Çebitaş’taki iş cinayetinin ardından aile: İhmal var, peşini bırakmayacağız
İzmir Aliağa’da Çebitaş’ta çarşamba günü iş cinayetinde yaşamını yitiren Tamer Baymış’ın ailesi ve avukatları konuştu. Aile ihmallere dikkat çekerek davanın peşini bırakmayacaklarını söyledi.
Ailenin arşivinden
Emirhan DURMAZ
İzmir
İzmir Aliağa’da bulunan Çebitaş Demir Çelik Endüstrisi AŞ’de elektrik teknisyeni olarak çalışan 41 yaşındaki Tamer Baymış, geçtiğimiz çarşamba günü bakım işlemi esnasında yüksek gerilime kapılarak hayatını kaybetti. Olayın ardından Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. İş cinayetinde yaşamını yitiren Baymış’ın ailesi ve avukatları Melisa Ezgi Aslan ile süreci ve detayları konuştuk.
’20 YILLIK DENEYİMİ VARDI’
İlk olarak görüştüğümüz Tamer Baymış’ın abisi Ünal Baymış kendisinin de aynı mesleği yaptığını belirterek, “Ben de Vestel’de bakım şefiyim. Aynı mesleği yapıyorum. İşi biliyorum. Bize ilk söylenen kardeşimin kolunun panoya değdiği ve akıma kapıldığı. Ancak elektrik çarpması muhtemel olan yerler bellidir. Panoda enerji varken çalışılmaz. Olayın başka bir şekilde olduğunu düşünüyorum. Benim kardeşimin 20 yıllık deneyimi var. Biz de aynı işi yapıyoruz, güvenlik önlemleri var. Sürekli kontrolden geçiyoruz. Emniyet için akım rolesi var, temas anında şalter iner. Bu tür işlere en az 2-3 kişi gönderiyoruz. Altında ihmal var diye düşünüyoruz ancak, şuan için savcılık soruşturmasını bekliyoruz, olayın takipçisi olacağız” diye konuştu. Öte yandan taziyeye işletmeden kimsenin gelmediğini belirten Ünal Baymış, “Benim çalıştığım Vestel’den bile duyan 10-15 kişi geldi taziyeye. Çebitaş’dan hiç kimse gelmedi. Ne bir işçi, ne bir yetkili. Sadece cenazeye çelenk yollamışlar” dedi.
"KÖTÜ KOŞULLARDAN, ESKİ KABLOLARDAN BAHSEDİYORDU"
Öte yandan eşi Nilgün Baymış ise ihmal olup olmadığı hususunda olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirterek, “Eşim işinde çok deneyimliydi. Çebitaş’ta başlayalı 7-8 yıl olmuştu, her yerini bilir oranın. Düşünüp tartmadan, tedbirsiz hiçbir iş yapmazdı evdeki işlerde bile. Akşamları geldiğinde ne zorluklarla çalıştıklarını anlatırdı. Daracık alanlardan, vinç tepelerinden, çok kötü ve eski kablolardan bahsediyordu. Bir de koşullardan kaynaklı olarak devamlı personel değiştiğinden bahsediyordu. İş bilen kimse kalmadı diyordu” şeklinde konuştu. Bununla birlikte yıllarca beraber çalıştığı ve çok sevdiği arkadaşlarının hiçbir taziyeye gelmediğini aktaran Nilgün Baymış, “Sadece bir kişi geldi. Eşime ne oldu dedim. Hüngür hüngür ağladı, bir şey diyemedi. Yukarıdan, işletmeden baskı olduğunu düşünüyorum. Belli ki sakladıkları bir şey var. Ancak sonuna kadar araştıracağız, soruşturacağız, peşini bırakmayacağız” diye konuştu.
"FİRMA KAMERA OLMADIĞINI SÖYLÜYOR"
Son olarak görüştüğümüz Av. Melisa Ezgi Aslan, işletmenin daha önce de iş güvenliği zaafiyetleri ile gündeme geldiğini ve işletmede daha önce 4 ölümlü kazanın olduğunu da belirterek, “Müvekkilimiz 8 yıldır bu fabrikada çalışıyordu ve standart bir işçi değildi, uzmanlığı bulunuyordu. Otopsi raporu henüz gelmedi ancak kolluktan öğrendiğimiz kadarıyla müvekkilim bir kişiyle beraber bakım için bulunduğu yerde, kolunun panoya temas etmesi sonrası akıma kapılıyor. Aktarılan bu şekilde. Ancak fabrikanın her yerinde kamera bulunmasına karşın, orada kamera olmadığını söylüyorlar. Konuya ilişkin araştırma talep ettik. Birkaç gün içinde bilirkişi raporu da gelecek” diye konuştu.
"AKIM KORUYUCU ROLE SİSTEMİNİN OLMADIĞINDAN ŞÜPHELENİYORUZ"
Firmanın güvenlik zaafiyetlerini kabul etmediğini belirterek sözlerine devam eden Av. Aslan, “Firma, müvekkilimin iş güvenliğine uygun kıyafetinin bulunmadığını aktarıyor. Ancak öğrendiğimiz üzere firma yetkilileri zaten çalışanlara giydirmiyormuş. Dolayısıyla yetkililer tarafından verilmeyen bir şeyin giyilmesi mümkün değil. Müvekkilim, firma tarafından kusurlu gösterilmeye çalışılıyor. Tespit sonrasında da ortaya çıkacaktır ancak, elektrik çarpması sırasında akım koruyucu role olup olmadığını bilmiyoruz. Sanayi tipi elektriğin bulunduğu fabrikada, temas anında şalteri kapatan akım koruyucu role sistemi mecburen olması gerekiyor. Olmadığı durumlarda ise bu tarz ölümlü vakaların olması kaçınılmaz oluyor. Bundan şüpheleniyoruz” ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.