16 Temmuz 2024 04:29

Vergide adalet, çalışma süreleri düşürülsün, temmuzda zam

Altı çizilen üç talep bugün sadece Sincan’da değil, ülkenin her yerinde geçerli şeyler: Vergide adalet, çalışma süreleri düşürülsün, temmuzda zam

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sincan’dan bir fabrika işçisi

Sincan’da yaşayan genç bir fabrika işçisi olarak geçen pazar günü Emek Partisinin çağrısı ile kent meydanında yapılan mitinge gidenler arasında ben de vardım. Bir iş arkadaşım vasıtasıyla haberim oldu ve çok da fikrim yoktu giderken. Daha önce herhangi bir siyasi partinin etkinliğine katılmamıştım. Ama taraftar olarak, takımımın haksızlığa uğması ve başkanın hakem ile tartışması sonucunda takımıma destek olmak için Tandoğan Meydanı’na gitmiştim. Ankaragücü taraftarları olarak, lig içerisindeki bu haksızlığa ses çıkarmamız gerektiğini düşündüm. 500- 600 kişiyle böyle bir harekete katılmak, ortak tepki göstermek ve takımımızla dayanışmak güçlü hissettirmişti. Aynı zamanda kendimizi gösterdiğimizi ve diğer takımlara ya da haksızlık yapan kişilere karşı duruşumuzu gösterdiğimizi düşünüyorum. O dönem için en güçlü silahımız olan sosyal medyayı da etkin kullandık ve kazanımlar elde ettik. Bu tecrübe dışında aynı hedef için bir araya gelme durumu, yabancısı olduğum bir şeydi. Çünkü taraftar grubum aile gibi hissettiğim bir alan benim için. Sincan’daki miting ise her anlamda yabancı olduğum bir ortamdı. Futboldaki gibi baskın bir isyan duygusunun olmaması, söylemler vs farklı geldi. Yine de miting alanına girdiğimde ‘Buranın da bir parçasıyım’ dedim. Talepler beni de ilgilendiriyordu ve her ne kadar yeterli bir protesto şekli olarak değerlendirmesem de -katılımın az olmasının da etkisi vardı- iyiydi.

BENİM KAZANCIMLA ZENGİNİNKİ BİR Mİ?

Altı çizilen üç talep de bugün sadece Sincan’da değil, ülkenin her yerinde geçerli şeyler. Örneğin, “İşçilerden vergi alınmasın, zenginden alınsın.” Şu an ücretlerden kesilen verginin yanı sıra aldığımız her şeyden vergi alınıyor. Yani temel harcamaların büyük bir kısmı vergiye tabii. Zengin de vergi veriyor ama benim kazancımla onunki bir değil ki. O da serveti kadar vergi verse daha adaletli olur. Daha öncesinde Kalyon’da çalışıyordum. Patron için “Allah yürü ya kulum demiş, adam da işleri büyütmüş” diyordum. Özellikle deprem dönemi ayyuka çıkan teşvikleri duyduğumda Allah’ın işi olmadığını anladım.

Diğer bir talep, “Çalışma saatleri düşürülsün”dü. Bana kalsa haftada 4 gün çalışma 3 gün dinlenme ve toplamında 28-32 saat çalışma en uygunu derim. Ve bence çok da bi şey istemiş olmuyoruz. Resmi işleri halletme, hastane işleri, ailene vakit ayırma, kendinle ilgili sosyal alan yaratma derken; bugün yeterli olmayan izin süresi ve uzun çalışma saatleri işçileri zorluyor. Mesela düzenli spor yaptığım dönem çalışmıyordum. Düzenli çalışmaya başladığımda ise antremanları kaçırmak, verimli olamamak gibi şeyler yaşadım. Haliyle iki yıldır düzenli spor yapamıyorum.

Ve son olarak, “Temmuzda zam verilsin.” Beyaz yakayı, memuru falan bilemem ama biz işçilerin çalışma koşulları düşünüldüğünde zam verilmesi gerekiyor. Son maaş zammımdan sonra ürünlere gelen zamlar çok fazlaydı. Eğer temmuzda zam verilmezse her şeyin sürekli pahalandığı bu süreçte temel şeylere bile erişemeyeceğiz.

DEVAMININ GELMESİ LAZIM

Bu taleplerin meydanlarda ortaya konması için Sincan’ın seçilmesini önemli görüyorum. Buranın tam bir işçi bölgesi olduğunu düşünüyorum. Belki başka bir yerde yapılsaydı -mesela Kızılay’da- daha çok kişi katılabilirdi. Kalabalık olunması böyle durumlarda önemli ama bu talepleri fabrikalarda gündem edebilmek için tam da AKP’nin kalesi olan Sincan’da yapmak önemliydi. Ama yeterli değil elbette. Sadece bir miting ile olacak şey değil zaten. Devamının gelmesi lazım. Başka yollar ve yöntemler bulmak zorundayız. Ve en önemlisi daha kalabalık olmamız lazım. Başta bahsettiğim taraftar eyleminde ilk gittiğimiz gün 15 kişiydik. Ta ki devamında ortalama 500 kişi olunca bir açıklama geldi ve biz kazanım elde ettik. Bence mesele aynı; biz bunu o zaman sosyal medyanın gücü ile yapmıştık. Şimdi yine sosyal medya bir araç ama zaten hali hazırda hepimiz fabrikalardayız ve konuşabileceğimiz işçilerle dolu çevremiz...

ÖNCEKİ HABER

29 işçinin can verdiği yangının iddianamesi eksik, mafya tanıklara iş veriyor

SONRAKİ HABER

İsrail'den mülteci kampına ve okula saldırı: En az 80 kişi yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa