Çocuk istismarı anlattı, savcı soruşturmayı reddetti
Bursa’da bir erkeğin kendi çocuğunu istismar etmesine yönelik yapılan şikayete çocuğun beyanı esas alınmadı, savcılık iki kere 'kovuşturmaya yer yoktur' kararı verdi.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Funda SANCARBARLAZ
Gülten İNAL
Bursa
2023’ün Nisan ayında A.P. çocuğunu boşanma aşamasında olduğu U.Y.’ye mahkeme kararı dolayısıyla “kişisel ilişki için” teslim etti. 23 Nisan’da çocuğu geri teslim alan A.P. aynı günün akşamı kendi annesiyle birlikte çocuğun özel bölgelerinin kızardığını ve tahriş olduğunu fark etti. Bunun üzerine kız çocuğu yaşadığı istismarı A.P.’ye ve anneannesine anlattı.
İSTİSMARDA BAŞTAN SAVMA SORUŞTURMA
A.P. bunun ardından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. A.P.’nin avukatı Seyrani Demir’den aldığımız bilgiye göre soruşturma kapsamında usule aykırı birçok işlem yapıldı. Soruşturma sürecinde istismara uğrayan çocuğun pedagogu da dahil olmak üzere hiçbir tanık dinlenmedi ve çocuğun yaşadığı olayı anlattığı, dosyaya sunulan video kaydı çözümlenmedi. Avukat Demir’in ifade ettiği üzere kısa süre önce istismara uğrayan çocuğun ifadesi erkek bir pedagog tarafından alınmaya çalışıldı ve kısa süren görüşmede çocuk ifade veremedi. Bunlarla birlikte savcılık “müşteki ile şüpheli arasında boşanma nedeni ile husumetin bulunması, olaya ilişkin görgü tanığı, ses kaydı, kamera görüntüsü bulunmaması, mağdurun herhangi bir cinsel eyleme maruz kaldığına ilişkin bir beyanının bulunmadığı, mağdurun vajinal muayenesinde hymende bir yırtık tespit edilmemesi ve şüphelinin daha öncesinde bir suç kaydının bulunmaması” gerekçelerini göstererek “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi. A.P. ve avukatının Sulh Ceza Mahkemesine yaptığı itirazlar ise reddedilerek karar kesinleşti. Daha sonra A.P. ve avukatı verilen karara karşı Adalet Bakanlığı Kanun Bozma Bürosuna “kanun yararına bozma” başvurusunda bulundu. Dosya hâlâ büro tarafından inceleniyor.
ÇOCUĞUN BEYANI ESAS ALINMADI
A.P.’nin avukatı kız çocuğunun yaşadığını anlattığı video kayıtlarının yeni delil elde edildiği gerekçesiyle yeniden Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Av. Demir bu süreci şu şekilde Ekmek ve Gül’e anlattı: “Bu kez kadın bir pedagogun katıldığı şekilde yeni bir Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) beyanı alındı. Alınan beyanda mağdure yaşadıklarını açıkça, çocukça bir dille, burada dile getirmek istemediğimiz şekilde anlattı. Mağdurenin beyanları istismara uğradığını net bir şekilde göstermektedir. Bu kez savcılık ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar verilen dosya ile soruşturması devam eden dosyadaki beyanların ve delillerin değerlendirilmesi talebi ile dosyayı bilirkişiye tevdi etmiştir.”
SAVCILIK” İSTİSMARI SORUŞTURMAYACAĞIM” DEDİ
Av. Demir, daha sonra dosyaya giren bilirkişi raporunun sorunlu olduğunu ifade ederek raporun eksik ve hatalı bilgiler içerdiğini belirtti. Raporda çocuğun video kayıtlarındaki ve ÇİM’de verdiği ikinci beyanın yer almadığını ifade eden Demir, raporun “adeta şüpheliyi aklama çabası ile hazırlandığını” söyledi. Hemen ardından rapora, nedenlerini ayrıntılı bir şekilde belirterek itiraz ettiklerini belirten Demir, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının yeniden “kovuşturmaya yer yok” kararı verdiğini ifade etti. Geçmiş kararın gerekçesine ek olarak bu sefer kararın gerekçesine “ÇİM’de alınan ikinci beyanının, yönlendirmeye açık ve manipulatif olma ihtimalinin bulunduğu” da eklendi, “yeterli şüphe” oluşmadığı ifade edildi.
İşlenen suçun niteliği itibariyle somut deliller ile ispatlanmasının oldukça zor olduğunu söyleyen Demir, “Kaldı ki Cumhuriyet Başsavcılığı, karar gerekçesinde mağdurenin beyanının yönlendirmeye açık ve manipulatif olma ihtimalinin bulunmasını gerekçe gösterirken dahi aksi ihtimalin de bulunduğunu, yani yeterli şüphenin oluştuğunu kabul etmektedir. Savcılık makamı, yeterli şüphe üzerine iddianame düzenlemelidir. Kesin delil aramak, yargılama yapmaya yetkili mahkemelerin görevidir” dedi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “yeterli şüphe” oluşmadığı gerekçesiyle verilen “kovuşturmaya yer yok” kararının hatalı olduğunu ve Bursa Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edeceklerini söyleyen Demir, aksi yönde bir karar çıkması durumunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru dahil olmak üzere tüm hukuki yollara başvurulacaklarını ifade etti. Demir, “Adalete ve Sulh Ceza Hakimliğince kamu vicdanını rahatlatacak yönde bir karar verileceğine dair inancımız tamdır” diyerek sözlerini tamamladı.