10 Temmuz 2024 13:44

Röportaj: Genç sanatçılar ve konservatuvara girme “sanatı”

Arkadaşlarımızın çoğu, konservatuvara giriş sürecinde maddi duruma bağlı oluşan dezavantajların adil olmadığını dile getiriyorlar.

Röportaj: Genç sanatçılar ve konservatuvara girme “sanatı”

Fotoğraf: Pixabay

Sanat Fabrika*

Günümüzde sanata yönelik ilgi ve bu alanda kendini gerçekleştirme arzusu, geçmişte hiç olmadığı kadar yüksekken konservatuvar sınavlarına hazırlanan ve bu bölümleri okuyan öğrencilerin de ihtiyaçları artıyor. Talebin bu kadar yüksek olduğu koşullarda, taleple ve kültür-sanat üretimi ile orantılı olarak sayısı artmayan konservatuvar bölümlerinin sayısı ve yetersiz kalan bursların karşısında, bu bölümlere hazırlanan arkadaşlarımızın düşüncelerini aldık ve taleplerini dinledik, Genç Hayat’ta yayımlanan bu yazımızla izlenimlerimizi paylaşıyoruz.

Röportajımıza katılan ve etkinliklerimizde tanıştığımız arkadaşlarımızın çoğu, konservatuvara giriş sürecinde yeteneğin belirleyici olması gerekirken maddi duruma bağlı oluşan dezavantajların adil olmadığını dile getiriyorlar. Ailelerin çocuklarının yaşamlarını sanatla kazanma ve bu alandaki bölümleri tercih etmeleriyle ilgili ön yargıları, maddi imkanlar bir yana, manevi destek de göremeyen öğrenciler için kendilerini hazırlık süreçlerinde yalnız hissetmeleri ile sonuçlanıyor.

Konservatuvara hazırlanan öğrencilerin ekonomik ihtiyaçları, devletin konservatuvar eğitimi özelinde mevcut burs ihtiyacını karşılamadığı güncel koşullarda, ailelerinden yeterli miktarda maddi destek de alamıyorlarsa katbekat artıyor. Bu konuda rahatsızlık duyulan kısıtlardan biri de yaş vb. kriterlerin pek çok öğrencinin bu destekleri almasının önüne geçmesi ve bu tür kısıtların uygulanmasına sebep olan bütçe yetersizliği.

DÜŞLER, BAŞVURU ÜCRETLERİNİN BASKISINDA

Bu sebeplerle eğitimlerine devam etmek için çalışmak da zorunda kalan öğrenciler, mesai saatlerinin okul-ders saatleriyle çakışması ve sınava hazırlanacakları vakti çalışarak geçirmek zorunda olmak gibi olumsuzluklarıyla da karşılaştıklarını ifade ediyorlar. Maddi durumu iyi olan öğrenciler 10’dan fazla okula başvuru yapabilirken, maddi durumu yeterli olmayan öğrenciler sadece birkaç okulu deneme şansı bulabiliyor. Bu, doğal olarak umutsuzluk yaratıyor: “Burası olmazsa ne yapacağım?​” gibi endişelerle sınavlara giren öğrenciler, başvuru yaptıkları az sayıda üniversitelerden de dönüş alamazlarsa sanattan tamamen vazgeçebiliyorlar.

En çok duyduğumuz talep, sınavların ücretsiz hale getirilmesi veya ücretlerin daha makul meblağlara getirilerek her ekonomik durumda olan öğrenci için erişilebilir olması. Bazı okullarda bu sınav ücreti 1500-2000₺’yi buluyor.

Bu sorunlara destek ve yardım için sanatçıların desteğinin önemli olduğunu vurgulayan öğrencilerin taleplerinin karşılanması için seslerini duyurmaları gerekiyor.

“Sanatçıların yaşadığımız bu zorluklarla ilgili taleplerimizi duyurmamıza yardımcı olmalarını, imkânı olan sanatçıların ders ve kurs konusunda biz geleceğin sanatçılarına destek sağlamalarını istiyoruz!”

*Sanat Fabrika, Şişli/İstanbul bazlı kültür-sanat kolektifidir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Egemenlik kayıtsız şartsız doların!

Egemenlik kayıtsız şartsız doların!

Saray iktidarı, Türk lirasının parasal egemenliğine darbe vuracak bir kararla, tüm satış sözleşmelerinin döviz cinsinden yapılmasının önünü açtı. Böylece enflasyonun en temel dinamiklerinden olan dolarizasyonun eksik ayağı da Mehmet Şimşek imzasıyla tamamlanmış oldu. Türkiye’nin, başta ABD doları olmak üzere yabancı paraya bağımlılığı daha da derinleşecek.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sefer Selvi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü çizdi

Evrensel'i Takip Et