgilendirilmediği anlaşılmaktadır.
  • Kayseri’deki yerel medyanın haberine göre Suriyelilerin işlerine gidememesi nedeniyle birçok sektörde üretim ciddi olarak aksamıştır. Bazı medya organlarından yer alan habere göre 8 Temmuz’a kadar fabrikalarda üretime ara verildiği belirtilmektedir. Bu durumda zaten kırılgan bir grup olan ve başka gelirleri olmayan ve yaklaşık bir hafta işlerine gidemeyen Suriyeli işçilerin ücretleri ve sosyal hakları ödenmelidir.

“IRKÇI VE NEFRET SÖYLEMİ YAYGIN OLARAK YAŞANMIŞTIR”

  • Psikososyal yardım alanların, hastaların sağlık kuruluşlarına ulaşmalarında ne gibi önlemler alındığı bilinmemektedir.
  • Yetkililerin başta Baro olmak üzere sivil toplum kuruluşlarıyla yeterince iletişim kurmadığı, bilgilendirme yapmadığı anlaşılmaktadır.
  • Türkiye’de geçmiş yıllarda yaşanan benzer olaylarda (Maraş, Madımak, Gazi katliamı, Romanlara ve Kürtlere yönelik saldırılar) olduğu gibi Kayseri’de Suriyelilere yönelik gerçekleştirilen saldırılarda da linç, yakma, yıkma, yağma, korkutma, ırkçı ve nefret söyleminin yaygın olarak yaşandığı gözlenmiştir.
  • Saldırının çok sayıda mahallede süreğen şekilde devam etmesi, sosyal medya platformları üzerinden hangi mahallede saldırıların yapılacağının açıkça yazılması, iddialara göre araçlarla saldırganların taşınması, saldırganların organize hareket ettiğini göstermektedir.
  • Türkiye’nin birçok ilinde demokratik haklarını kullanmak isteyenler ve barışçıl gösteriler bile valilik kararlarıyla yasaklanırken; Kayseri’de Suriyelilere yönelik şiddet içerikli eylemler ve insanların can ve mal güvenliğine yönelik saldırılar olmasına rağmen Valilik eylem ve etkinlik yasağı getirmemiş, eylemin içeriğine uygun önleyici tedbirlere başvurmamıştır.
  • Heyetimizin Kayseri’de inceleme yaptığı 3 Temmuz’da gün boyunca sosyal medya platformlarının (Twitter, WhatsApp, Instagram vb.) kısıtlandığına şahit olmuştur. Güvenlik güçlerinin telkiniyle evlerinden çıkamayan Suriyeliler, sosyal medya platformlarının kısıtlanmasıyla yakınlarından haber alamadıklarını, korku ve kaygılarının arttığını ifade etmişlerdi

. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Bakırhan'dan Özel'e Suriye tepkisi: Savaş için değil barış için arabulucu olun

SONRAKİ HABER

Malatya'da konteyner iş yerleri yanan 25 esnaf, mağduriyetlerinin giderilmesini istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa