18 Temmuz 2024 15:00

İşçi Partisi kabinesinde İsrail lobisi gölgesi 

Keir Starmer’in İsrail lobisinden bağış kabul ettiği iddiaları savaş karşıtlarını kaygılandırmaya yetti.

Fotoğraf: Wiktor Szymanowic/AA

Paylaş

Faruk ESKİOĞLU 
Londra

İngiltere’deki 4 Temmuz genel seçimlerinde İşçi Partisi (Labour Party), ezici çoğunlukla Muhafazakar’ların 14 yıllık iktidarına son vermişti. Avrupa’nın sağa kayması tartışılırken İngiltere’de adında “Emek” olan sosyal demokrat söylemde bir partinin sağcı iktidarı sonlandırması dünya genelindeki sol çevreleri sevindirmiş olmalı. Ne yazık ki İşçi Partisi’ne mercekle bakıldığında sağa kaymış, Ukrayna savaşını ve İsrail saldırılarını destekleyen bir parti görülüyor. Tam bir “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” durumu...

Salgında emekçilerin aleyhine bozulan gelir dağılımı, artan enflasyon ve bunlarla mücadelede faturanın çalışanlara çıkarılması Muhafazakar Parti oylarında erimeye yol açmıştı. 2021’den sonra adına toplumsal refleks diyebileceğimiz mavi ve beyaz yakalı çalışanların grev dalgası ve eylemleri gündeme damgasını vurmaya başladı. Brexit ile ucuz iş deposu göçmen nüfusunun azalması; ulusal basının çokça sansürlediği grevlerin başarı oranını artırdığını, cümlesiyle özel ve tüzel işverenleri ise uzun süredir ilk kez geri adım atmaya zorladığını belirtmeliyiz.

Muhafazakarlar heyelanı yaşarken ana muhalefetteki İşçi Partisi garip bir şekilde çalışanların haklı taleplerine sahip çıkmadı. Basın “Muhafazakarlar mı kaybedecek, İşçi Partisi mi kazanacak?​” tartışmasını yapmaya başladı. Ve iktidarın daha çok dibe vurmadan yaptığı erken seçimlerde de beklenen oldu; Muhafazakarlar kaybetti, İşçi Partisi de bundan mütevellit kazanmış oldu. Bu yorumu yapıyoruz çünkü son seçimlerde yüzde 59,9 katılım (son 85 yılın en düşük ikincisi); seçmenin iki parti arasında dikenli tel görmediğini, “al birini vur ötekine” düşüncesiyle sandığa gittiğini fakat Muhafazakarlardan da hesap sormak istediğini gösterdi.

İşçi Partisi’nde 2020’de liderlik koltuğuna oturan “Keir Starmer”in ilk işi, çeşitli entrikalarla başta eski lideri Jeremy Corbyn olmak üzere sol kanadı tasfiye etmek olmuştu. Ayrıca başbakanlık koltuğuna oturmadan Ukrayna ve Gazze konusunda Muhafazakarlardan farklı bir politika izlemeyeceği sinyalini vermişti. Öyle de oldu.

NATO zirvesinde Volodimir Zelenskiy ile ilk resmi ikili görüşmesini gerçekleştiren çiçeği burnundaki başbakan, hükümetinin Rusya ile olan çatışmasında “ne kadar sürerse sürsün” Ukrayna’ya askeri destek için her yıl en az 3 milyar sterlin harcama planına sadık kalacağını söyledi. İsrail yanlısı politikada ise halefi Rishi Sunak’tan daha şahin olacağı sanılan Starmer, aylar öncesinden de Gazze savaşının başında İsrail’in bu bölgenin suyunu ve elektriğini abluka kapsamında kesmeye hakkı olduğunu söylemişti.

Starmer’in asıl İsrail lobisinden bağış kabul ettiği iddiaları savaş karşıtlarını kaygılandırmaya yetti. Declassified UK, İsrail yanlısı lobicilerin İşçi Partisi’nin Starmer de dahil 25 kabine üyesinden 13’üne parlamentoya ilk seçildiklerinden bu yana bağışta bulunduğunu öne sürdü.

Ulusal basın ise Noam Chomsky’yi haklı çıkarırcasına rüzgara karşı durmak yerine arkasına almayı tercih ederek bu flaş haberi görmemeyi tercih etti, soldaki gazete Morning Star dışında.

Declassified UK’e göre; bağış alanlar listesinde Başbakan Starmer, yardımcısı Angela Rayner, Şansölye Rachel Reeves, Dışişleri Bakanı David Lammy ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper yer alıyor. Birleşik Krallık ticaret bakanı olarak İsrail’e silah ihracatını denetleyecek olan Jonathan Reynolds ile sorumlulukları artık ulusal güvenliği de içeren İşçi Partisi’nin seçim beyni Pat McFadden da listede adı geçenler arasındaydı. Bazı bağışların, milletvekillerini bölgeye “bilgi toplama” amacıyla götüren lobi grubu İsrail İşçi Dostları’nca (LFI) dağıtılıyordu.

Reeves, McFadden, Reynolds ve Teknoloji Bakanı Peter Kyle yakın zamanda LFI’nin başkan yardımcısı olarak belirtildi. Diğer büyük fon sağlayıcılar arasında İsrail yanlısı işadamları Gary Lubner, Trevor Chinn ve Stuart Roden yer alıyor. Bağışların toplam değerinin ise 600 bin sterlinin üzerinde olduğu öne sürüldü.

Aralarında Reeves, Lammy ve Sağlık Bakanı Wes Streeting’in de bulunduğu yedi Starmer kabinesi üyesi İsrail’i ziyaret etmek için LFI fonunu kabul ettiği de iddialar arasında.

Londra’da yaşayan Türk ve Kürt toplumunun yakından tanıdığı Tottenham Milletvekili David Lammy ve eski İşçi Partisi Enfield Milletvekili Joan Ryan’ın İsrail’den çok İsrailci çizgileri zaten biliniyordu. Ryan eski başbakanlardan Gordon Brown’un Kıbrıs özel temsilcisiydi. Uzun bir süre de Britanya Alevi Federasyonu’nun öncülüğünde 2015’te kurulan Britanya Parlamentosu Alevi Sekreteryası’nın (APPG For Alevis) başkanlığını yaptı. Sosyalist lider Jeremy Corbyn’e “Yahudi düşmanı” yaftası ile bayrak açanlar arasında yer alan Ryan, İşçi Partisi’nde Friends of Israil/İsrail’in Dostları grubunun da başkanıydı.Özet olarak iktidardaki İşçi Partisi’nin; adına uygun olarak işçilerin partisi olması, savaş yerine barışı savunması, bütçesini ağırlıklı olarak silah yerine yaşam standartlarını yükseltecek yatırımlara, sağlık ve eğitim harcamalarına ayırmasını beklemek saflık olacaktır. Partinin İsrail lobisi iddialarının şimdiye kadar yalanlanmaması da burjuva demokrasisinin kendi etik kurallarını artık takmadığı bir süreç yaşanacağını gösteriyor. İşçi sınıfını ise, “soluklanmadan mücadeleye devam” diyeceği günleri...

ÖNCEKİ HABER

ORÇEV: Yıkılan stadyumun neden olduğu mağduriyetlere karşı önlem alınmalı

SONRAKİ HABER

BES: Sefalete boyun eğmeyeceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa