13 Temmuz 2024 22:36

EMEP'li Karaca, Yıldırım Holding'e peşkeş çekilen Eti Krom’un gerçeklerini anlattı

Emek Partisi (EMEP) Antep Milletvekili Sevda Karaca, işçileri 1 Temmuz’da direnişe başlayan Eti Krom'un özelleştirme sürecini anlatarak, direnişteki işçilere destek mesajı yolladı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Elazığ'da Eti Krom AŞ'ye bağlı madende çalışan işçileri 1 Temmuz’da direnişe başladı. İşçiler, taban maaşın artırılması, banka promosyonlarının ödenmesi, yıl içinde ikramiye, Kurban Bayramı'nda kurban parası, mesai ücretlerine 1'e 3 zam ve yıllık izinlerinin düzenli verilmesini talebiyle başladıkları eylemlerine 13’üncü gününde de devam etti.

Eti Krom'un 2004 yılında yok pahasına özelleştirildiğini hatırlatan Emek Partisi (EMEP) Antep Milletvekili Sevda Karaca, işçilerin ölümüne çalıştırılıp açlık ücretine mahkûm edilirken şirketin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına girdiğini aktardı.

"BU AYMAZLIĞIN SEBEBİ SERMAYE İKTİDARI"

Eti Krom Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Yıldırım'ın "Ben burayı kapatırsam Elazığ ekonomisi sarsılır" sözlerine tepki gösteren Karaca, işçileri azarlayan, aşağılayan Yıldırım'ın hak arayışını suç gibi gösterdiğini dile getirdi. Karaca, Yıldırım'ın sözlerine ilişkin şöyle konuştu; "Aslında bütün işçi direnişlerinde gördüğümüz, tanık olduğumuz şeyi yaptı, devleti de kendisine kalkan yapacağını en baştan ilan etti: 'Ben sizi işten atarım, devlete de sizi cezalandırma talimatı veririm.' Devletin bir patron devleti olduğunu bir kere daha ortaya serdi. Bu aymazlığın sebebi elbette kapitalizm ve onun uygulayıcısı sermaye iktidarları."

Elazığ’da Eti Krom A.Ş’ye bağlı madende işçiler, 1 Temmuz'dan bu yana en temel hakları için direnişte.

2004'te yok pahasına özelleştirilen, Yıldırım Holding'e peşkeş çekilen Eti Krom gerçeklerini anlatıyoruz: pic.twitter.com/lXFC4S2Nq9
— Sevda Karaca (@sevdakaraca) July 13, 2024

“YOK PAHASINA PEŞKEŞ ÇEKİLDİ”

Eti Krom'un yok pahasına peşkeş çekilmesi sürecine değinen Karaca, "Günden günde barbarlığının dozu artan sermaye düzeninin en ileri temsilcisi AKP, 2004 yılında Elazığ Ferrokrom madenini de özelleştirmişti. Hem de yok pahasına hem de devlete ait olan madenin bankadaki parasını dahi patrona devrederek... Depolanmış milyonlarca dolarlık ürünle, toprağın altındaki milyar dolarlık rezervlerle, kasalardaki nakit para, makine, ekipman, değerli araziler vs. ile kıyaslandığında, ödenen paraların komikliği utanç vericiydi. Eti Krom 14 Eylül 2004 günü işlemeye hazır 2 milyon ton rezervi, binlerce dönüm arazi üzerine kurulu 2 adet ferrokrom tesisi ve İskenderun Limanı’ndaki yeriyle beraber, 52,2 milyon dolara Yıldırım Holding’e peşkeş çekildi. Bu para, şirkete devredilen milli servetin yanında devede tüy bile değildi. Özelleştirme talanıyla haraç-mezat alınan Ferrokrom işçileri önce sendikasızlaştırılmış, maden ocakları da taşerona verilmişti. Maden özelleştirildiğinden beri taşeronların işlettiği ocaklarda 52 işçi, iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Tek bir soruşturma yapılmadı" ifadelerini kullandı.

"BİRLİK VE MÜCADELEDEN BAŞKA ÇARE YOK"

Eti Krom patronunun da diğer patronlar gibi sırtını Şimşek programına dayandığını belirten Karaca şöyle devam etti; "Eti Krom patronunun maden işçisine reva gördüğü bu sefalet ücretine, işçiyi aşağılayan tavrına karşı birlik ve mücadeleden başka çare yok. Görüyoruz ki kimi siyasetçiler, belediye başkanları ‘Eti Kromu bize devredin bakın nasıl işletiriz’ diye laflar ediyorlar. İyi patron- kötü patron oyunu bu talanın, bu yağmanın, işçilere dayatılan bu sefaletin çözümü değil. İşçiler ve emekçiler de cesareti kendi birlik ve mücadelesinden almak zorunda. Bütün yeraltı ve yer üstü kaynaklarının işletmeleri hemen kamulaştırılmalı, madenlerde işçileri yandaş sendikalara mahkum eden dayatmalar ortadan kaldırılmalı, işçiler istedikleri sendikaya üye olabilmeli ve işletmeler işçi denetimine açılmalıdır."

"DİRENEN İŞÇİLERİN YANINDAYIZ"

Direnen işçilerin yanında olduğunun altını çizen Karaca, "Yer altı- yer üstü kaynaklarını yerli ve uluslararası sermayeye talan ettiren tek adam düzeni elbette bunu yapmayacak. O nedenle hepimizin işçilerin haklı taleplerinin yanı sıra bu temel talepleri de ortaya koymamız gerekiyor. Ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarının sermaye tarafından talan edilmesine hayır! Direnen işçilerin yanındayız" dedi. (HABER MEKEZİ)