10 Temmuz 2024 12:38

Ders yok, olsa da yurt yok

Öğrencilerin yaz döneminde kalacak yeri olup olmadığına bakılmaksızın, derslerin başlamasına rağmen kimi yurt başvurularına olumlu-olumsuz dönüş yapılmıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Arhan BOSUN

Ozan DOĞAN

İTÜ

 

Bahar döneminin bitiminin ardından yaz okulunda ders almak öğrencilerin beklediği kadar kolay olmadı. Hatta İTÜ’de her ders kayıt döneminde yaşanan kontenjan sorunları, bu yaz kriz hâline geldi desek yeridir. Birçok bölümün ortak dersi olan matematik ve fizik derslerinin ve pek çok öğrencinin mezun olabilmek için alması gereken seçmeli derslerin yetersiz sayıda ve düşük kontenjanda olması ve pek çok bölümün derslerininse açılmaması öğrencilerin kendini adeta pazar yerinde bulmasına neden oldu. Derslerde tek sefere mahsus beşer, onar yapılan kontenjan artırımı derse olan talepleri göz önünde bulundurunca gülünç bir hâl alıyor. Hâl böyleyken bazı kişilerin ihtiyaç duymadıkları dersleri yazılım yardımıyla veya başka yollarla seçerek “ücreti mukabilinde” satmaya çalışması da tüm öğrencilerin gündeminde. Tanık olduğumuz rezalet, okul yönetiminin öğrenci ihtiyaçlarını gözetmeyen kontenjan ve yaz okulu politikalarının hem İTÜ’de hem de sosyal medyada yoğunlukla sürdürülen “girişimcilik” propagandalarının sonucunu izliyoruz.

SORUN ÖĞRENCİLERİN MUHATAP ALINMAMASINDA BAŞLIYOR

Yaz okuluyla alakalı bir diğer problemse ücretli olması. Birçoğumuz aldığımız KYK kredisiyle karnımızı bile doyuramazken ve pek çok vakıf bursu yazın yatmıyorken böyle bir ücret talep edilmesi pek çok öğrenciyi süreci tekrar düşünmeye itiyor. Üstelik bu eksiklikler yeni kurulmuş ve “düzenini oturtmaya çalışan” bir üniversitede değil, kuruluş tarihi olarak 1773 yılı kabul edilen ve QS sıralamasına göre Türkiye’nin “en iyi devlet üniversitesinde” yaşanıyor. Bu iddialara sahip ve köklü bir okulda öğrencilerin bu tarz zorluklar yaşaması kabul edilemeyeceği gibi, ODTÜ vb. üniversitelerde yaşanan aynı problemler, bunun üniversite eğitimine dair genel bir sorun olduğunu gösteriyor. Sorunun kendisiyse öğrencilerin okul yönetimi tarafından muhatap alınmaması, derslerin kontenjanlarının belirlenmesinde bile söz sahibi olmadıkları antidemokratik yapıdan kaynaklanıyor. Bu tür sorunların önüne geçmek için ders seçimlerinden bir süre önce öğrencilere form gönderilmesi ve kontenjanların bu şekilde planlanması gibi hiçbir maliyeti olmayan pragmatik çözümler dahi denenmiyor.

Ücret kısmındaysa bir devlet üniversitesinin vatandaşlarına sunması gereken bir hizmet için böyle bir koşul koyması anlaşılır değil. Parasız ve kamusal eğitim ilkesi gereği, gereken bütçe devlet tarafından okula sağlanmalı ve öğrencilerin eğitimi için harcanmalıdır.

Okulun nöbetçi yurt kontenjanının yetersiz olması da öğrencilerin yaz okuluna katılımını kısıtlayan önemli bir etken. Aylar önce başlanması planlanan erkek ve kız öğrenci yurtlarının güçlendirme çalışmalarına yaz döneminde başlanması da barınma sıkıntısının oluşmasında önemli bir rol oynadı. Okulun en kalabalık yurdu Vadi, yaz sürecinde kapalı ve en az 2024 yılı bitene kadar kapalı kalacak. Şu an okul bomboşken bile yaşanan yurt sorunu, bize güz döneminde yaşanacak krizin bir fragmanını sunuyor.

Son olarak, yaz okulunda ders alan öğrencilerden, yaz döneminde kalacak yeri olup olmadığına bakılmaksızın ve derslerin başlamasına rağmen hala bazı yurt başvurularına olumlu-olumsuz dönüş bile yapılmadığını söylememiz lazım. Yaz derslerinin ücretlerinin önceden ödenmesi istenip yurtlarınsa sonra tayin edilmesi tüm sürecin ne kadar bozuk olduğunun bir tezahürü. Yurt ofisini arayıp durumu sorduğumuz zaman ise “Alternatif bir seçeneğiniz de olsun” cevabı verilerek geri çevriliyoruz.

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de toplu taşımada 90 dakika boyunca aktarmalar ücretsiz olacak

SONRAKİ HABER

Bir yemin ettim ki dönemem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa