Furkan Apartmanı davasında karara yaklaşırken ailelerin adalet arayışı sürüyor

6 Şubat depremlerinde Antep'te 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan apartmanı davasında aileler, dava sürecindeki haksızlıklara tepki gösteriyor.

11 Temmuz 2024 14:27
Paylaş

Andaç Aydın ARIDURU
İstanbul

6 Şubat depremlerinde Antep Nizip’te yıkılan Furkan Apartmanı davasında karar duruşması bekleniyor. 51 kişinin yaşamını yitirdiği apartmanda depremzede ailelerin adalet arayışı 17 aydır sürmekte. Aileler, sanıkların itirazları sonucu hazırlanan ve onları aklayacak nitelikte yeniden çıkartılan bilirkişi raporlarına, dava sürecinde yurt dışına kaçan müvekkillerinin masum olduğunu ve tutuklama kararının kaldırılması halinde dönüp kendilerini savunabileceklerini söyleyerek mahkeme heyeti ile pazarlık yapan Avukat Ersan Şen’e tepki gösteriyor. 19 Temmuz’da görülecek karar duruşmasına kadar Furkan Apartmanı önünde "adalet nöbeti" tutacak olan aileler, binada yapılan usulsüzlüklere ve kaçak yapılaşmaya göz yuman kamu görevlilerinin de yargılanmasını talep ediyor.

Furkan Apartmanında kolon kesilmesi, kaçak teras, kat çıkılması, kaçak 1+1 daireler, binanın Nizip’te yıkılan tek bina olmasına yol açtı. Nizip’in depremin merkezi Maraş’a 100 km olduğunu hatırlatan depremzede Seçkin Şahin, “Binanın aslında zemin katında bulunan dükkan Eyüp Öğüt ve Faik Öğüt'e ait. Bellona’nın kocaman mobilyalarını teşhir etmek için alan genişletiyorlar. Tanık ifadelerinde tadilat için giden usta bir yıl sonra tekrar tadilat için gittiğinde dükkanın “L” şeklinde genişlediğini açıkça mahkemede ifade etmesine rağmen mahkeme heyeti bu ifadeyi duymak istemiyor. Çünkü bir dükkanın “L” şeklinde genişleyebilmesi için kolonun kesilmesi lazım” diyerek binada yapılan usulsüz işlemleri örneklemeye başlıyor.

Gaziantep Üniversitesinin hazırladığı ilk bilirkişi raporunda bir veya birden fazla kolonun kesildiğini ve kazıların garaj katına ulaşmasıyla birlikte tekrar gözlem yapmak amacıyla geri dönülmesi gerektiği ifade ediliyor. Ancak Sanık avukatlarının itirazları ve kendi hazırladıkları raporlar sebebiyle Karadeniz Teknik Üniversitesine hazırlatılan bilirkişi raporunda kesilen kolonların garaj katından kesildiği ifade ediliyor. Garaj katından kesildiği söylenen kolonun demirlerinin Enkazda halen bulunduğunu ve bu iddianın asılsız olduğu kadar aileleri de zan altında bırakan bir yorum olduğunu söyleyen Şahin, “ ‘Garaj katından kesilmiş’ ifadesiyle aslında biz canlarımızı kaybeden aileler olarak bir de iftiraya uğramış oluyoruz. Garajın kolonunu apartman sakinleri kestiyse alanı genişletmek için yapılmıştır bu. Ben 2021’den beri kendi aracımı sitenin garajında yer olmadığı için oraya park edemiyordum” şeklinde 2. rapora itiraz etmekte.

“SURİYELİ MÜLTECİLER KAÇAK 1+1’LERDE CAN VERDİ”

Öğüt kardeşlerin Bellona mağazasını taşımasının ardından dükkana asma kat yaptığı ve buraya 10 adet kaçak 1+1 daire yapıldığı da ortaya çıkmış durumda. Şahin, 1+1 dairelerin yapılma sürecini “Hazır alan genişlemişken ‘biz buranın yan binayla birlikte boşluğu birleştirelim ve o dükkanın asma katını bir artı bir daireye dönüştürelim’ diyorlar. Bu insanlar belediye meclis üyesi oldukları için de kimsenin bunları denetleyemeyeceğini, sorgulayamayacağını biliyorlar ki zaten öyle de oluyor” ifadeleriyle anlatıyor. 1+1’lere doğalgaz, elektrik ve su hattı çekiliyor. Binanın enkaz halindeyken çekilen fotoğrafında kolondan atık su borusu geçiriyor. 10 adet 1+1’in Suriyeli mültecilere kiralandığını ve depremde onların da hayatını kaybettiğini söyleyen Şahin, “Suriyeli insanları kiracı olarak dolduruyorlar. Bizim binamız yıkıldığı zaman ölen kişi sayısını sadece binada kayıtlı kişi sayısı olarak kamuoyuna paylaştılar. Bu Suriyeli sayısını paylaşmadılar. Yani o binada aslında elli bir kişi ölmedi. Elli bir kişiden daha fazla insan öldü” ifadeleriyle tabloyu gözler önüne seriyor.

SANKİ EL BİRLİĞİYLE YIKILMAYA ÇALIŞILMIŞ

Müteahhit ve mühendis Abdullah Sever ve Hasan Hüseyin Sever, 7 katlı binada 8.kata teras kat çıkıyor. Yaklaşık iki yüz altmış metrekare olan daire kaçak olduğu için tapuda görünmüyor. Binanın yetmiş beş metrekare olan kapıcı dairesini tapuda gösteriliyor ve kaçak teras katın alım satımı kapıcı dairesinin üzerinden yapılıyor. Severler, binanın inşaatında statik ve mimari planlara da uymuyor. Projede görünen 55 kolondan sadece 50 adedi yapılmış. Bu 50 kolondan da 2 kolonu kaydırarak yapıyor. 2 tane kolonun da temel pabucunu koyulmamış. Bina girişleri ise projedekinin tersi, arka sokak yerine ön sokaktan giriş yapılıyor.

“AİLELERE SÖZ HAKKI YOK, ERSAN ŞEN İSE SAAATLERCE KONUŞUYOR”

Seçkin Şahin ve Özlem Taşdemir mahkeme heyetinin ailelere söz hakkı vermediğini belirtiyor. Ancak Sanık Avukatları Ersan Şen ve Mesut Çakar’ın saatleri bulan savunmalarına müsaade ediliyor. Ailelerin avukatlarına ise, “Kısa kesin özet anlatın, özet geçin” deniyor. Taşdemir, “Ersan Şen’in o kadar ukala bir şekilde konuşması var ki gerçekten biz aileleri çok rahatsız ediyor. Hatta beşinci duruşma sonunda biz aileler tarafından da protesto edilmişti. Olaydan sonra da yine suçlayıcı bir şekilde davranıp ‘Benim can güvenliğim’ yok diyerek davayı başka bir şehre nakledilmesini istedi. Halbuki orada canına kastedilecek bir şey olmadı. Biz sadece protesto ettik” ifadelerini kullanıyor. Seçkin ise duruşmalarda yaşananları, “Ersan Şen bütün davalarda saatlerce konuşuyor. Sadece Şen değil, Öğüt kardeşlerin avukatları da saatlerce konuşuyor. Yani Ersan Şen bir konuşmaya başladığı zaman kendisini sanki üniversitede hukuk fakültesinde ders veriyormuş da biz de öğrencileriymişiz gibi görüp bize de o şekilde yaklaşıp bizi tersliyor. Azarlıyor. Ve mahkeme heyeti buna göz yumuyor. Ama biz elimizi kaldırdığımızda ya da söz hakkı istediğimizde mahkeme heyeti tarafından engelleniyoruz” diyerek aktarıyor. Ersan Şen’in kamuya yansıyan kişiliğiyle davada savunduğu tarafın da çeliştiğini hatırlatan Seçkin, “Televizyonlara çıkıp ahlak dersi verir gibi hukuk anlatıyor. Haktan, adaletten, ahlaktan bahsediyor. Ama gerçek hayatta nerede bir ahlaksız varsa onu savunuyor” ifadeleryle tepki gösteriyor. Seçkin Ersan Şen’e, “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” diyerek sesleniyor.

“KAMU GÖREVLİLERİ DE YARGILANMALI”

Davada tutuklu yargılanan sanığın kalmadığını aktaran Taşdemir ve Şahin, “Bu kadar delil varken, bizler bina sakini olarak bir şeyleri anlatmaya, ifade etmeye çalışırken mahkeme heyeti bunu göz ardı edip, bu insanları serbest bırakıyor” diyerek tepki gösteriyor. Şahin, “Bizim davamızın en önemli yanlarından birisi de belediyenin bilirkişi raporlarında asli kusurlu olması. Çünkü bu kaçak 1+1 dairelere ne kadar görmesek de duymasak da demelerine rağmen onlara elektrik, su ve doğal gaz hattı verilmiş. Ama kamu personeli olarak belediyeden hiç kimsenin ifadesine başvurulmadı. Zaten yargılama da şu an yapılmıyor. Kamu personelleri hiçbir şekilde yargılanmıyor” ifadeleriyle sorumlu kamu personellerinin de yargılanmasını talep ettiklerini belirtiyor.

Adalet arayışlarının 17. ayında verdikleri mücadeleyi hatırlatan ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini ifade eden Taşdemir, ise “Ya giden canlarımızı bize geri versinler ya da adaleti sağlasınlar” ifadelerini kullanıyor.

MECLİSTE ADALET ÇAĞRISI

milletvekilleri ve depremzede yurttaşlar

Öte yandan 19 Temmuz'da görülecek duruşmasında karar beklenirken, acılı aileler TBMM'den "adalet" çağrısında bulundu. Milletvekillerinin düzenlediği basın toplantısına katılan Seçkin Şahin, "Sadece kendi çocuğum ve komşularım için değil depremde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımız için adalet istiyorum" dedi. Özlem Taşdemir de "Bu, yaşadığımız afet değil, cinayettir. Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Kimler suçluysa onlar cezasını çeksin istiyoruz" ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Ege Üniversitesinde kreşin kapatılmasına tepki

SONRAKİ HABER

Sınır Tanımayan Doktorlar, Gazze’deki son sağlık tesisini kapattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa