24 Temmuz 2024 07:00

Öldürmek neyi çözer?

“Yasa teklifinin kaynağı ayrılmayan bütçelerin başka yerlere aktarılmasının, şartları iyileştirilmeyen barınakların sorumlusu olan hükümet ve yerel yönetimlerdir.”

Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/EVRENSEL

Paylaş

Doğa BAYBUĞA

Hacettepe Üniversitesi

 

AKP- MHP ittifakının meclise sunmak üzere hazırladığı ve “başıboş” olarak nitelenen sokak köpeklerinin toplatılarak, 30 gün içinde sahiplenilmediği koşullarda öldürülmesini öngören yasa tasarısına ilişkin ODTÜ HAYDOST (Hayvan Dostları Topluluğu) ve Hacettepe Üniversitesi HAYDOK (Hayvan Hakları ve Doğayı Koruma Topluluğu) ile konuştuk.

Sokak hayvanları ile ilgili tartışmalara dair ne diyorsunuz? Mecliste görüşülen sokak hayvanları yasasına dair görüşleriniz neler? Sorunun kaynağını nerede görüyorsunuz?

ODTÜ HAYDOST: Sokak hayvanlarıyla ilgili çok çeşitli görüşler olsa da son zamanlarda tartışma iki taraf arasında boyut kazandı. İki tarafın da istediği temelde aynı şey: sokakta hayvan olmaması. Çünkü bu canlar zaten sokakta keyif içinde yaşamıyor, zor koşullara ve kötü muameleye maruz kalıyorlar. Görevlilerin yasaya uymamasından kaynaklı sokak hayvanlarının bakımı, beslemesi ve kısırlaştırılmaları gönüllülerin omuzlarına düşüyor. Günümüz ekonomisinde de bağış ve gönüllülük esasında yetişilebilen hayvanlar kısıtlı olsa da hayvanseverlerin ilgilendikleri alanlardaki köpekler aşılı, kısır, küpeli ve saldırgan olmayan köpekler. Bizim zorla yaptığımız bu işleri belediyeler kolaylıkla yapabilir, bu sebeple sorunun kaynağının 5199’un uygulanmaması olduğunu söyleyebiliriz. Yeni yasa tasarısı da “güvenli sokaklar” başlığı altında göz boyamak için alınmış kararlardan ibaret. Planlanan yasa bir canlının yaşam hakkını tamamen gasp ediyor.

HACETTEPE ÜNİVERSİTEİ HAYDOK: Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki bu yaşananlar ve yapılmak istenen katliam kesinlikle kabul edilebilir değildir. Sorunun kaynağı çok açık ve net şekilde yıllardır imkân olmasına rağmen ayrılmayan bütçelerin, kaynakların başka yerlere aktarılmasının, şartları iyileştirilmeyen barınakların, hayvanların yaşama hakkına duyulmayan saygının sorumlusu olan hükümet ve yerel yönetimlerdir. Hayvan Hakları Yasası maddelerinin hiçbir zaman karşılık bulmamış olmasının sebebi yine aynıdır. Şimdi yapılmayan her şeyin faturası sokak köpeklerine kesilmeye, sorunun kaynağı onlarmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Sonuç olarak sorunun kaynağı sokak kopekleri değil; rant, ötekileştirme, çeşitli sebeplerle nemalanma peşinde olan hükümettir.

 

Hükümet neden uyutmayı tercih ediyor?

ODTÜ HAYDOST: “Aşılat, kısırlaştır ve bırak” yasası uzun zamandır var fakat insanları farklı bir “çözüm”e inandırmak istiyorlar. Ne de olsa günümüzde bir canlıyı “öldürmek” ondan kurtulmanın en çabuk yolu olarak görülüyor. Fakat bu yöntemin sürdürülebilir ve çözüm odaklı olmadığı kısa bir zamanda artan köpek nüfusuyla gözlemlenecektir.

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ HAYDOK: Hükümet uyutmayı yani yok etmeyi, öldürmeyi tercih ediyor çünkü bu durumdan maddi çıkar sağlayacak olan kimseler var. Belediyelerin yapmadığı kısırlaştırma ve rehabilitasyonların sonucunda yaralanan çocuklarımızın fotoğraflarını amaçlarına alet ediyorlar ve yaşanan sorun sanki onların sorumluluğunda değilmiş gibi bunun suçunu hayvanlara yükleyip onları öldürmek istiyorlar. Hayvanseverlerden tek bir fikir almadan, hayvanlar konusunda tecrübesi ve yetkinliği olan insanları yok sayarak, köpekler konusunda en ufak bir fikri olmadan, bilimsel olduğunu iddia ettikleri fakat veterinerleri bile muhatap almadıkları verilerle sokakta yaşayan hayvanları öldürmeye çalışıyorlar. Bizler aslen amacın çocukları korumak olmadığını düşünüyoruz.

Bizler çeşitli güvenlik önlemlerini ya da korkuyu yok saymıyoruz. En başından beri haykırdığımız şey şudur: Agresyon gösteren hayvanlar muhakkak ki var ancak bu hayvanları rehabilite edebilecek bütçe belediyelerde ve belediyelerin de 5199 çerçevesinde görevini yapması gerekiyor.

Üniversite öğrencileri olarak kısıtlı imkân ve bütçeyle dahi yıllar içerisinde binlerce hayvan kısırlaştırdık. Kampüslerimizde olduğu gibi kısırlaştırılan ve karnı tok hayvanlarda agresyonun azaldığını görebiliyoruz. Sorumluluğu hayvanları kısırlaştırmak, aşılatmak ve yerinde yaşatmak olan belediyelerin görevini yapmamasının bedeliyse hayvanlara kesiliyor, sorunun hayvanları öldürmeyle çözmeye çalışılıyor.

 

Tasarıda maskot hayvanların uyutulmayacağı geçiyor ama bir maskot hayvan tanımı yapılmamış. Aynı şekilde sokak hayvanlarının toplanması ve uyutulmasının biçimi de şaibeli. Bunlar bilinçli tercihler midir?

ODTÜ HAYDOST: Kesinlikle belirtilen durum bilinçli yapılmıştır. Ciddi bir tepki almamak adına nasıl “öldürmek” eylemi ötenazi kelimesiyle sansürlendiyse, bu tür boşluklar pembe bir resim çizmek için hazırlanmış demektir ve yasanın çatlaklarından karanlık gerçekler çıkacaktır.

HACETTEPE HAYDOK: Yasa tasarısında hiçbir madde açık açık ne yapılacağını ifade edilmiyor. Hangi hayvanın ne zaman, kime veya neye göre öldürüleceği; bu kararın hangi şartlara göre belirleneceği belirtilmiyor. Yasa, üretimine izin verilen hayvanları korurken sokakta yaşayan hayvanları öldürmek isteyen bir yasadır. Üretimin önüne geçilmeyip bir de üzerine desteklenirken, zamanında üretilip sokağa salınmış hayvanların öldürülmek istenmesi sorunu çözmeyecek, aksine şu an üretilen hayvanların da bir süre sonra sokak hayvanları olmasına sebebiyet verecektir. Bu nedenle üretimine izin verilen hayvanlar üzerinden hangi kurum ve kuruluşların para kazandığının incelenmesi gerekiyor.

 

Bir toplu uyutma politikasının olası sonuçları ne olabilir?

ODTÜ HAYDOST: Toplu uyutma politikası sonucu, etik ve insanı değerleri es geçerek, belediyelerin her zaman olduğu gibi göstermelik topladığı hayvanlar ortadan yok olacak ve bu bir süre “başarı” olarak gösterilecek. Sonrasında; belediyelerin almakla uğraşmadığı, kısır olmayan ve yakalanması zor köpeklerin hızlı üremesiyle sorun hiç değişmemiş olarak karşımıza çıkacak. Bunun yanında fare ve diğer tür hayvanların çoğalması de beklenilmeli.

HACETTEPE HAYDOK: Halihazırda şehir yaşamına ve bulunduğu bölgede yaşamaya adapte olmuş hayvanları bölgelerinden almak, bulundukları bölgeye yabancı hayvanların girişine ve yaban hayatının da şehre inmesine sebebiyet verebilir. Ormanda ve şehirde yaşayan sokak köpekleri, yaban hayvanları ve insanlar arasındaki dengeyi korumaktadır. Bu dengeyi bozmak ve tüm hayvanları belli alanlara toplamak doğal yaşamı geri dönülemez bir biçimde bozabilir.

Doğal yaşamın bozulmasının yanı sıra bu yasanın geçme ihtimali dahi sokak hayvanlarına uygulanan şiddetin dozunu artırmıştır. Her gün adaleti sağladığını iddia eden şiddet yanlılarının bir hayvana zarar verdiğinin haberi gelmektedir. Yasa geçtiği anda bu şiddetin dozu daha da artacaktır. Yasanın bozacağı doğal yaşam dengesi ve yaratacağı sokak şiddeti çocukları korumayacağı gibi şahit olacakları şeyler çocuklarda geri dönülemez hasarlara sebebiyet verebilir. Bizler çocukların hayvan sevgisiyle büyüme haklarının elinden alınmasını kabul etmiyoruz.

Bizler de bu ülkenin birer çocuğuyduk ve hayvan sevgisiyle büyümenin ne kadar güzel bir şey olduğuna birinci elden şahidiz. Büyüdük ve hayvan hakkı savunucusu olduk, dileriz ki bizden sonra gelecek nesiller de hayvan sevgisinin ne olduğunu bilerek büyüyebilirler.

 

Bu sorun nasıl çözülebilir? Sizin duruma iliskin önerileriniz neler?

 ODTÜ HAYDOST: Üretimin yasaklanması, düzenli kısırlaştırma, özel veteriner klinikleriyle anlaşmalar yapılması, hayvanseverlere bakım için özel alan verilmesi gibi çözümler çok daha kalıcı ve insancıl olacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Bozkurt sanrılarıyla kampüslerimizde yüzleşmek

SONRAKİ HABER

Obezite sağlıksız beslenmenin, sağlıksız beslenme eşitsizliğin sonucu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa