23 Temmuz 2024 05:30

Antalya’nın ‘kulağı kesik’ işçisi Vedat

Patronları tarafından üç ay işkence gören Vedat Kurt’un yaşadıkları, kapitalist sistemin vahşi ve ilkel yanını ortaya koyuyor: Eksik ücret öde, sigortasız çalıştır, itiraz ettiğinde işkence yap!

Fotoğraf: @mehmetyetim63 / X

Paylaş

Andaç Aydın ARIDURU
İstanbul

Vedat Kurt… Çalıştığı Antepli Ahmet Usta isimli otomobil bakım atölyesinin sahipleri tarafından üç ay boyunca rehin tutulup işkence edilmesiyle gündeme geldi... Patronlar A.T, O.T, S.T. ve A.A. üç gün boyunca aç susuz bıraktıkları Kurt’un dişlerini söküp, elektrik ve sopayla işkence yaptılar...

Henüz 22’sindeki bu gencin başından geçen bu olay bir yandan kapitalist sistemin vahşi ve ilkel yanını, diğer yandan büyük bir yoksulluk hikayesini ortaya koydu.

8’İNDE KAPORTACI, 18’İNDE GURBETÇİ

Vedat Kurt Urfalı bir işçi. 8 yaşında çalışmaya başlamış. “Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindenim. 8 yaşından beri boya ve kaporta atölyelerinde çalışıyorum” diyen Vedat’ın ‘kaderi’ babasını kaybettiği 10 yaşında doğal olarak çizilmiş: “Yoksul bir ailenin evladı olduğum için aileme bakmakla yükümlüyüm.”

Bundan 12 yıl önce kendisiyle birlikte 6 nüfuslu bir ailenin tüm yükü 10 yaşındaki bu çocuğun omuzlarına yüklenmiş. 18 yaşına girdiği 2020 yılında Urfa’da ailesine geçindirebilecek bir ücretle iş bulamadığı için Antalya’ya gelmiş. O dönem bir oto servisinde haftalık 800 lira ile günde 12 saat çalışmaya başlamış. “Üç kişinin iki günde tamir edeceği araçları bazen bir saat uykuyla bir günde teslim ediyordum” diyor.

10 işçiyle birlikte kaldığı evde öğle yemeği ve kira dışında tüm masrafların kendisine ait olduğunu söylüyor Vedat: “Sigortamı yapmak için söz vermişlerdi. Ama prim yatırmaya başlamamışlardı. İlk iki ay maaşımı tam aldım. İhtiyaçlarım dışında tüm parayı Urfa’ya, aileme gönderdim.”

"VERESİYE EKMEK ALIYORUZ OĞLUM"

Haftalık 800 liraya anlaşan Vedat üçüncü ay kendisine 150 lira verildiğini söylüyor. Başta ses çıkartmayan Vedat’ı harekete geçiren ise bir telefon görüşmesi sırasında annesinin kullandığı bir söz olmuş: “Fırından veresiye ekmek alıyoruz oğlum…”

Bunu cümleyi duyar duymaz patrona gidip üç aylık alacağını isteyen Vedat, “Sen çok para harcıyorsun” yanıtıyla karşılaşmış. Patronların da telkiniyle kendisi için ücretini biriktirdiklerini ve toplu vereceklerini düşünerek beklemeye devam eden ancak 8 aylık ücreti ve fazla mesai ücretleri ödenmeyen Vedat, “Ben ailemi geçindiriyorum kardeşim. Benim paramı verin” dediğinde de aynı cevabı almış.

Alacakları ödenmeyen, aklına sık sık “Fırından veresiye ekmek alıyoruz oğlum” cümlesi gelen Vedat’ın canına tak etmiş. Bir gün 10 kadar işçinin birlikte yaşadığı evde geldiğinde ortak alanda bulduğu 15 bin TL civarındaki parayı alarak İstanbul’a iş aramaya gitmiş. Bu paranın belki kendisinin değil, ücreti ödenmeyen başka bir işçinin parası ihtimalini de biliyor Vedat. Ama 60 bin lira alacağı olan Vedat, buna mecbur bırakıldığını anlatıyor...

"SENİ BULUP ZARAR VERECEKLER"

Vedat İstanbul’da iş ararken patron da boş durmamış… Bir gün Vedat’ı arayan annesi, patronun kendilerini tehdit ettiğini söylemiş. Oğlu için telaşlanmış, “Seni de bulup zarar verecekler oğlum” demiş. Haklı da çıkmış. Aldığı 15 bin liranın bir kuruşuna bile dokunmadan Antalya’ya dönen Vedat patronlarla buluşmuş: “Benden 15 bin TL’yi alana kadar bana çok iyi davrandılar. Sonrasında ise 4 kişi ormanlık bir alana götürüp orada dövmeye başladılar…”

Kameralara yakalanmak istemeyen patronlar bu kez Vedat’ı iş yerine götürmüşler. Buradaki işkenceye patronlardan birinin eşi olduğu söylenen B.A. itiraz etmiş. İtiraz ettiği nokta ise kendisinin vahşete dayanamaması: “Gözümün önünde yapmayın…”

Bu kez takım odasına götürülmüş Vedat… Takım odasında ise işkencenin, çeşitli yöntemlerle arttığını söylüyor: “Domuz bağıyla bağladılar, böcek yedirdiler, dişlerimi söktüler. Hortum ile darbedip üç gün boyunca yemeksiz ve susuz bıraktılar. Bana zorla ‘Uyuşturucu içiyorum, parayı bunun için çaldım’ dedirtip fotoğraf ve videomu çektiler.”

Patronların, eczaneden aldıkları ilaçlarla yara izlerini geçirecek kadar Vedat’ı tedavi etmeleri de çarpıcı bir nokta: Geride, video ve fotoğraf dışında bir delil bırakmamak! İşkenceci patronlarla hesaplaşmayı kafasına koymuş Vedat. Patronların ellerindeki delilleri elde edebilmek için işkence gördüğü tamirhanede 1 yıl daha çalışmış...

"ADALETSİZ BİR YARGILAMA"

Vedat delilleri elde ettikten sonra şikayetçi olmuş ancak şikayetlerine rağmen işkenceci patronlar hakkında takipsizlik kararı verilmiş. Son şikayeti sonrası tutuklanan patronlar ise 1 ay içinde salıverilmiş. Şahitlik yapmasını istediği B.A. ise bunu kabul etmemiş. Vedat 5 Haziran 2024’te görülen duruşmada ise kendisine ve avukatına söz hakkı dahi tanınmadığını söylüyor: “Sanıklar ve avukatları istedikleri kadar savunma yapıyor. Avukatım bana da söz verilmesini talep ettiğinde ise sadece şikayetçi olup olmadığımı sorup susturdular. Avukatımın savunmasını yarıda kesip kendi kafalarına göre zabıt tutanaklarına yazdılar. En başından beri adaletsiz bir yargılama yapıldı.”

Başına gelenlerin tamamının nedeninin hakkı olan ücretini istemek olduğunu söylüyor Vedat… Kapitalizmin ilk yıllarında, Fransa’da patronlar, kendilerine göre sorun çıkaran, yavaş çalışan, çalışmak istemeyen işçileri önce döver, sonra fabrika içindeki nezarethanelerde hapseder, en son kulaklarını kesip fabrikadan atarlardı.* Vedat’ın hikayesi de bu 19. yüzyılın patron zulmüne benzemiyor mu? Vedat’ın yaşadıkları, patronların karın tokluğuna çalıştıracakları, istediklerinde kırbaçlayacakları köle arzusunun sıcaklığını koruduğunu göstermiyor mu?

* Erkan Aydoğanoğlu - İşçi Sınıfı Tarihi – s.7

ÖNCEKİ HABER

İsrail'in Hudeyde saldırısı sonrası yaşamını yitirenlerin sayısı 9'a yükseldi

SONRAKİ HABER

Vergi paketinin ilk imzacısı AKP’li Ök’ün eşinin üzerine kayıtlı şirket beş; kendi şirketi son üç yılda vergi vermedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa