13 Temmuz 2024 04:32

TÜMAD zehrini katlayacak

Mahkeme TÜMAD'ın Çanakkale'deki siyanürlü altın madeninin kapasitesini 13 kat artırmasına verilen izni onayladı. Maden insan ve hayvan sağlığını, yer altı ve yer üstü sularını tehdit ediyor.

Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Cengiz Holdingin Bayramiç Halilağa’daki bakır-altın madenine açılan davayı ikiye karşı bir oyla reddeden Çanakkale 1. İdare Mahkemesi bu kez de Lapseki’deki TÜMAD’ın altın madenine yeşil ışık yaktı. Mahkeme heyeti TÜMAD’ın altın madeninde 13 kat kapasite artışı yapmasına karşı açılan davayı reddetti. Mahkemenin bu kararı 310 hektarlık orman ekosisteminin yok olmasına, yer altı ve üstü sularının da yok olarak çevrede arazi bozulumu ve kuraklık tehlikesine yol açacak.

ALTIN MADENİ KAPASİTESİNİ 13 KAT ARTTIRACAK!

2021 yılında Eczacıbaşı Holding’den Nurol Holding’e (TÜMAD A.Ş.) satılan altın madenine 2013 yılında 34 hektar alan için “ÇED Olumlu” kararı verildi. Şirket 2022 yılında kapasite arttırarak 34 hektarlık alanını 429 hektara çıkarmak için ÇED sürecini başlatmış, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da projeye 2022 yılında ÇED Olumlu raporu vermişti. Proje kapsamında Lapseki Şahinli Köyü yakınındaki ocaktan elde edilecek cevher, şirketin 1,5 kilometre uzaklıktaki mevcut Lapseki Altın Madeni Projesi alanındaki zenginleştirme tesisine taşınacak. Proje ömrü boyunca 8.270.825 ton cevher, 35.901.341 ton pasa olmak üzere toplam 44.172.166 ton kazı yapılacak.

DÖRT KURUM 33 YURTTAŞIN AÇTIĞI DAVANIN GEREKÇELERİ

Boğaz köprüsüne yakınlığı ile dikkat çeken madenin kapasite artışı ÇED Olumlu kararına karşı Ayvalık Tabiat Derneği, Lapseki Çevre Koruma Üretim Ve Dayanışma Derneği, Kazdağı Doğal Ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Yenice Meyve Ticaret Limited Şirketi gibi kurumların yanı sıra 33 yurttaş da davacı olmuştu. Dava dilekçesinde özetle:

  •  “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının; hukuka aykırı olduğu,
  •  ÇED raporunun uyarıcı ve yönlendirici nitelikte olmadığı,
  •  Raporda işletme sonrasında uzun dönemde ortaya çıkması olası değişiklikler konusunda somut açıklamaların yapılmadığı,
  •  Proje alanının yapılacak çalışmalar sonucunda karşı karşıya kalabileceği arazi bozulumu ve kuraklık tehlikesi üzerine bilimsel araştırmaların yapılmadığı,
  • Şahinli-Kocabaşlar-Çamyurt Mevkiinin 15 bin hektardan geniş bir alanı kapsayan 10 adet işletme maden ruhsatının yan yana yer aldığı adeta bir maden bölgesine dönüştürüldüğü
  • Proje alanının orman ekosistemi içinde olduğu, dolayısıyla; proje kapsamındaki çalışmalar için yalnızca 309,8 hektarda yaklaşık 200 bin dolayında ağacın kesilecek olmasının bile fiilen orman ekosistemi bütünlüğünün bozulması anlamını taşıdığı,
  • Üretilmesi planlanan miktarın 8.270.825 ton olduğu, bu durumun projenin gerçeği yansıtmadığının, ilerleyen zamanda tekrar kapasite artışına gidileceğinin göstergesi olduğu,
  • Ruhsat alanı ve çevresinde yer alan yeraltı ve yüzeysel her türlü su kaynağının ve insanlar dahil tüm ekolojik yaşamın risk ve tehlike altında olduğu,

TÜMAD'ın maden alanı

ALTIN MADENİ 1 KM UZAKLIKTAKİ İÇME SUYU BARAJINI ETKİLEMEZMİŞ!

Dava sürecinde yapılan bilirkişi keşfi raporu ve daha sonra gerçekleştirilen ek raporu değerlendiren Çanakkale 1. İdare Mahkemesi ÇED Raporundaki çevresel önlemleri yeterli bularak açılan davayı ikiye karşı bir oyla reddetti. Çanakkale 1. İdare mahkemesinin son günlerde altın ve kurşun madenleri ile ilgili verdiği bu iki karardaki heyet üyeleri ve kullandıkları oylar da dikkat çekici. Mahkeme Başkanı Ahmet Özkan ve üye hakim Kamil Aslan gerek Cengiz Holding’in Halilağa bakır-altın madenine karşı açılan davada, gerekse TÜMAD’ın Lapseki Şahinli altın medeni kapasite artışı davasında şirketlerden yana oy kullanırken, Halilağa davasında heyette hakim üye olarak bulunan Ülkü Çardakçı ve TÜMAD Şahinli davasında heyette bulunan Ayşegül Kızılhan çoğunluk kararına karşı oy kullandı. TÜMAD Şahinli Altın madeni kapasite artışı davasında çoğunluk kararına karşı oy kullanan hakime Ayşegül Kızılhan, projenin bir entegre tesis olarak değerlendirilmesi ve ÇED’in de buna uygun yapılması gerektiğini, bu durumun ÇED Yönetmeliğine göre firmanın isteğine bırakılamayacağını dile getirdi.

SİYANÜRLÜ MADEN HEM SUYU HEM HAYVANLARI ZEHİRLEDİ

Mahkemenin verdiği karar üzerine konuştuğumuz Lapseki Çevre Derneği yönetiminden Muammer Şimşek madenin bölgeye etkisini anlattı. Altın madeninin dumanlı dağın eteğinde Şahinli köyünün yanı başında olduğuna dikkat çeken Şimşek, “Bu bölge tarım ve hayvancılığın yoğun olduğu bir bölge. Yakınında Bayramdere barajı var. Bayramdere barajı Lapseki ve birçok köye içme ve sulama suyu sağlıyor. Kapasite artırımıyla beraber maden barajın 600 – 700 metre kadar yakınına ulaşıyor. Madenle birlikte yer altı sularını birbirine karışacak. Kapalı ve açık ocak faaliyetleri gösterecekler. Oluşan tozlarla birlikte bölgeyi kirletecekler. Aynı zamanda siyanür kullanıyorlar. Atık depoları inşa ediyorlar” dedi. Madenin Kovanlık deresini de etkileyeceğini söyleyen Şimşek, “Kovanlık deresi Bayramdere ile birleşip denize dökülüyor. Etkili bir yağmur ya da sel durumunda bölgeye ciddi zararları olacak. Köylüler şu an bile Kovanlık deresinden gelen suyu hayvanlarına içiremiyorlar. Maden tüm atıklarını Kovanlık deresine atıyorlar. Madenin alt tarafında Yenice köyü var ve çok fazla şeftali üretiyor. Lapseki şeftalisi tescil aldı ve Bursa’dan sonra Türkiye’nin en kaliteli şeftalisi. 2022-23 yıllarında dönem dönem şeftalilerin döküldüğünü ve çiğ ile birlikte simsiyah olduğunu gördük. Bölgede küçükbaş hayvan ölümleri de oldu. Hayvanların merada ağır metal zehirlenmesinden dolayı öldüğü söyleniyor” diyerek yaşananları anlattı. Maden atık sahasının bir bölümünün Kocabaşlardan gelen Umurbey çayı yakınlarına yapılacağına dikkat çeken Şimşek, “Bu Umurbey çayını da tehdit ediyor. Bölgede madenler, termikler ve taş ocakları var. Bölge birçok tehlike ile karşı karşıya. Buralar hayvan üretimi ile de meşhur. Bu hayvanların otlak alanları da yok edilecek. Üstelik yüz binlerce ağaç kesilecek. En büyük risk Alatepe köyünde. Alatepe Köyü Bayramdere’nin hemen bitişiği. Bağ bahçeleri derenin etrafında, hayvanlarını orada otlatıyorlar. Bayramdere şu an çok kirli zaten. Kısaca TÜMAD altın madeni kapasite artırımı yaparsa Lapseki ve civarındaki köylerde hem insan sağlığını hem de üretim tehlike altında” ifadelerini kullandı. Çevre, Şehircilik Bakanlığının madenin ÇED raporunu onaylamasının bile mantık dışı olduğunu söyleyen Şimşek, “Madenin yöre halkına herhangi bir faydası yok. Şeftali bahçelerinin olduğu vadilerde hem Lapseki Belediyesinin kuyu suyunu alıyor hem de üretim yapan köylünün yer altı kaynak sularını alıp madende kullanıyor. Bu hukuka uygun olamaz, değil de zaten” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

AB, X'in kurallara uymadığı görüşünde

SONRAKİ HABER

Şemikler halkı imar değişikliğine tepkili: Mahallemizin ciğeri spor alanı kalsın!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...