22 Temmuz 2024 04:15

Parası olmayana ne sanat var ne tarih

İstanbul’da 100’den fazla müze ve sergi alanı olduğu halde öğrenciler erişemiyor. Sergilerin ücretleri pahalı. Öğrenciler müzelere Müze Kartla indirimli girse de rehber ücreti ödeyemiyor.

Fotoğraf: Pexels

Paylaş

Berfin Bağdat Koca

Kültür ve sanat etkinlikleri açısından en çok imkanı barındıran şehir olan İstanbul’da müze, sergi alanları ve galeriler çeşitli sanatları, sanatçıları, kültürel ve tarihi eserleri, araştırmaları sunan yerler. Bunun gibi kültür-sanat mekanları turistik bölgeler olmak üzere Beyoğlu, Kadıköy, tarihi yarımada gibi birkaç alanda yoğunlaşıyor. Bu tür alanlar dışında kalan yerlerde belediyelerin kültür merkezleri dışında kültür-sanata erişime imkan sağlayabilecek mekanların kısıtlı olduğu söylenebilir. Üniversite öğrencileriyle kendi bulundukları üniversite ortamları dışında kültür sanat alanlarına erişimlerini, müze ve sergilerin ücretlerini, müze ve sergi gezme alışkanlıklarını konuştuk.

100’ÜN ÜZERİNDE MÜZE VE SERGİ ALANI VAR

2024 yılı itibariyle İstanbul’da 100’e yakın sayıda müze bulunuyor. Bu müzeler arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilenler ve özel müzeler yer alıyor. Bunların arasında Topkapı Sarayı, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Modern, Pera Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi ve Rahmi M. Koç Müzesi gibi birçok popüler müze bulunuyor.

2024 yılı itibariyle İstanbul’da yaklaşık 100’ün üzerinde de sergi alanı bulunuyor. Öne çıkan bazı sergi alanları arasında Pera Müzesi, Arter, Salt Beyoğlu, Contemporary İstanbul ve çeşitli üniversitelerin sanat galerileri bulunuyor.

‘KAPIDAN GİRSEN DE REHBER ÜCRETİNİ KARŞILAYAMIYORSUN’

18 yaşından önce müze ve sergi gezemediğini söyleyen lisans öğrencisi olan Can, “18 yaşına kadar Erzincan’da yaşadım. Üniversite okumak için İstanbul’a geldiğimde müze ve sergileri gezmeye başladım. Ücretli olan müzelerin fiyatları fahiş. Taksimdeki İllüzyon müzesi çok gitmek istediğim bir yer, ancak bilet fiyatları sebebiyle gidemiyorum. ‘Bir gün o parayı dert etmezsem gideceğim’ diye ertelediğim yerler var” ifadelerini kullandı.

Müze Kart kullanan Can, Müze Kart’ın giriş sağladığı yerlerin bireysel gezilerek anlaşılabileceğini düşünmediğini belirterek “Buraları rehber eşliğinde gezmek gerekiyor ancak bir öğrencinin rehber ücretini karşılayabilmesi mümkün değil. Müzekart kapıdan içeri girmeni sağlıyor fakat içerde ne olduğunu anlaman için senin ekstra bir para harcaman gerekiyor. Yoksa müzeden daha az faydalanmış oluyorsun” dedi. 

‘MÜZELER TURİSTTEN PARA KAZANILAN YERLERE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’

Ülkemizde gezi kültürünün birkaç tarihi yapı görmekten ibaret olduğuna değinen lisans öğrencisi Can, “Kültür ve sanata merakın küçüklükten gelen bir alışkanlık olması lazım. İnsanlar, sanata ve bilime müzeleri gezerek merak duyarlar. Ben, moleküler biyoloğum ve Türkiye’de  bir tane doğa tarihi müzesi yok. Kendilerine doğa tarihi müzesi diyen yerler o kategoriye girmiyor. Maalesef ülkemizde seçenekler çok kısıtlı” şeklinde konuştu.

Birçok kurumun turizme yönelik ticari yerler haline getirilmesine dair Can, “Müzelerin ve kültür sanatla ilgili devlete bağlı birçok kurumun başında liyakatsiz insanlar oturuyor. Buralar tamamen turistlerden para kazanılan yerler haline getirildi. Müzelerin içinde mağazalar oluyor, bir şeyi beğenip almak istesen, ilgilensen bile fiyatlardan dolayı alamıyorsun. Müze kataloglarının fiyatları da inanılmaz pahalı, müzeden bir katalog bile alamadığın için tekrar gitmediğin takdirde müzeyle olan bağını kaybediyorsun” dedi.

‘İNDİRİMDEN FAYDALANAMIYORUZ, GÖSTERMELİK YAPILIYOR’

Boş zamanlarında ilk baktığı şeyin güncel sergiler ve müzeler olduğunu belirten Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Damla ise “Genellikle ücretsiz sergilere gitmeye çalışıyorum açıkçası. Ücretler uygun gelmiyor, öğrenci veya çalışan birisi olsun düzenli olarak karşılanabilecek ücretler olduğunu düşünmüyorum. Özel müzelerin ulaşılabilir olduğunu düşünmüyorum. Örneğin İstanbul Modern’de öğrenci biletleri 170 TL. Öğrencilere hafta içi bir gün gündüz saatlerinde ücretsiz ziyaret hakkı tanımışlar ama gündüz saatlerinde okuduğumuz veya çalıştığımız için pratikte işlemeyen, göstermelik bir durum olarak kalıyor” dedi.

‘EKONOMİK SIKINTININ İÇİNDE SANAT GÜNDEMİMİZ OLAMIYOR’

Damla erişilebilirlik konusu içinse, “Konum olarak ise müze ve sergilerin 2-3 ilçede konumlanmış olması buralara erişimi çokça sınırlıyor. Bütün bir öğrenci kesimini düşündüğümüzde insanların Beyoğlu veya Kadıköy’e çok nadiren gidebildiğini görüyoruz. Uzak ilçelerde yaşıyorsa ulaşım büyük bir dert. Zaten insan böyle büyük bir ekonomik sıkıntının içerisindeyken kafasını kaldırıp estetik zevklerini tatmin etmeye yeltenemiyor, hayatında böyle bir gündem olmuyor” ifadelerini kullandı.

‘SERMAYENİN SANATA DESTEK PROPAGANDASI ÜCRETLERE YANSIMIYOR’

Müze ücretlerine ilişkin Damla, “Büyük müzeleri düşündüğümüzde arkalarında Sabancı, Koç, Eczacıbaşı gibi büyük sermaye gruplarının bulunduğunu görüyoruz. Her yerden sanatı ve sanata erişebilirliği desteklediklerinin propagandasını yapsalar da müze ücretlerine asla yansımıyor” dedi.

Yüksek lisans öğrencisi olan Ertuğrul “Lisans eğitimimde tarih okudum. Tarihe ilgili olduğum için galerilerdense müzeleri gezmeyi tercih ediyorum. Pek gitmesem de sanat galerilerinin giriş ücretlerinin çok pahalı olduğunu biliyorum. Müzekart çok büyük bir rahatlık sağlıyor ancak özel müze fiyatlarının pahalı olduğunu söyleyebilirim. Konum açısından bilindik müzelerin yerlerinin ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum” dedi. Müze, sergi ve galerilerin birçok öğrencinin gündeminde olmamasına dikkat çeken Ertuğrul, bunun sebebinin merak edilmemesi olduğunu belirtti.

ÖNCEKİ HABER

Bangladeş'te "liyakat" protestoları devam ediyor: Sokağa çıkma yasağı uzatıldı

SONRAKİ HABER

TBMM'de bu hafta neler görüşülecek?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa