15 Temmuz 2024 17:24

Şimşek programına karşı birleşik mücadele çağrısı

Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali kapsamında “Hükümetin Ekonomi Programı, Emekçiler ve Deprem Bölgesi” başlıklı bir panel düzenledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali kapsamında Harbiye Mahallesi, Hidropark’ta “Hükümetin Ekonomi Programı, Emekçiler ve Deprem Bölgesi” başlıklı bir panel düzenledi.

Panelde patronların karına kar katarken işçilere emekçilere sefalet ve daha fazla vergi yük getiren Şimşek programının işçi ve emekçilere etkisi, deprem bölgesinde yenide inşanın sermayeye yeni alanlar açmaya dönüştüğü ve tüm bu saldırılar karşısına nasıl bir program ve mücadele biçimleri ile çıkılması gerektiği tartışıldı.

Panelde Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca, SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Feray Yılmaz Mertoğlu ve Kaldıraç Sözcüsü Hakan Dilmeç konuşmacı olarak yer aldı.

“ŞİMŞEK PROGRAMI SERMAYE PROGRAMIDIR”

İlk olarak EMEP Milletvekili Sevda Karaca konuştu. Karaca, Orta Vadeli Program ve 12.  kalkınma planıyla şekillenen Mehmet Şimşek Programı’nın önümüzdeki dönem memleketin her yerini ucuz iş gücü cenneti haline getirmeyi hedefleyen bir ekonomi ve siyasal bir program olduğunu ve Erdoğan'ın başını çektiği, tek adam rejiminin ekonomik ve siyasal programının bütünlüğünü ortaya koyan bir program olduğunu ifade etti.

Bu programla ilgili halkta rıza yaratmak için iktidarın birtakım söylemler ürettiklerini anlatan Karaca, “Enflasyonu ücretlerin yükselmesine bağladılar. Halkın ödeyeceği vergilerin arttırılmasını önümüzdeki dönem ülkenin düzlüğe çıkabilmesinin en temel unsurlarından biri olarak ifade ettiler. Biz bugün sağlıktan, eğitimden, sosyal hizmetlerden zaten yeterince yararlanamazken, kamuda tasarruf paketi ile bütün bunlardan daha az yararlanıp, daha çok ödemek durumunda bırakılacağız. Ve bunun adına rasyonel program dediler” şeklinde konuştu.

Söz konusu programın açık bir sermaye programı olduğunu ifade eden Karaca, ana muhalefet partisinin programın bu niteliğinin üstünü örterek sadece “liyakat” söylemiyle eleştirdiği bir süreçten geçildiğini belirterek, “Bugün artık en temel ihtiyaçları gidermek, barınmak, eğitim almak, sağlık hizmetinden yararlanmak bu kadar zorlaşmışken bize sürekli sabır çektirebiliyor olmalarını dayandığı çok temel bir şeye de sahiplerdi. O da halkın geniş kesimlerinin örgütsüzlüğü” dedi.

“İŞÇİLER, EMEKÇİLER BU PROGRAMDAN RAHATSIZ”

Bütün bu tablo içerisinde genel seçimlerden sonra iktidarın açıkça ilan ettiği bu yıkım programının ne anlama geldiği gören geniş hak kesimlerinin öfkesini yerel seçimlerde gösterdiğini dile getiren Karaca, muhalefetin sonuçları adaylar, çeşitli partilerdeki değişimlere bağladığını ancak bunun doğru olmadığını ifade etti. Karaca, bu öfkenin söz konusu programın esasına yöneltilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi, “Nitekim yerel seçimlerden hemen sonra ülkenin her tarafında bir buçuk senedir büyük bir ivme kazanan işçi direnişleri de halkın programa yönelik tepkisinin önemli bir göstergesi” diye konuştu.

Tüm bunların tartışılma olanaklarını ortadan kaldırabilmek için iktidarın, önlerinde birer taş olarak duran bütün memleket gündemlerini meclisin üstüne boca etmiş durumda olduğunu ifade eden Karaca, mesela “Temmuzda zam” tartışmaları yaşanırken dokuzuncu yargı paketiyle kadınların soyadı hakkını tartışmaya açıldığını, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bu ülkenin eğitimcilerine, öğrencilerine yapılabilecek en büyük kötülük olarak karşımıza çıktığını, hayvanları katletme yasasıyla karlılarına çıkıldığını ifade etti.

“BİRLEŞİK BİR MÜCADELENİN ZEMİNİ VAR”

Karaca, soyadı hakkının tartışmaya açarken kadınlara, “Yarın çalışma hakkını da elinden alma kudretine sahibim”, Hayvanların öldürülmesini gündeme getirirken “Ses çıkarana, bana muhalif olana, benimle ayrı düşünmeyene de aynı katliam uygulamalarını gerçekleştirebilme kudretine sahibim” diyerek, iktidarın sermaye için tuttuğu sopayı halkın tepesinde sallandırdığını göstermeyi amaçladığını ifade etti.

Karaca, halkın geniş kesimlerinin örgütsüzlüğüne dikkat çekerek, yerel seçimlerde halkın öfkesinin bu ekonomi programına karşı yöneldiğini belirtti. İşçi direnişlerinin programa yönelik tepkinin önemli bir göstergesi olduğunu ifade eden Karaca, ortak bir mücadele zemini oluşturmanın önemine değindi. Bu zeminin öğretmenlerin, hayvan hakları savunucularının, kadınların ve geniş işçi kesimlerinin birleşmesiyle sağlanabileceğini dile getiren Karaca, birleşik bir mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini belirterek umutlu olduklarını ifade etti.

“DEPREM FELAKETİ, SINIRSIZ RANTIN YENİ ALANI OLDU"

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, depremin ardından bölgede yaşanan rant odaklı dönüşüme dikkat çekerek, "Deprem olduğu gün hepimiz nasıl dayanışma göstereceğimizi düşünürken, sermaye sınırsız bir fırsat olarak gördü. AKP başta olmak üzere şirketler, deprem bölgelerindeki rantı ele geçirme tasarımına girdiler. Deprem onlar için hem depremin nedeni olan rant hem de depremin kendisi. Sınırsız bir sömürünün yeni bir alanı haline geldi" dedi.

“MUHALEFETİN ORTAK BİR PROGRAMI YOK"

Türkiye'deki ekonomik programın, yoksullara ve emekçilere yönelik kaynak ayırmadığını belirten İşleyen, "Emeklilerden gençlere, deprem mağdurlarına kadar geniş bir kitlenin ezilmesi pahasına birilerinin iktidarını sürdürmesine dayanan bir program" şeklinde konuştu. Mehmet Şimşek'in ekonomi programının uluslararası sermayeye hizmet ettiğini dile getiren İşleyen, muhalefetin bugünkü çizgisiyle Türkiye'nin krizden çıkma şansının olmadığını belirtti. İşleyen, “Sermaye programının özelleştirilmelerine karşı düzen dışı öneriler getirmeksizin sadece spesifik taleplerle çözüm bulamayız. Yetmişlerde solun ve devrimci hareketlerin yükselişi, toplumun taleplerini sahiplenen programlarla mümkün oldu. Bugün ise muhalefetin böyle bir programı yok" dedi.

“BİRLEŞİK DEVRİMCİ BİR MUHALEFETİ NASIL YARATACAĞIMIZI KONUŞMALIYIZ”

Dünya genelinde de benzer bir çürüme sürecinin yaşandığını ifade eden İşleyen, "Amerika'da bir adayın yaşayıp yaşamadığı belli değilken, diğer aday yalanlarla manipülasyon yapıyor. Avrupa'da faşistlerin yükselişi gözle görülürken, Fransa'da ise halk cephesinin belli oranda umut veren bir programla faşistleri durdurduğunu görüyoruz" dedi. Önümüzdeki dönemde birleşik devrimci bir alternatifin nasıl yaratılacağını konuşmaları gerektiğini söyleyen İşleyen, "Bu trajedinin parçası mı olacağız yoksa her alanda birleşik devrimci bir muhalefeti mi örgütleyeceğiz? Önümüzdeki dönemin temel sorusu budur. Önümüzdeki dönemde kendimizi sorgulamak, değiştirmek ve birleşik devrimci bir muhalefeti nasıl yaratacağımızı konuşmak zorundayız. Bu krizden çıkışın yolu buradan geçiyor” dedi.

“PARTİLER, SENDİKALAR, MESLEK KURUMLARI ORTAK MÜCADELE YÜRÜTMELİ”

SYKP Eş Genel Başkanı Feray Yılmaz Mertoğlu, hükümetin baskıcı rejimini eleştirirken, muhalefet cephesindeki dağınıklığa da dikkat çekerek şunları söyledi; "AKP ve MHP'nin faşist bloku yirmi iki yıldır bu ülkeyi, bu ülke halkını ve özellikle de ezilenlerin blokunu baskı altında tutarak kendi rejimini devam ettiriyor. Bu halk her şeyin farkında, ancak bu halkın içerisinde mücadele yürüten politik özneler, partiler, sendikalar, odalar ve meslek kurumları olarak mücadelemizi ortaklaştıramamamız, otoriter rejimin devam etmesinin nedenidir."

Şimşek programını “IMF'siz bir IMF” olarak ifade eden Mertoğlu, programı ortaklığında planlamalar yapıyor. Bu, halkın kemer sıkmasını ve daha çok açlığa ve sefalete mahkum olmasını sağlıyor" dedi. Bu politikalarla mücadele etmek için yoksulluk kampanyaları düzenlemenin önemine değindi. "Temmuz'da zam yok dediler. Asgari ücrete zam yok dediler. Emekçilerin aldığı ücretle geçinemediklerini hepimiz biliyoruz. Bununla ilgili mücadele ortaklığı yaratmamız lazım" dedi. Mertoğlu, Kürt hareketinin bu mücadele ortaklığının bir parçası olması gerektiğini belirterek ayrıca kayyum atamalarına karşı durmanın önemini vurguladı.

“DEPREM BÖLGESİ MÜCBİR ALAN OLMAKTAN ÇIKARILACAK”

Mehmet Şimşek'in ekonomik programına değinen Kaldıraç Sözcüsü Hakan Dilmeç, "Bu tasarruf tedbirleri deprem bölgesinde toplum yararına çalışma adı altında çalışanların azaltılmasına yol açtı, işsiz kaldılar. Önceden 500-600 kişi, 100 kişiyle sınırlandırıldı. Ayrıca, 31 Ağustos'tan itibaren burası mücbir alan olmaktan çıkarılacak ve tüm vergi yükümlülükleri geri getirilecek" ifadelerini kullandı.

“CHP ŞİMŞEK POLİTİKALARINA VE SAVAŞ POLİTİKALRINA SES ÇIKARMIYOR”

Deprem sonrasında devletin aldığı tutumu eleştiren Dilmeç, "Deprem olduktan sonra OHAL yasası ve afet bölgesi ilan edildi. Devlet tüm iş makinelerini bölgeye gönderebilecek yasal dayanağa kavuştu. Ancak depremden birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın sadece 12 iş makinesi kiraladığını söylediğini hatırlayın. Devlet yok tartışmaları bu dönemde yoğunlaştı. Bugün Adıyaman'da epey bir ev yapıldı, ancak Antakya'da durum pek iç açıcı değil. Rezerv alan tartışmaları burada oldukça önemli. Bu bölgenin yağmalanması üzerine çeşitli planlar yapılıyor." dedi. Muhalefetin rolünü eleştiren Dilmeç, "Rezerv alan tartışmalarına muhalefetten ses çıkmıyor. Mehmet Şimşek programına da ses çıkmıyor. Muhalefet partisi sadece emekli ve öğretmen mitingleri yapıyor. CHP'nin bugünkü rolü, toplumsal muhalefeti kendi etrafında toplama ve savaş politikalarına razı etme yönünde. Buna karşı hep birlikte uyanık olmalıyız" dedi.

“BİZİ KURTARACAK OLAN KENDİ KOLLARIMIZ”

Dilmeç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır, başka kimse değil. Eğer bu rejim hep beraber inşa edildiyse, bu rejime karşı halkın direnen tüm toplumsal muhalefet kesimlerinin ortak mücadelesini örgütlemek dışında başka şansımız yok. Gezi direnişi ve Kobane direnişinin yarattığı birlikte hareket etme fikri, onları ne kadar korkuttuğunu biliyoruz. Bu birlikte hareket etme zeminini güçlendirmek, bizim tek çıkar yolumuz. Rezerv alanlarına karşı çıkanlarla, Mehmet Şimşek programına karşı halkın çıkarlarını savunanlarla ittifak yapmalıyız. Kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin ve doğasını savunanların mücadelesini ortaklaştırmak zorundayız" ifadelerini kullandı. (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Tortum Çayı'na sürüklenen araçta 8 aylık bebeğe ulaşılamadı

SONRAKİ HABER

Esad'dan Erdoğan sorusuna yanıt: Kuralların dışına çıkamayız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa