18 Temmuz 2024 14:34

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasını yürüten polisler hakim karşısında

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturmasını yürüten polisler hakkında açılan davanın ilk duruşmasıda bir kişi tahliye edildi. Mahkeme Başkanı “İddianame yetersiz" dedi.

Fotoğraf: ANKA

Paylaş

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturmasını yürüten polisler hakkında açılan davanın ilk duruşması 13'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Ara kararı açıklamadan önce, "İddianame yetersiz evet ancak artık bu noktaya geldi. Adaletli bir karar vermeye çabalıyoruz" diyen hakim, tutuklu sanıklardan eski Organize Şube Müdürü Metehan İlkyaz'ın tahliyesine karar verirken bir sonraki duruşmayı ise 3 Eylül'e erteledi.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün davasının sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin 6'sı emniyet mensubu 11 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Ayhan Bora Kaplan’ın vekilleri ''sanığı etkileme suçu'' gerekçesiyle katılma talebinde bulundular. Duruşmaya katılımın yoğun olması nedeniyle duruşmanın büyük salona alınması istendi, ancak uygun salon bulunamadığı ifade edilerek bu talep reddedildi. Ayhan Bora Kaplan’ın avukatlarının ''tarafsız olmayacağı'',  Kaplan’ın da ''suçtan zarar görme ihtimalinin bulunmadığı'' gerekçesiyle katılma talepleri reddedildi.

KARŞI OPERASYON SAVUNMASI

İfade veren tutuklu sanıklar, "Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün Emniyet'e operasyon çektiği'' iddiasında bulunarak, tüm suçlamaları reddetti, görevlerinin gereğini yaptıklarını söyledi.

Duruşmada ilk olarak savunma yapan dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, suçlamaları redderken şunları söyledi: "İddianamede benim hakkımda hiçbir somut delil yok. Sayın savcım varsayımlarda bulunmuş sadece. Biz Ayhan Bora Kaplan’ın tehlikeli bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Bunun silahlı ve dolandırıcılık kanadı var. Serdar Sertçelik de dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Biz böylesine bir örgütün karşı operasyonuna maruz kalıyoruz." 

Murat Çelik’in avukatı Cengiz Varol, “Cumhur İttifakı’na darbe suçlamasıyla başlayan soruşturmada iddianameye baktığımızda neyi, niçin savunacağını da bilmiyoruz. Somut bir vaka yok, el yordamıyla hayal gücümüzü kullanarak bir savunma yapacak olursak; ‘iddia edilen hiçbir suçun unsurların ulaşmadığı ortadadır. 63 gündür boş yere tutuklu kalan müvekkilimin tahliye edilmesini talep ediyorum. Böylesine bir suç örgütüne etkin bir mücadele sergilemesi sonucunda emniyet personellerinin yargılanması emniyet teşkilatının da motivasyonunu kırmıştır'' dedi.

"YANINDA POLİS BIRAKMADIK"

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner de Serdar Sertçelik'in Kıbrıs’tan getirilerek şube müdürlüğünde ifadesi alındığını ve ardından adli kontrol uygulanarak elektronik kelepçe ile serbest bırakıldığını söyledi. Öner, daha sonra Sertçelik'in "gizli tanık" olduğunu öğrendiğini belirterek şunları kaydetti:

"Doktor raporu için Etlik Şehir Hastanesi’ne gittiğinde iki ayağında kurşun olduğu için gözaltına alınmasının uygun olmadığını söyledi. Savcımız ardından ‘Serdar Sertçelik’in yakalanmasıyla ilgili olarak evinde gözaltına almaksızın ifadesinin alınmasına’ şeklinde tutanağı var. Bizim ekiplerimiz de ardından avukat nezaretinde ifadesini alıyor. Hakkında gözaltı kararı olmadığı için de biz herhangi bir polis bırakmadık. Sonrasında savcımız diğer sanıklarla birlikte mevcutlu getirilme kararı veriyor Serdar Sertçelik için. Bunun üzerine giden ekiplerimiz evinde olmadığını görüyor. Şevket Demircan bana ‘Serdar Sertçelik babasının borcunu ödemek için İstanbul yolunda’ diye mesaj atıyor. Ben de bu bilginin sağlıklı olup olmadığını araştırdım ardından yurt dışına kaçmasını önlemek için hudut kapılarına da bilgi veriyorum. Benim bu şahsı kayırma gibi bir durumum söz konusu olamaz. Serdar Sertçelik bulunduğunda ‘Murat Çelik müdürümüz bana gerekli işlemleri yapmama yönelik mesaj attı. Ben de bizim değil Asayiş Şube’nin yapmasının uygun olacağını belittim ve durumu Asayiş Şube’ye bildirdim.

