22 Temmuz 2024 05:13

Erdemoğlu’na başkaldıran Dinarsu işçileri: Sürekli ‘hadi hadi’ye, aşağılanmaya yeter

Erdemoğlu Holding'e bağlı Alpalı Dinarsu’da olanlar, patronların nasıl ülkenin en zengin 10 kişisi içine girdiğini gösteriyor: Açlık sınırında ücret, üretim baskısı ve sendikasızlaştırma.

Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel

Paylaş

Hilal TOK
Zonguldak

İbrahim Erdemoğlu... Forbes dergisinin hazırladığı milyarderler listesine göre 2.8 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin bin 187’inci, Türkiye’nin ise 5’inci patronu. Ali Erdemoğlu... 2.5 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin bin 330’uncu, Türkiye’nin en zengin 8’inci patronu. Bu serveti yaratan ise SASA, Merinos Halı, Dinarsu, Zeki Mensucat ve Padişah Halı işçileri. Erdemoğlu Holdinge bağlı bu fabrikalardaki ortak nokta ise düşük ücretler, sendika hakkının engellenmesi ve işçilere dönük baskılar…

Daha önce türlü oyunlarla Adana’daki SASA’da önce DİSK/Tekstil’i, sonra Petrol-İş’i tasfiye eden, son olarak iş kolu değişikliği yaparak Petrol-İş’in fabrikada yeniden örgütlenmesini engelleyen Erdemoğlu Holding, Zonguldak’ta açlık ücreti ile çalıştırdığı Dinarsu Ak-Al işçilerinin de sendikalaşmasını engelliyor.

Baskı, düşük ücret, aşağılanma ve güvencesizlik içinde çalıştıklarını dile getiren, BİRTEK-SEN’de örgütlenen işçiler ise insanca koşullarda yaşamak ve çalışmak için sendika haklarından vazgeçmeyeceklerini söylüyor.

KADIN İŞÇİLER YOĞUNLUKTA

Erdemoğlu’na bağlı Dinarsu, Zonguldak’ın 20 bin nüfuslu Alaplı ilçesinde kurulu. Ereğli’ye yakın olduğundan madencilerin de yaşadığı bu ilçede “Alaplı’nın lokomotifi” denilen fabrika ise Dinarsu. 950 işçinin çalıştığı bu tekstil fabrikasında kadın işçiler yoğunlukta. Tek başına ev geçindiren, boşanan ya da eşi çalışsa dahi ay sonunu getiremeyen kadınlar için buradan başka ekmek kapısı bulmak oldukça zor. Üç vardiya sistemiyle çalışılan fabrikada; paketleme, depo, bobin sarma, hazırlık, yükleme, boyama gibi alanlar var.

Ayrı ayrı işletmelerde ve depolarda çalışan işçiler geçen hafta makineleri durdurup bir araya gelerek “Çalışmayacağız” dedi. Olayı tetikleyen gıda fişlerinin kesilmesi olsa da asıl sebep düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları... Bir saati geçmeyen iş bırakma, şirket yöneticilerinin “Yemek fişi vereceğiz” sözüyle sonlansa da bu süreç işçilerin daha önceden başladıkları sendikalaşma mücadelesinin hızlanmasına vesile olmuş. Sonrası ise işçilerin odalara çekilerek sorgulanmaları, işten atma tehdidiyle sendikadan istifaya zorlanmaları, sendikalı olduğu belirlenen iki işçiye “Tuvalette çok zaman geçirdikleri” gerekçe gösterilerek uzaklaştırma cezası verilmesi, yöneticilerin ve müdürlerin üretim bantları arasında daha sık gözükmesi... Yüzlerce işçi çok kısa bir zaman içinde BİRTEK-SEN’e üye olunca Erdemoğlu Holding, sendika düşmanı yüzünü göstermeye başlamış…

"BURADA HERKES HAKLI, İŞÇİ HAKSIZ"

Sendikalaşma nedenlerini anlatan Dinarsu işçileri “Çok baskı var, nefes almaya dahi zamanımız yok” diyor: “Moladan bir dakika geç gelirsen sorun olur. Yemek molamız sadece yarım saat. Tuvaletlerimiz beyaz yakayla, amirlerle ayrı. Onlarınki temiz alafranga tuvaletler. Bizimkiler ise kirli, alaturka tuvaletler. Hamile kadınlar bile o üst düzeylilerin tuvaletine giremez. Sürekli aşağılanırız. Bağırırlar, hakaret ederler. Fırınlar sıcak üflüyor ama klima yok. Tozun içinde, sıcakta çalışıyoruz. Ve durmadan, sürekli çalışıyoruz. Sürekli hadi hadi. Aynı tempoyla sabahtan akşama kadar devam edebilir misin? Bizi bir makinenin parçası gibi görüyorlar. Burada hasta olmayacaksın, hastan da olmayacak. Sadece çalışacaksın. Bu makbuldür bunlar için. Burada herkes haklıdır ama işçi haksızdır. Salı günleri yeni işçi alımı olur. Özellikle o gün formları gösterip itiraz edene ‘Beğenmiyorsan git’ derler. Yıllık izinleri bizim ihtiyacımıza göre değil, kendi isteklerine göre belirlerler. Bir gün fabrikaya gidersin, sana ‘Sen niye geldin, biz seni yıllık izne çıkardık’ derler. Hamile işçiler gece vardiyasında çalışır. Normalde daha önce iş kazası geçirip rapor alanların gıda fişleri kesilmezdi. Şimdi iş kazası da geçirsen gıda fişin kesiliyor. İçeride fenalaş, kapıya ambulans gelmez, yasak. Seni servis alır hastaneye götürür. Bir hamile kadın işçinin gece vardiyasında kanaması oldu, o kapıya o ambulans gelmedi…”

Çoğu kadın işçinin küçük çocuğu var. Vardiyalı bir işte çalışmak sürekli ‘Çocuğu ne yapacağız’ sorusunu da doğuruyor. Fabrikanın anlaşmalı olduğu bir kreş var ancak göstermelik. İşçiler, “Bizim hiçbir vardiyamıza uymuyor bu kreşin saatleri. Çocuklar 9’da giriyor 2’de çıkıyor. Bizim giriş çıkış saatlerimize, hiçbir vardiyamıza uymuyor. Bunun yerine bakım ücreti de vermiyorlar” diyor.

ÜCRET YETMEYİNCE İŞÇİ FINDIĞA GİDİYOR

Ellerine ayda 20 ila 25 bin lira arasında para geçtiğini belirten işçiler, sürekli kesintiler olduğunu, ellerine her ay aynı ücretin geçmediğini anlatıyor. Bir işçi, “İkramiyelerimiz hiçbir zaman hepimize aynı yatmaz. Pazarları fazla mesaiye kalırız ama kimi zaman kesilir bu. Bir de vergi kesintileriyle aldığımız ücret hep farklı gelir her ay. Ben 22 bin aldığımı da bilirim 25 bin aldığımı da. Zara’ya, LC Waikiki’ye Koton’a, büyük markalara üretim yapıyoruz, ağırlıklı olarak da ihraç yapıyoruz. Erdemoğlu ülkenin en zenginlerinden. Ama yukarıdakilere var bize yok” diyor. Geçinemeyen işçiler için ise yaz ayları fındık zamanı. İşçiler yıllık izinlerde fındık toplayan çok işçi olduğunu söylüyor.

"ATILACAKSAK MÜCADELE ETTİK DİYE ATILALIM"

Daha önce de sendikalaşma çalışmasının olduğu fabrikada işçiler bundan dört yıl önce Öz İplik-İş’te örgütlenmiş. Ancak Öz İplik-İş bürokratlarının kendilerini ortada bıraktığını ifade eden işçiler, “Yeniden sendikalaşmak istediğimizde yöneticiler ‘Daha önce de denediniz, sendika sizi düşünmüyor, SASA’nın hisseleri karşılığında sattı sizi’ dediler. Ama işçiden yana sendikalar da var. Biz Antep’teki gelişmeleri takip ettik, bu yüzden BİRTEK-SEN’de örgütlenmek istedik. Şu an işçilerde ‘İşten atılırız’ korkusu yaratılmaya çalışılıyor. Şefler ve amirler şimdi, ‘Bizim kimseye ihtiyacımız yok, biz şartlarımızı kendimiz iyileştirebiliriz. Tamam siz sesinizi duyurdunuz, bu kadar yeterli’ diyorlar. Şimdi baskıyla üyeler istifa edecek sanıyorlar. Ama atılacaksak hakkımız için mücadele ettik diye atılalım artık. Biz bu koşulların değişmesini istiyoruz. Antep’te Merinos’ta çalışan işçilerle aynı işi yapıyoruz ama onlar bizden fazla ücret alıyor. Bunun sebebi mücadele geçmişi, susmamaları... Biz de mücadele edersek haklarımızı alabiliriz” diyor.

BİRTEK-SEN: SENDİKA DÜŞMANLIĞINA SON VERİN

Dinarsu Ak-Al fabrikası önünde bir açıklama yapan BİRTEK-SEN Temsilcisi Tugay Bek “İnsanca çalışma koşulları, insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve iş güvencesi için, Dinarsu Ak-Al işçileri başlattıkları bu sendikalaşma mücadelesini mutlaka zaferle sonuçlandıracak. Bugün bu fabrikada işçiler yoğun bir baskıya maruz kalıyor. İşçi arkadaşlarımız işten atılmakla, tazminatlarına el konulmakla tehdit ediliyor. Ancak buna rağmen işçiler sendikamıza üye olmaya devam ediyor” dedi.

Ayrıca BİRTEK-SEN sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, işçilerin sendika haklarının tanınmaması durumunda Erdemoğlu’na bağlı tüm fabrikaların önünde eylem başlatacaklarını duyurdu.

TÜM ŞİRKETLER İSO 500’DE

Erdemoğlu Holding, bünyesinde bulundurduğu SASA, Merinos, Dinarsu, Zeki Mensucat ve Özerdem Mensucat gibi fabrikalarla tekstil alanında Türkiye’nin tekellerinden… Grup bünyesinde 16 bin işçi çalışıyor. Bu yıl yatırımlarını artıran Erdemoğlu, Adana Yumurtalık’ta 10 milyon metrekareyi aşkın alanda, 20 milyar dolarlık, Türkiye’nin en büyük petrokimya tesisi projesini kurmaya hazırlanıyor. 2023’te 800 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren holdingin sahibi İbrahim Erdemoğlu ve Ali Erdemoğlu’nun servetleri 4.7 milyar dolar. Erdemoğlu bünyesindeki pek çok işletme ise Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alıyor. İSO 500 2023 verilerine göre SASA 29’uncu, Merinos Halı 73’üncü, Zeki Mensucat 368’inci, Özerdem Mensucat 374’üncü yer alıyor. Dinarsu da 2022 yılında Türkiye’nin en büyük 324’üncü şirketi olmuştu.

PATRONUN EN BÜYÜK KORKUSU ÖRGÜTLÜ İŞÇİ

Adana’daki SASA fabrikasında önce iplik bölümündeki DİSK/Tekstil’i, sonra petrokimya bölümündeki Petrol-İş’i tasfiye eden Erdemoğlu Holding, Petrol-İş’in yeniden örgütlenmesini engellemek için petrokimya iş kolundaki bölümleri tekstil-dokuma-deri iş koluna geçirdi.

2020 yılında Dinarsu’da sendikalaşan işçiler İş Kanunu’nun 25/2 maddesi (ahlak ve iyi niyet kuralları) gerekçe gösterilerek işten atılmış, patron çalışmaya devam eden işçilere baskı yapmış, direnişçi işçilerle olan iletişimi kesmek için servis araçlarının camlarına film çektirmiş, fabrika içinde ise çalışan işçilerin yan yana gelmesine izin verilmemişti.

MİLYARLARI BULAN VERGİ AFLARI

Dinarsu işçileri “Sürekli kesinti oluyor ücretlerimizden” derken Erdemoğlu ise devletten aldığı desteklerle ve vergi indirimleriyle gündeme geliyor.

SASA’nın Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) yaptığı açıklamaya göre PTA ve polimer cips yatırımında elektriği, SGK primi işveren hissesini devlet ödüyor. 50 milyon lirayı aşmamak üzere SASA’nın 10 yıla kadar enerji tüketim harcamalarının yüzde 50’sini ‘enerji desteği’ adı altında devlet ödedi. SASA’nın vergilerine muafiyet de uygulandı. 10 yıllık gelir vergisi stopajı, azami 30 milyon liralık nitelikli personel destekleri aldı.

SASA’nın 2024 yılı içerisinde faaliyete geçecek olan polyesterin ham maddesi olan saflaştırılmış tereftalik asit (PTA), polimer cips ve elyaf üretim tesisi yatırımlarına gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, yüzde 80 oranında kurumlar vergisi indirimi, 7 yıl boyunca sigorta primi işveren hissesi desteği, faiz desteği gibi destekler uygulandı. Bu kapsamda SASA’dan 4.5 milyar liralık vergi alınmadı.

Telefonla ulaştığımız Dinarsu yöneticileri ise meşgul olduklarını söyleyerek görüşmek istemedi.

ÖNCEKİ HABER

İzmir Yaşam Hakları Savunucuları: Yasanın uygulanmasına izin vermeyeceğiz

SONRAKİ HABER

İş güvencesi nedir?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa