PTT Başmüdürü’ne kral sofrası, işçiye 3 dakika baskısı

Adana PTT Baş Müdürlüğünde taşeron işçiler, iş baskısı ve düşük ücretler nedeniyle iş bıraktı. Teslimat sayısının 120'ye çıkarılması ve hafta sonu tatillerinin kaldırılması, işçilerin sabrını taşırdı.

09 Temmuz 2024 19:50
Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Adana PTT Baş Müdürlüğünde taşeronda çalışan işçiler iş baskısı ve düşük ücretlerle çalışmaya karşı iş bıraktı. 90 ile başlayan günlük teslimat sayısının her geçen gün arttırılarak 120’ye kadar çıkarıldığını anlatan işçiler, 3 dakikada bir teslimat yapma baskısı altında çalıştırıldıklarını anlattılar. Teslimat rakamlarını yakalamak için mesai saati nedir, bilmeden 19 bin 200 liraya  çalıştıklarını anlatan işçiler, yoğun geçen bir haftadan sonra bir nefes alma günü olarak değerlendirdikleri cumartesi öğleden sonra tatillerinin de ellerinden alınmak istenmesine isyan etti.

PTT’nin Has Bahçesinde PTT Başmüdürü’nün taşeron işçilere ziyafet sofrası hazırlattığı bir saltanat düzeninin var olduğunu anlatan işçiler, kendilerinden tasarruf beklenmesinin bıçağın kemiğe dayandığı nokta olduğunu ifade etti. Bir işçi, “Peygamberimiz köleliği kaldırmıştı, ama bugün adı taşeron oldu” dedi.  

İŞ YÜKÜ ARTTI, ÜCRETLER DÜŞTÜ

Kır Turizm bünyesinde PTT’nin dağıtım işçisi olarak çalışan Adana PTT Başmüdürlük’te çalışan işçiler hafta içi yemek molası ile birlikte 9 saat çalışıyor. Günlük 120 koli ile birlikte 3 dakikada bir teslimat dayatması ile çalışan işçiler, yemek molalarını dahi kullanamadan, işten çıkış saati nedir bilmeden çalışırken cumartesi tam gün çalışma dayatması ile karşı karşıya geldi. Bu uygulamaya göre işçiler 9 saatlik iş gününden yarımşar saat kırpılıp cumartesi günü tam saat çalıştırılmak isteniyor. Geçtiğimiz yıllarda ücretleri asgari ücret artı yüzde 35 olarak belirlenen işçilerin  ücretleri bu yıl asgari ücret  artı yüzde 15 olarak belirlendi. Ücretlerinin düşürülmesinden teslimat sayılarının sürekli arttırılmasına kadar bir çok baskıya sessiz kaldıklarını, fedakarlıklar yaptıklarını anlatan işçiler bardağı taşıran bu son baskıya karşı iş bıraktı.

POSTA İŞ’İN ADI VAR KENDİ YOK

PTT bünyesinde Kır Turizm taşeronluğunda Adana genelinde 320, Türkiye genelinde binlerce işçi çalışıyor. Adana’da konuştuğumuz işçiler Posta İş isimli bir sendikaya kayıtlı ancak sendikayı taşeron patronun getirip, başka sendikaların önünü kesmek için üye olmayı zorunlu kıldıklarını anlatıyor. Ancak sendikanın iş yerinde yetkisi yok ve ne TİS yapıyor, ne de işçilerin haklarını savunuyor. İşçiler sendika ile ancak e-devet üzerinden istifa ettiklerinde “Neden istifa ettikleri?” sorulduğunda muhatap olabiliyor.

BAM TELİMİZE BASTILAR

Sergen Dönmez, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle dile getirdi: "Mesai saatleri içerisinde dağıtacağımız kargo sayısı başlangıçta 80’di. Bunu zamanla 90’a, 100’e, 110’a, şimdi de 120’ye çıkardılar. Biz ses çıkarmadığımız için bu talepler sürekli artıyor. Cumartesi öğleden sonra dinlenme günümüz, öğleye kadar çalışıyorduk. Hafta içi yarım saat kesip cumartesi öğleden sonra eklemeye çalıştılar. Hafta içi 9 saat çalışıyoruz ve 120 kargoya ulaşmak için yemek molası bile vermeden çalışıyoruz. Cumartesi günü nefes aldığımız, ailemizle vakit geçirebildiğimiz tek gün. Pazar günü ise işlerle uğraşıyoruz. Hafta içi yarım saat kırıp cumartesi günü eklemeleri bardağı taşıran son damla oldu. İnsan gibi insancıl bir ortam istiyoruz” dedi.

Sabahları bir saat erken kalkıp 6’da işyerinde olduklarını ifade eden Dönmez, “Bunun nedeni yerimizin kısıtlı olması, burada sıra olmasın diye erken gelen arkadaşlarımız oluyor. Tüm bu fedakarlıklara rağmen, personel ödüllendirilmesi gerekirken maalesef her gün cezalandırılıyor. Personel artık bam telinde, dayanma noktasını geçti." dedi.

“KÖLELİK KALDIRILDI ADI TAŞERON OLDU”

Can Ural isimli işçi, kağıt üzerinde bir sendika olsa da sendikanın olmadığını, kendileri hak aradığında ise baskı ile karşılaştıklarını belirterek bugün tüm işçilerin işten atılmakla tehdit edildiğini dile getirdiler. Merkezden herhangi bir yazı gelmemesine rağmen Baş müdürün keyfi olarak böyle bir uygulamaya gitmek istediğini dile getiren Ural, çok iş beklenirken çalışma koşullarının sefaletini ise şu sözlerle anlattı, “Sabahları mal girmek için buraya geliyoruz. Kargo girmek için elli kişiye bir tane bilgisayar var. Su sebili yok, hiçbir klima çalışmıyor. Tuvaletimizde sıvı sabun bile yok. Üst kattaki müdüriyet bölümünde ise klimalar çalışıyor, tuvaletler tertemiz, sabun ve su sebilleri var. Peygamberimiz köleliği kaldırdı ama bugün adı taşeron oldu."

BAŞ MÜDÜRE KRAL SOFRALARI, İŞÇİYE 3 DAKİKA BASKISI

Ural, “PTT tasarruf derken Cumartesi günleri Başmüdür Korkmaz Gencer’in kendine mesai yazdırıp taşeron işçisi kadınlara kendine kahvaltı sofrası kurduruyor. Müfettiş gelsin, güvenlik kameralarına geriye dönük baksın, kameraları izlesin, o kral sofrası burada kuruluyor mu, kurulmuyor mu?” dedi.

Kral sofraları kuranların bir dağıtıcı bir teslimatta 3 dakikadan fazla araç kullanırsa yakıt parasını o dağıtıcıdan alacağını söylediğini anlatan Ural, “Bu şartları kabul etmek zorunda bırakıldık. Araba durduktan dördüncü dakika itibarıyla benden parasını isteyecekler. Her bir kargo teslimi için üç dakika belirleniyor. Mesai saati diye bir şey yok” dedi.

PTT’NİN SİYAHİLERİYİZ

PTT’nin en altında yer aldıklarını ifade eden Ural,  “Banka promosyonları bile kadrolu dağıtıcılara veriliyor. Aynı kurumda, aynı işte, aynı saatlerde çalışıyoruz. Onlar çocuk yardımı, her türlü yardımı alıyorlar. Her türlü izinleri var. Banka promosyonlarını aldılar, biz aynı işi yapıp almıyoruz. Onlar burada beyazken biz siyahiyiz. Adeta ırkçılık yapılıyor burada. Aynı işi yapıyoruz. Zorumuza giden bu oluyor zaten” dedi.

Ozan Behmen isimli işçi şunları söyledi: "Konuştuğumuz zaman da suçlu oluyoruz. Yani biz hakkımızı hiç aramak için konuşmayacak mıyız? Sorunlarımızı, sıkıntılarımızı kime yansıtacağız? Kimse dinlemiyor. Grev kararı aldık ve sabahın sekizinden beri hiç kimse çalışmıyor. Bir başmüdür içeri girdi, bizimle muhatap olacağı yerde sorunlarımızı dinleyeceği yerde hepimizi dışarı çıkardı. 'Hiçbirinizi burada görmek istemiyorum. Herkes dışarı çıksın,' dedi. Yani burada ikinci sınıf insan muamelesi görüyoruz. Sınıflandırılma var” dedi.

“YEMİYORUZ, İÇMİYORUZ, KÖLE GİBİ ÇALIŞIYORUZ”

Dışarıda elli altmış derece sıcaklıkta öğle molası vermeden 120 kargo dağıtmak için  haklarını göz ardı ederek çalıştıklarını ifade eden Behmen,  “Neden? Posta daha fazla dağıtılsın, geride iş kalmasın diye. Bunun karşılığında mükafat alacağımız yerde, verilmiş haklarımız gasp ediliyor, geri alınıyor. Yani biz sesimizi kimseye duyuramıyoruz, kimse bizi dikkate almıyor. Sofralar kuruluyor, kahvaltılar, kahveler içiliyor. Konu dağıtıcıya gelince, sahaya çıkacak, köle gibi çalışacak, dağıtımın fazlasını yapacak. Yemeyecek, tuvaletine gitmeyecek, beş dakika soluklanmayacak. Böyle bir performans bekleniyor bizden. İş yükü artarken, ücret düşüyor. Daha önce asgari ücret artı yüzde 35 alırken bu rakam bu yıl yüzde 15’e düşürüldü. Ekonomik şartlar zaten zor, daha fazla bir maaş beklerken aldığımız maaşı geri elimizden aldılar. Dağıtım performans sistemine döndürdüler. Mesai yapıyoruz, ama bunun bile lafı ediliyor. Burada bir kaos yaşanıyor ve çalışan arkadaşlarımızın hiçbiri mutlu değil." dedi.

Evrensel aboneliği, üniversitelilere yüzde 50 indirimli
Reklam
ÖNCEKİ HABER

Adalar’da 4. Sinemada Film Festivali başlıyor

SONRAKİ HABER

Siyasi mülteci Ecevit Piroğlu serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...