9 Temmuz 2024 17:00

Asya’da Çin’e karşı "korsan NATO"

NATO zirvesinin önemli bir gündemi Çin’e karşı Hint-Pasifik ittifakını güçlendirmek. Bir nevi "Asya NATO’su" olarak görülen Yeni Zelanda, Japonya, Güney Kore ve Avustralya zirveye katılacak.

Asya’da Çin’e karşı "korsan NATO"

Fotoğraf: Celal Güneş/AA

NATO liderler zirvesi bugün başlıyor. Zirvenin önemli bir gündemi NATO’nun Ukrayna savaşına müdahalesini teyit eden hamlelerin onaylanması. Ancak Çin’e karşı bölgesel güçlerle müttefikliğin derinleştirilmesi de bir başka gündem. Bu nedenle ABD’nin Hint-Pasifik ortakları Yeni Zelanda, Japonya ve Güney Kore liderleri üst üste üçüncü kez NATO zirvesine katılırken, Avustralya da başbakan yardımcısını gönderdi.

Çin ile ekonomik ve siyasi olarak birçok konuda rekabet içinde bulunan ABD, Avrupa’da yaptığı gibi Asya’daki ittifakını güçlendirmek için de Ukrayna savaşını öne sürüyor. Macaristan Devlet Başkanı Victor Orban’ın AB dönem sözcülüğü görevini alır almaz önce Rusya sonra Çin’e gitmesi de büyük rahatsızlık yarattı.

ASYA’YA UKRAYNA SOPASI

Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın geçtiğimiz nisan ayında ABD Kongresinde yaptığı konuşmada ABD ve NATO ile ilişkilerin güçlenmesine gerekçe olarak “Bugünün Ukrayna’sı yarının Doğu Asya’sı olabilir” sözlerini sarf etmesi dikkat çekmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de geçen hafta Brookings Enstitüsünde yaptığı açıklamada “Avrupa’daki ortaklar dünyanın öbür ucundaki Asya’da yaşanan zorlukların kendileri için de geçerli olduğunu giderek daha fazla görüyor, tıpkı Asya’daki ortakların dünyanın öbür ucundaki Avrupa’da yaşanan zorlukların kendileri için de geçerli olduğunu görmesi gibi” ifadelerini kullandı. Blinken, ABD’nin Avrupa ittifakları, Asya koalisyonları ve dünya çapındaki diğer ortaklar arasındaki engelleri yıkmak için çalıştığını söyledi ve “Bu yeni manzaranın, uygulamaya koyduğumuz yeni geometrinin bir parçası” dedi.

ABD ayrıca Çin’in Rusya’ya Ukrayna’ya karşı kullanabileceği silahlar üretmesine olanak tanıyan makine aletleri, mikroelektronik ve diğer teknolojileri sağladığını söylüyor.

Zirvenin Çin gündemiyle ilgili bugün “Çin'e karşı koymak için NATO ve Asyalı ortakları ABD liderliğinde yakınlaşıyor” başlıklı bir analiz yayımlayan ABD merkezli Washington Post gazetesi, NATO’nun Çin karşıtı gündemini “Washington, Pekin’in ABD liderliğindeki dünya düzenine meydan okuma hırsını engellemeye çalışıyor” sözleriyle yorumladı. Makaledeki, “Batı ile Rusya ve dostlarını karşı karşıya getiren Ukrayna’daki savaş, ABD, Avrupa ve Asyalı müttefikleri arasında daha yakın bir iş birliğine yönelik argümanları güçlendirdi” ifadeleri de ABD’nin Ukrayna savaşını Asya’da Çin’e karşı nasıl araçsallaştırdığına da gösteriyor.

PUTİN’İN ZİYARETLERİNİN ETKİSİ

ABD ve Güney Kore, Kuzey Kore ve Rusya ilişkilerinden de rahatsız. İki ülke, Pyongyang’ı Rusya’ya mühimmat sağlamakla suçlarken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçen ay Kuzey Kore’yi ziyaret etmiş ve lider Kim Jong Un ile karşılıklı askeri yardımlaşmayı öngören bir anlaşma imzalamıştı.

Güney Kore Ulusal Güvenlik Danışmanı Kim Tae-hyo geçtiğimiz cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’un Washington’a “Rusya ve Kuzey Kore arasındaki askeri iş birliğine ilişkin güçlü bir mesaj götüreceğini ve NATO müttefikleri ile Hint-Pasifik ortakları arasındaki iş birliğini geliştirme yollarını görüşeceğini” söyledi.

ADIM ADIM NETLEŞEN HEDEF

NATO, 2019’daki Londra zirvesinde Çin’i “ittifak olarak birlikte ele alınması gereken bir sorun” olarak gündeme aldı. İki yıl sonra NATO Çin’i “sistemik sorun” seviyesine yükseltti ve Pekin’in “Rusya ile askeri iş birliği yaptığını” söylemişti.

NATO’nun görevi devretmeye hazırlanan Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de son dönemlerde sık sık Çin’i hedef alarak Rusya’ya verdiği destekle Ukrayna savaşının derinleşmesine yardım etmekle suçluyordu. Stoltenberg, İran, Çin ve Kuzey Kore’nin Rusya’yı desteklediğini söyleyerek “otoriter aktörlere karşı dostlarla daha yakın iş birliğinin önemini” vurgulamıştı.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Kıdemli Danışmanı Büyükelçi Michael Carpenter da dün NATO zirvesi öncesi düzenlediği basın toplantısında, Rusya’yı NATO müttefikleri için “birincil” tehdit olarak nitelendirirken Çin’i unutmadı. Carpenter, “Çin, Rusya’nın savunma sanayi üssüne, sadece Rus ordusunun Ukrayna’yı hedef almasını sağlamakla kalmayıp aynı zamanda Avrupa güvenliği için daha uzun vadeli bir tehdit oluşturan bir dizi çift kullanımlı üründe doğrudan destek sağlıyor. Dolayısıyla bu tüm NATO müttefikleri için büyük bir endişe kaynağı olmakla birlikte Hint-Pasifik ortaklarımız için de endişe kaynağıdır” dedi.

ÇİN NE DİYOR?

Çin ise tüm bu yorumlara tepki gösteriyor. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, NATO’yu “Sınırlarını ihlal etmek, yetki alanını genişletmek, savunma bölgesinin ötesine uzanmak ve çatışmayı körüklemekle” suçladı.

Lin Cien, başkent Pekin’de gazetecilere yaptığı açıklamada, “NATO bölgesel bir savunma örgütü olarak konumlanmasına bağlı kalmalı, Asya-Pasifik bölgesinde gerilim yaratmaktan vazgeçmeli, soğuk savaş zihniyetini ve blok çatışmalarını teşvik etmekten vazgeçmeli” dedi. Lin, Asya-Pasifik bölgesinin bir askeri bloka ve kamplar arasında çatışmayı kışkırtan ve yeni bir soğuk savaşı körükleyen “küçük bir çembere” ihtiyacı olmadığını belirtti.

Lin, Japonya ve Filipinler arasında imzalanan ve birinin askeri gücünün diğerinin topraklarında konuşlanmasına izin veren savunma anlaşmasını da değerlendirdi. Anlaşma, her iki ülkenin askerlerinin, ortak askeri tatbikatlar amacıyla birbirlerinin topraklarına girebilmesinin yasal dayanağını oluşturacak. Lin ise bölgesel barış ve istikrarı tehlikeye atacak ve bölgesel birlik ve iş birliğini zayıflatacak her türlü eylemin bölge halklarının tepkisini çekeceğini söyledi.

ÇİN’E SON SUÇLAMA: SİBER CASUSLUK

Bu arada siber istihbarat kurumu Avustralya Sinyal Direktörlüğü (ASD), Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere, ABD, Almanya, Güney Kore ve Japonya dahil olmak üzere 8 ülkenin, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı (MSS) ile bağlantılı APT40’ın faaliyetlerine ilişkin açıklamasını yayımladı.

Açıklamada, APT40’ın Avustralya’da ve bölgede hükümet ve özel sektör ağlarını hedef aldığına, yüzlerce kişinin kullanıcı adı ve şifresini ele geçirmek gibi geniş çaplı operasyonlar yürüttüğü ifade edildi.

Çin’in Avustralya Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada ise Pekin’e karşı “Temelsiz iddiaların ve suçlamaların reddedildiği” belirtilerek, siber alanı güvende tutmanın küresel bir zorluk olduğu vurgulandı. Açıklamada, Çin’in siber saldırıların büyük bir kurbanı olduğuna işaret edilerek, Pekin’in hackerlar tarafından başlatılan saldırıları desteklemediği kaydedildi. (DIŞ HABERLER)

Evrensel'i Takip Et