Yargılamanın etkilenmesi konusunda ise ben Cumhuriyet Başsavcılığı’na tüm şifrelerimi verdim çünkü bir şey yapmadım. Dosyaya giren bazı belgeler de benim telefonumdan çıkmıştır. Ben görevimin gereğini yaptığım buradan da bellidir. Bazı personellerin benden habersiz hareket etmesine dair defalarca rahatsızlığımı da belirttim. Sorabiliriz buradaki memurlara da. Ben görevimi kötüye kullanmadım. Serdar Sertçelik’e yönelik tüm işlemler Cumhuriyet Başsavcımızın talimatıyla yapılmıştır. Ben Serdar Sertçelik ile hiçbir şekilde iletişime de geçmedim kendisini sadece bu dosyadaki şüpheli konumundan biliyorum."

"SAVCI MUSTAFA KAYA'YA SORMAK GERKİYOR''

Öner’in avukatı Suna Öztaşdönderen, ''Müvekkilimin ABK dosyasıyla yapmış olduğu bir eksiklik yoktur. Sanıktan delile gidildi burada. Oysa delilden sanığa gidilir ceza yargılamasında. Emniyet görevlileri bir operasyon yaptığında yarın bir gün sanık sandalyesine oturmaktan korkabilir. Bir doktorun ‘gözaltına alınmada sakıncası vardır’ diyerek düzenlediği bir raporu ilk defa görüyorum. Soruşturma Savcısı Mustafa Kaya’ya da sormak gerekiyor bir gün içinde ne değişti de gözaltına alma kararı verdi? Müvekkilimizin beraatini talep etmekteyiz. Doktor raporunu düzenlemeye giden Emniyet personelinin kim olduğunun sorulmasına ve soruşturmanın daha geniş çaplı araştırılması gerekir'' dedi.

Öner’in bir diğer avukatı Yasin Gökberk Çınar, "Burada ele geçen deliller bir cezalandırma yargılamasına esas olamaz. Müvekkilimizin esas incelemesi yapılmadan derhal beraatine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.

DEMİRCAN'DAN "ÖZEL ODA'' İDDİASI

Her şeyi görevi kapsamında adli mercilerin bilgisi dahilinde gerçekleştirdiğini söyleyen Eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan şunları kaydetti:

"Özel bir oda da görüşme yaptığım söyleniyor. Bu yalandır. ABK kapsamında kullanılması için boş bir oda kullanılmıştır. Biz bu odada yeri geldi oturduk, yeri geldi yemek yedik, yeri geldi spor yaptık. Fizik tedavi yatağı vardır. Kerem Gökay Öner de bunu defalarca kullanmıştır. Ayrıca görev ve yetkim olmadan Serdar Sertçelik ile iletişim kurmaya devam ettiğimiz iddia edilmiştir. Doğrudur ben telefonda görüşmeler yaptım. Ancak bunlar savcılarımız, amirlerimizce bilinmektedir. Sadece Kerem Gökay Öner’in haberi yoktur çünkü kendisi o sırada şehir dışındadır. Ben görüşmelerimi Nurullah Özgür Kopuk aracılığı ile yaptım. Görüşmelerin tamamı gerçeği ortaya çıkartmak ve şahsı Türkiye’ye getirmek için güven telkinli bir konuşmadır. Olsaydı zaten ben bu konuşmaları kayıt altına alıp sunmazdım. Serdar Sertçelik’in Türkiye’ye nasıl geldiğini gayet iyi bilmektedir Kerem Gökay Öner. Gizli sanık olduğunu da bilmediğini söyledi Kerem Gökay Öner ancak bunu da bilmektedir. Bu ifadeyi neden verdiğini bilmiyorum. Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün uzantıları tarafından bizlere operasyon yapılmaktadır. Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü şu an Organize Şube Müdürlüğü’ne operasyon çekmektedir."

"HANGİ FİİLİN SUÇ TEŞKİL ETTİĞİ ANLATILMIYOR"

Şevket Demircan’ın avukatı Recep Öksüz, iddianamenin usule uygun olmadığını belirtti ve ''Kimin neyle suçlandığı belirsizdir. Hangi fiilin suç teşkil ettiği de anlatılmamıştır. Maddi delile dayanan hiçbir suçlama yoktur. Hiçbir aşamada adli görev ihlali de yoktur. Müvekkilimin ve arkadaşlarının yaptığı bu operasyon sonucunda Türkiye gri listeden çıktı. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum'' dedi.

Organize Şube Komiseri Ufuk Gültekin, suçsuz olduğu iddiasını öne sürerek, "Benim telefonumda suç içeren hiçbir şey yoktur bu yüzden de telefonumun şifresini verdim. Serdar Sertçelik’in kaçması tam tersi bizi zor durumu düşürmüştür. Kerem Gökay Öner bana bir numara attı Serdar Sertçelik’in Kıbrıs’ta olabileceği nedeniyle bilgi almam doğrultusunda. Ben de aradım ve sonra Kerem müdüre bilgi verdim. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum'' ifadelerini kullandı.

"AYAĞINDA ELEKTRONİK KELEPÇE VARKEN 9 İHLALİ VAR"

Gültekin’in avukatı da ''Müvekkilimin aldığı ses kaydı neticesinde operasyon yapılıyor ve iki kişi tutuklanıyor. Yani söz konusu ses kaydı dosyayı aydınlatmaya yöneliktir. Bu adamın 9 ihlali var ayağında elektronik kelepçe varken. Hiç mi denetime yakalanmadı? Ayağında elektronik kelepçe varken çorbacıya gidiyor ve burada silahlı çatışmada yaralanıyor. Bu ihlal dahi bildirilirken geç kalınıyor. Tanık Koruma Daire Başkanlığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün bu süreçte neler yaptığının öğrenilmesini istiyoruz. Hiçbir delil olmadan yıllardır suç işlediği örgütü dahi satmış adamın beyanları ile emniyet görevlilerini yargılıyoruz. Bu dosya tamamen Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sulandırılmasından başka bir şey değil. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum'' diye konuştu.

Tutuklu sanıklardan dönemin Organize Şube Komiserlerinden ve dosyanın sivil sanıklarıyla iş birliği yapıp Sertçelik’in kaçmasını sağlamakla suçlanan Metehan İlkyaz, "Ben ilk dalga operasyonu bitince şubede başladım. İkinci dalga operasyonu devam ederken Serdar Sertçelik’in havalimanından alma talimatı aldım. Bunun dışında şahısla bir alakam bulunmamaktadır. Telefonumun incelenmesinde de bir sakınca görmedim. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum.” dedi.

"SAHTE EVRAK DÜZENLEYEN DOKTORUN İFADESİ DAHİ ALINMIYOR"

İlkyaz’ın avukatı Nuri Kılıç ise "Tek somut suçlama bu dosyada doktor raporuyla ilgili. Ortada bir suç varsa buranın irdelenmesi lazım. Bu noktada da müvekkilimin hiçbir dahli yok. Savcının talimatı doğrultusunda ‘gözaltına uygun değildir’ ibaresinin eklendiği söyleniyor. Savcının ifadesi alınmış mı konuya dair? Yok. Doktor raporunu değiştiriyor, doktorla ilgili herhangi bir işlem yok. Doktor sahte evrak düzenlediğini kabul ediyor raporunu değiştirerek ama doktorun ifadesi dahi alınmıyor. İki yanlı bir soruşturma yürütülüyor. Denetimli serbestlik ve tanık koruma ile ilgili memurlar nerede? Suç tekse neden 3 ayrı soruşturma  var? Müvekkilim hakkındaki açılan davayı ve soruşturmayı kabul etmiyoruz. Kendisinin tahliye edilmesini mümkün olmadığı takdirde adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesini istiyorum." dedi.

"ÖRGÜTE BAĞLI OLAYLAR MÜNFERİT GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILMIŞ"

 

Tutuklu sanık Organize Şube komiserlerinden Gökhan Karaca da Serdar Sertçelik ile irtibatı ve görüşmesi olmadığını, Serdar Sertçelik’in ayağından vurulma olayının örgüt nedeniyle yapılıp yapılmadığının araştırılmasında görev aldığını söyledi. Dosyanın sorumlu amiri olduğunu kaydeden Karaca, "Ben ve bana bağlı olan 10 polis memuru var. Biz bu konuyu araştırırken Ayhan Bora Kaplan örgütünde olan pek çok olayın münferit gösterilmeye çalışıldığını tespit ettik.  Biz de tam tersi suç örgütü dahlinde yapıldığını ortaya çıkarmak için yoğun bir şekilde çalıştık.  Suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum." beyanında bulundu.

Sanıklardan Nurullah Özgür Kopuk, "Ayhan Bora Kaplan’a operasyon yapıldıktan sonra ben şikayetçi oldum. Ben ifade veriyorum 1 saat sonra beni arıyorlar. Serdar Sertçelik beni aradı, bizden şikayetçi olmuşsun sen. İsim-soy isim ver beni amirlerle görüştür’ dedi. Ben de bunları amirlere anlattım. 2 gün bekle dediler. Sonra Şevket müdür beni aradı, ikisini görüştürdüm. Ben vatandaşlık görevimi yerine getirdim” diye konuştu.

"ECE RONAY SORUŞTURMASI AYRI YÜRÜYOR"

Duruşmada Ayhan Bora Kaplan davasının müştekilerinden Aziz Savaş konuşmak istedi ancak Mahkeme Başkanı dışarı çıkardı.

Ardından konuşan sanık Ramazan Kubat savunmasında "Ben şahsı tanımam. Mustafa Çotuk’un arkadaşıdır. Mustafa rica etti gittim. Şahıs zaten gizli tanıkmış, suçlu olduğunu bilmiyordum"  ifadelerini kullandı. Kubat, Serdar Sertçelik’i Mustafa Çotuk’un yanında gördüğünü ifade ederek, İstanbul'a, kız arkadaşıyla tatil yaptığı yere bıraktıklarını belirtti ve “Kız arkadaşının ifadesi alındı mı?​” diye sordu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı o dosyanın ayrı yürütüldüğünü kaydetti.

 

Sanıklardan Mustafa Çotuk, “Adliye’de ve Emniyet’te vermiş olduğum ifadem geçerlidir. Buna ek olarak Ramazan Kubat benim aracılığımla tanıyor Serdar Sertçelik’i ve benim ısrarımla Ramazan İstanbul’a geliyor. Ayrıca benim arkadaşım olduğu için ben bilmiyordum gizli tanık olduğunu. İstanbul’da kartını değiştirmesinden, Ece Ronay’a o telefondan konum göndermesinden şüphelendim ve Ramazan abiye de söyledim akşam Ankara’ya gidelim geri dönelim dedik” ifadelerini kullandı.

Çotuk’un avukatı da “Biran önce tahliyesini istiyorum müvekkilimin. Bu kişi çorbacılara gidiyor, Emniyet’in dahi müdahale edemediği şekilde dışarda dolanıyorken benim müvekkilim suçlu olduğunu nereden bilebilir?" dedi.

Sanıklardan Adem Kaçan’ın avukatı İlayda Topçu “10 yıldır tanıdığı bir insanı Mamak’tan Eryaman’a bırakması nasıl bir şüphe yaratıyor anlamış değiliz. Elektronik kelepçesi olmasına rağmen Serdar Sertçelik rahat rahat dolaşan bir insan. Bu yüzden müvekkilim kendisinin adli kontrol altında olduğunun bilmesi mümkün değildir.  Müvekkilimin serbest bırakılmasına ve neticesinde de beraatini talep ediyorum” diye konuştu.

"'HAYATİ TEHLİKEM VAR' DEDİ"

Tutuksuz sanık Serdar Sertçelik’in babası Erdoğan Sertçelik, "Biz Etlik Şehir Hastanesi’ne diye çıktık. Ama araba ile Mamak’a döndük. Ben de ‘özel bir hastaneye mi gideceğiz?​’ dedim. Oğlum bana bunun üzerine ‘Baba benim hayati tehlikem var, sizi de tehlikeye atamam başka bir eve geçmem lazım’ dedi. Ben onu ikna etmeye çalıştım ama ikna olmadı. Ben sonra eve döndüm. Kaçma konusundan bahsetmedi hiç. Şu anda bizim bildiğimiz Macaristan’da tutuklu. Beraatimi istiyorum” beyanında bulundu.

Erdoğan Sertçelik’in avukatı, “Üst soyda olduğu için tutuklama ihtimali yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz açısından kısa sürede karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.

MAHKEME BAŞKANI: İDDİANAME YETERSİZ 

Sanıkların savunmalarının ardından savcılık makamı sanıkların üzerine atılı suçlar nedeniyle tutuklulukta geçirdikleri süre değerlendirildiğinde tüm tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını talep etti. Mahkeme Başkanı ise “İddianame dediğiniz gibi yetersiz. Mümkün olduğu kadar adaletli bir karar vermek için uğraşıyoruz.” dedi.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 3 EYLÜL'DE

Mahkeme soruşturma dosyasında bahsi geçen bazı evrakların akıbetinin sorulmasına, sanıklar Adem Kaçan, Mustafa Çotuk’ın adli sicil kaydının dosyaya konulmasına, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ayhan Bora Kaplan ile ilgili dosyasının akıbetinin sorulmasına, dosyada adı geçen Serdar Sertçelik’in ülkeye getirilmesi halinde tanık olarak ifadesinin alınmasına, Serdar Sertçelik’e rapor aldıran polis memurlarının kimler olduğunun tespiti için ilgili birime sorulmasına, dosyada adı geçen Onur Yavaş’ın tanık olarak dinlenmesine, sanık Erdoğan Sertçelik’in avukatının talebi üzerine kendisi hakkındaki dosyanın incelemeye alınmasına, dosyada adı geçen bazı kişilerin beyanlarının alınması yargılamanın ilerleyen aşamalarında dikkate alınmasına ve Metehan İlkyaz’ın tahliyesine karar verdi.  

14 AĞUSTOS'TA TUTUKLULUK HALLERİ İNCELENECEK

Diğer sanıkların mevcut hallerinin devamına karar veren Mahkeme duruşmayı 3 Eylül’e erteledi. Ayrıca mahkeme 14 Ağustos’ta tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin inceleceğine hükmetti.

TOPLAM 11 SANIK YARGILANIYOR

Tutuklu sanıklar dönemin Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve eski Şube Komiserleri Ufuk Gültekin, Metehan İlkyaz ve Gökhan Karaca hakkında, “adli görevi kötüye kullanma”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “suçluyu kayırma” suçundan yargılanıyor.  Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’e “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçu hariç, benzer suçlamalar yöneltiliyor. Diğer sanıkların ismi ise Nurullah Özgür Kopuk, Ramazan Kubat, Adem Kaçan, Mustafa Çotuk ve Erdoğan Sertçelik. (ANKA)

ÖNCEKİ HABER

Manisa Turgutlu'da orman yangını

SONRAKİ HABER

'Özel okulda ücretsiz kitap' yönetmeliğine rağmen 'fahiş kitap ücreti' talebine tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa