12 Temmuz 2024 04:17

Avukat Şahap Arpacı: Müvekkil korkudan görüşmeye gelmedi

Avukat Şahap Arpacı, pek çok ilde yaşanan mültecilere dönük saldırıların nedenlerini ve sonuçlarını anlattı.

Serik'te Suriyeli sığınmacıların dükkanlarına yapılan saldırı | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Deniz TEPE
Eskişehir

Suriyeli mültecilere yönelik Kayseri’de başlayan ve kısa sürede diğer illere yayılan saldırıların nedenleri ve sonuçları üzerine tartışmalar sürüyor. Saldırılarda pek çok ev, iş yeri ve araba tahrip edilirken kışkırtılmış göçmen karşıtlığı ise Suriyeliler başta olmak üzere mültecilerde tedirginlik yaratıyor. Göç, iltica ve sığınma hukukunda uzmanlığı bulunan Avukat Şahap Arpacı konuya ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

Emperyalist blokların bölgedeki enerji ve egemenlik savaşlarının göç dalgasının esas sebebi olduğunu ifade eden Arpacı, Türkiye sermayesi ve temsilcisi AKP iktidarının “Emevi Camii’nde namaz kılacağız” gibi Suriye’ye müdahale arzusunu ifade eden açıklamalarını hatırlatarak “Maalesef oradaki pek çok paramiliter grup ciddi bir şekilde desteklendi. Türkiye doğrudan bu savaşa dahil oldu. Kısacası mülteci krizi olarak adlandırılan şeyi bir emperyalist operasyonun sonucu olarak değerlendirmek gerekir” dedi.

Türkiye’de son 2 yıldır ekonomik ve sosyal problemlerin sebebinin Suriyeli ve Afganistanlı mülteciler olduğu yönünde bir kanı oluşturulduğunu ifade eden Arpacı, “Zafer Partisi ve Ümit Özdağ popülist bir dille manipülasyon yaratarak mayıs seçimleri öncesi bunu çok fazla gündeme getirdi. Artık insanlar Suriyelilerin ve Afganların ülkeyi terk etmesiyle Türkiye’nin daha mutlu ve huzurlu bir ülke olacağı konusunda bir kanaate varmış oldu” dedi.

Kayseri’de yaşanan saldırı dalgasının etkilerinin Eskişehir’de de hissedildiğini ifade eden Arpacı, “Suriyeli 2 müvekkilimle ofisimde yapacağımız görüşmeyi, müvekkillerimin evden çıkmaya korktuklarını ifade etmeleri nedeniyle telefonda gerçekleşmek durumunda kaldık” ifadelerini kullandı.

MAYIS SEÇİMLERİ YENİ DÖNEMİN BAŞLANGICI OLDU

Mayıs 2023 seçimlerini yeni dönemin başlangıcı olarak ifade eden Arpacı, “Birçok mültecinin uluslararası koruma dosyası kapatılmaya ve ret kararları verilmeye başlandı. Bu tamamen göçmen ve mülteci karşıtı siyasetin doğrudan doğruya idari kurumlar üzerindeki etkisi olarak ortaya çıktı. Eskişehir 1. İdare Mahkemesinin bu konularda baktığı dosya sayısı 800’ü geçmiş durumda. Göç idareleri, yabancılar şube müdürlüğü hemen her gün Eskişehir’de dosyaları kapatıyor. Pek çok insanı sınır dışı ediyorlar. Herhangi bir yabancı uyruklu kimse, basit bir sebepten ötürü müşteki bile olsa kamu düzenini bozduğu gerekçesiyle hakkında sınır dışı kararı veriliyor; kendini geri gönderme merkezinde buluyor” dedi.

Mülteci krizinin selefi tüm rejim ve grupları destekleyen AKP iktidarının ideolojik çerçevesiyle ele alınması gerektiğini vurgulayan Arpacı, “Bölgede mevcut rejimlerin yerine selefi bir iktidar yaratmaya çalışan AKP iktidarının ideolojik formasyonu bu sorunu yaratan önemli faktörlerdendir.

‘SORUNUN ÖNEMLİ YANI UCUZ İŞ GÜCÜ İHTİYACI’

“Pek çok iş, mal üretimi, hizmet üretimi konusunda yabancılar; sendikasız, örgütsüz ve verdiğiniz ücrete kölece çalıştırılıyor. Göçmen meselesi diye konuştuğumuz şey aynı zamanda sermayenin ucuz, örgütsüz, dağınık iş gücü ihtiyacından kaynaklanıyor” diyerek AKP’li bakanların ‘Mültecileri istediğimiz gibi geri gönderemeyiz, patronlar bunu kabul etmez’ sözlerini hatırlattı.

AKP’nin uzun zamandır toplumsal rıza üretemez hale gelmesine de değinen Arpacı, “Saray rejimi şunu gördü: ‘Ben yabancı meselesiyle ilgili bunu kamuoyuna duyurmasam bile, el altından birtakım talimatlarla mülteci siyasetini değiştirecek olursam en azından oy kaybını engellemiş olurum.’ Bunu iç siyasetin etkisi olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.

Arçelik’e plastik üretimi yapan yan sanayide çok sayıda mülteci işçi çalıştırıldığını vurgulayan Arpacı, “Burada çalışan yabancı uyruklu işçilerin asgari ücretin üzerine çıkabilmesi için ölümüne çalışması lazım. Özellikle Eskişehir OSB’de tanımsız çok sayıda mülteci işçi çalışıyor. Hatta genç bir işçi üç parmağını kaybettiği bir iş kazası sonrasında ‘Bu konuyu adli bir vaka yaparsam beni işten çıkartırlar’ diye düşündüğü için şikayetçi dahi olmadı. Sınır dışı ve işten atılma korkusu gibi sebeplerle bu olaylar kayıt dışı kalıyor” dedi.

‘SEBEP EMPERYALİSTLERLE YAPILAN PAZARLIKLAR’

AKP iktidarının Türkiye’de tutmanın karşılığı milyonlarca avro para aldığı Avrupa’ya karşı mültecileri bir tehdit unsuru olarak kullandığına da dikkat çeken Arpacı, “Türkiye Avrupalı emperyalistler tarafından bir göçmen deposuna dönüştürülmüş durumda. Göçmen deposu olmasının sebepleri ise Türkiye’nin hem kendi ülkesinde hem de Ortadoğu coğrafyasında emperyalistlerle yaptığı pazarlıklardır” dedi.

Göçmen sorununun emperyalist bloklar arasındaki savaşlar durdurulmadan bitmeyeceğini ifade eden Arpacı, “Türkiye’nin, Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgede meydana gelen egemenlik ilişkilerinden payını almaya çalışan, kenarda savaşa hazır durarak meseleyi sürekli bir güvenlik meselesi olarak gören politikasını ortadan kaldırmalıyız. NATO’nun dağıtılması Türkiye’nin NATO üyeliğinden çıkması ve bölgedeki bütün halkların kardeşçe bir arada kendi ülkelerinde yaşayacağı bir siyaset ortamının yaratılması gerekiyor. Türkiye sermaye sınıfı başta olmak üzere, dünya çapındaki çokuluslu şirketlerin, tekellerin ucuz iş gücü, düşük maliyet ve yüksek kâr güdüsü bu meselenin bir diğer boyutu. Dolayısıyla işçilerin, emekçilerin temel haklarını, sendikal haklarını, örgütlenme haklarını güvence altına almadan bu meselenin çözülmesi mümkün değil. Sonuçta halkçı, demokratik siyasete ihtiyacımız var. Türkiyeli işçi ve emekçiler sendikal haklarını alamadıkça, onlarla beraber sınıf kardeşi olan Afgan, Iraklı ve Suriyeli göçmenlerin de sendikal hak ve özgürlüklere kavuşması beklenemez. Dolayısıyla birleşik bir mücadele gerekiyor” çağrısında bulundu.

Bunun için hangi milletten olursa olsun bütün emekçilerin kardeş olduğu yönünde çalışmalar yapılması gerektiğini anlatan Arpacı, işçi ve memur sendikalarını, sosyalist partileri, halkçı programa sahip partileri sorumluluk almaya çağırdı.

ÖNCEKİ HABER

Ticaretten değil, teşhirden rahatsızlar

SONRAKİ HABER

İstanbulkart'ta öğrenci indirimine 30 yaş sınırı getirildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...