NFP örneği: Aşırı sağ nedir, nasıl yenilir?
NFP, neoliberalizmin sunduğu şartlara karşı halkların gerçek sorunlarına gerçekçi sorunlar sunarak RN’in hedef yanıltıcı retoriğinin karşısında galip geldi.
Fotoğraf: Eren Araman/Evrensel
Sude ŞENER
Boğaziçi Üniversitesi
Haziranda yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri ardından malumun ilanı gerçekleşmişti: Sağ ve aşırı sağ hem oy oranıyla hem de nüfuz alanıyla yükseldi. Neoliberalizmin ekonomik ve siyasi etkilerinin her anlamda dünya siyasetine ana unsur olarak yerleşmeye başladığı, milliyetçi ve şoven politikalarının kendini gösterdiği ve sosyal demokrasinin kalesi olarak görülen Avrupa’nın bu özelliğini kaybettiği uzun zamandır tartışılıyordu. Seçimle birlikte bu politikaların Avrupa halkları nezdinde karşılığını görmüş olduk. Peki buraya kadar mıydı, tarihin sonuna mı geldik? Yoksa yükselen sağa karşı başka biz seçeneğimiz var mı?
Avrupa’da katı göçmen ve karşıtlığı ile bilinen Macaristan ve Hollanda hükümetleri, Almanya’da koltuk sayısını arttıran nazi artıklarını barındıran AFD, İtalya’da başkanlığa oturan Mussolini hayranı Meloni, Arjantin’de testere sallayan Millei, Türkiye’de tüm odağını mültecileri mancınıkla göndermeye adamış milliyetçi partiler, kulağından vurulurken yumruğunu havaya kaldıran ve son zamanlarda epey popüler olan Trump. Hükümette olsun ya da olması aşırı sağcı partilerin aşırı görüşleri bir süredir karşılık buluyor gibi duruyor. “Önce İtalya ve İtalyanlar”, “Danimarka, Danimarkalılarındır”, “Make America Great Again” gibi sloganlar, kopyalarını yaratarak çoğalıyor. Sağın yükselişinin bir takım birikmiş sebepleri var; ekonomik kriz, savaş ve göçün yarattığı sorunlar, artan gıda enflasyonu ve genel olarak gittikçe daha da zorlaşan koşullar kendisini görünmez, duyulmaz hisseden vatandaşların şoven ve radikal görüşlere yaklaşması eğilimini açıklıyor. Haftalardır gördüğümüz misafirlik bitti postları ve yerde tekmelenen, bıçaklanmış olan sığınmacıların videoları da bunun bir göstergesi. Elbette sağcılığın ortak bir biçimde öne çıkan politikalarından biri göçmen karşıtlığı olsa da programlarında faşizan tek söylemleri bu değil. Kadın ve LGBTİ düşmanı, dinci-gericilik veyahut çeşitli dinlerden nefret (İslam karşıtı Geert Wilders gibi), yerli ve milli/muhafazakâr sermayeden yana olma ve devletin tüm imkanlarını onun önüne serme gibi politikalar da aşırı sağ paketinin içinde geliyor.
NFP AŞIRI SAĞA KARŞI NASIL KAZANDI?
Avrupa Parlamentosu seçimleri ardından en çok konuşulan olaylardan biri de 2017’den beri Fransa cumhurbaşkanı olan Emmanuel Macron’un meclisi feshetmesiydi. Fransa’da aşırı sağın temsilcisi olan Marine Le Pen’in partisi Ulusal Birlik (RN) sandıklardan %33 oyla birinci olarak çıkıp Macron’a fark atınca Macron; Avrupa’yı savunmak adına ulusal meclisi feshettiğini duyurdu ve 30 Haziran’da halkı erken genel seçime çağırdı. Emeklilik reformuyla yüzbinlerce vatandaşın sokağa dökülmesine sebep olan ve o zaman attığı adımlarla demokrasiyi, sendikaları, işçileri, öğrencileri hiçe sayan Macron zaten bir süredir itibarı sarsılmış bir hükümetle ülkeyi yönetiyordu. Öyle ki Marine Le Pen RN’in başındayken Göçmenler Yasası yürürlüğe girdiğinde, “biz zaten ideolojik olarak iktidardayız” demişti.
Peki nasıl oluyor da emeklilik yaşının 2 yaş büyütülmesine karşı sokağa dökülen, Avrupa’da tanık olduğumuz en kitlesel eylemlere ev sahipliği yapan ve daha ileri talepleri olan bir halk; RN gibi bir partiyi destekliyor? Bu sorunun pek çok yönüyle çeşitli cevapları var. Ancak özündeki neden siyasetin sınıflar üstü olmamasında yatıyor. Kendi talepleri için çeşitli hükümetlere cevap üretmek, çeşitli uygulamaları engellemek mücadelenin bir yanı. Ancak bir yanı temelde duruyor. Faşist partiler güvenlik endişeleri, vesayet söylemleri, ekonomik kriz gibi pek çok toplumsal sorunun çözümüne işaret eder gibi davranıyor. Sınıfsal olarak hizmet ettikleri burjuva klikleri gizlemenin yolunu, sistemin sorunlarını sol partilere, mültecilere LGBTİ’lere yıkarak başarıyorlar. Böylelikle tamamlanması için eksik tek parçası kalan bir yapboz gibi ellerine geçirdikleri her türden neden, toplumsal grup çözüm haline getiriliyor. Buna örnek olarak sokak hayvanlarına yönelik saldırıyı gösterebiliriz.
Fakat şunu söyleyebiliriz ki sağın yükselişine karşı bir cevap üretememek, bunu engelleyememek de bu çığın büyümesinin etkenlerinden biri. Burada karşımıza Fransa’nın sol, sosyalist güçleri çıkıyor. Meclisin feshedilmesi ve erken seçimin duyurulmasının ardından bir süredir tartışılan ama yol kat edilemeyen ittifak tartışmaları hız kazandı. 2022’de oluşturulmuş program etrafında yeniden bir araya gelerek seçimlere daha güçlü girebilmek için Yeni Halk Cephesi (NFP) oluşturuldu. “NFP güçlerinin üzerinde hem fikir olduğu konuların başında ise emeklilik reformunun iptal edilmesi, sosyal güvenlik sistemini parçalayan işsizlik fonu reformunun iptali, yakın dönemde parlamentoda kararname ile kabul ettirilen göçmenler yasası ve iltica reformu paketinin iptali, Filistin halkına karşı işlenen soykırıma karşı durma ve Filistin halkıyla dayanışma, Ukrayna’daki savaşın son bulması ve barış için girişimlerin desteklenmesi, savaş kışkırtıcılığı ve silah satışlarının durdurulması geliyor.”
Bugün geldiğimiz noktada NFP başarılı bir seçim kampanyası yürüterek seçimlerden birinci çıktı. Sol güçlerin arasındaki çeşitli fikir ayrılıkları, cephenin mutlak çoğunluğa sahip olamamış olması gibi sebeplerle henüz hükümet kurulamadı. Hatta sendikalar seçim sonuçlarına saygı duyulması ve NFP’nin programına göre hükümetin kurulması adına mevcut hükümete karşı sokağa çağrı yaptılar. Bu problemler nasıl atlatılacak, NFP başarılı olabilecek mi? Bunlar hala birer tartışma konusu ama NFP’nin yükselen aşırı sağ tehdidine karşı kurduğu cephe ve herkesin ayrılıklarını bir araya bırakıp faşizme karşı mücadele için ortak paydalarda birleşebilmiş olması umut verici. İşçi, emekçilerden yana bir iktidarın kurulabilmesi için de bu gibi örneklerin çoğaltılması şart gibi gözüküyor.
NFP, neoliberalizmin sunduğu şartlara karşı halkların gerçek sorunlarına gerçekçi sorunlar sunarak RN’in hedef yanıltıcı retoriğinin karşısında galip geldi. NFP’nin aşırı sağa karşı elde ettiği zafer, neoliberalizmin halklara zorladığı şartlar sonucu daha radikal hâle gelen kitleleri nasıl aşırı sağın yanıltıcı politikalarının pençelerinden kurtarıp, kendilerinin çıkarına olan bir yol almalarını sağlamak adına önemli bir örnek sunuyor.