İhmaller ve rant hırsı yangının körükleyicisi
Doğayı gözlerini rant hırsı bürümüş patronların ve ihmalkâr iktidarın elinden kurtarmak için bir araya gelmeli, çevre politikalarını yeterliliğini tartışmalı, teşhirini yapmalı ve önlem almalıyız.
Fotoğraf: Berkan Çetin/AA
Okan BERBER
ODTÜ
Yaz mevsiminde sıcaklıkların artmasıyla Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yangın haberlerini tekrardan görmeye başladık. Son 20 yılda her sene ortalama 16 bin hektar kadar orman yandı. Orman yangınlarına karşı yapılan mücadelelerin yeterli olmaması ve büyük alanlara sıçramasına engel olamama gibi sorunlardan dolayı yangınların kontrolü uzun zaman almakta. 14 ilde çıkan yangınlar kimi illerde yangınlar ormanlardan başlarken bazı illerde ise tarım arazilerinde çıkan yangınlar ormana sıçradı. Menderes’te 150, Selçuk’ta 350, Karaman’da 600 Diyarbakır ve Mardin’de 15000 olmak üzere en az 16050 hektarlık alan yandı. Bu kadar büyük alanların yanması ekolojik tahribatlara neden olacak. Öncelikle yangınlarla atmosferdeki karbonmonoksit gazının artması sera gazı etkisine neden olacak. Yangın tahribatına uğramış bölgelerin gelecek senelerde daha sıcak olması, ağaçların ve bitkilerin kurumasında dolayı oluşan yangınları artırabilir. Atmosferdeki karbonmonoksit gazı asit yağmurlarının da artışlara neden olabiliyor. Bu durum su kaynaklarında pH değişikliğine ve toprağın yapısını bozma gibi birçok sonuca sebep olacak. Zarar görmüş kara ekosistemine bir bıçak etkisi yapacak ve su ekosistemi de zarar görecek.
Bu kadar hektar alanın yanması ile akıllara devletin nasıl aksiyon alacağı ve nasıl ilgileneceği geldi. Tekrar ağaçlandırma yapılacak mı yoksa geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen Muğla’daki yangınlar gibi iktidar bu olayı kendi lehine çevirip bu bölgeleri ranta açıp beşli çete ve inşaat firmaları için yeni oyun alanları mı açacak? Sorunun cevabı ise her gün verilmeye devam edilse de en yakın cevap 17 Temmuz tarihinde verildi. 17 Temmuz 2024 Çarşamba günü yayınlanan Resmî gazetede 8732 sayılı Cumhurbaşkanı kararının eki karara göre Sinop, Muğla, Sivas ve Balıkesir gibi birçok ilde bazı ormanlık alanların orman sınırından çıkarılma ve imara açma kararı alındı. Anayasa’nın 169. maddesi gereği yanan alanların yeniden ormanlaşması gerekirken devlet tarım ve yerleşke alanları kurmak için ülkenin oksijen kaynaklarını yok ediyor. Bu kararla iktidarın sermayeyi tatmin etmek için neler yapabileceğini tekrardan görüyoruz.
İHMALLER SONUCU ORTAYA ÇIKAN TAHRİBAT
Tarım ve Orman Bakanlığı orman yangınları konusunda sigara izmariti ve cam parçası gibi basit önlemlere sıklıkla dikkat çekse de ormanlık alanlarda yapılan yapılaşmalardan bahsedilmiyor. Son yıllarda ormanlardan geçen elektrik nakil hatlarından çok sayıda yangın çıkmakta. Elektrik nakil hattı yangınları sayısal olarak yüzde 4 kadar olsa da yaktıkları orman alanı yanan alanların yüzde 20’si kadar. Bu durumda aklımıza ilk gelen acısını taze yaşadığımız, “anız” denilerek denetimlerindeki ihmalin üstünü çabasına girişilen elektrik hatları. Diyarbakır ve Mardin’de gerçekleşen “doğal” afet hem devletin yangın söndürmedeki yetersizliğini hem de ihmallerle yangını nasıl körüklediğini gözler önüne serdi. İhmaller ve yetersizlik, yangınların tahrip ettiği bölgenin yanında 15 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına sebep oldu. Bu felaketteki ekstra ihmal ve yetersizlikler bölge halkına yönelik özel bir politika mı güdülüyor sorularını sordurttu.
Doğal yaşamı gözlerini rant hırsı bürümüş patronların ve onlara tahribat için her türlü imkanlı veren, her imkana göz yuman iktidarın elinden kurtarmak için çözümü tahribatı engellemek isteyenlerin yapabilecekleri şeyler var. Bize düşen görevler tahribata uğramış bölgelerin insanlarıyla birlikte çalışma yürütmek ve bu hareketi o bölgede sınırlı bırakmayıp ülkenin dört bir yanında büyüklü küçüklü eylemliklerle bir araya gelmek. Ayrıca diğer bölgelerdeki hareketleri birleştirmek ve ekolojik tahribatın nelere neden olacağını konuşmak büyük önem taşıyor. Devletin afet ve çevre politikalarını yeterliliğini tartışmak, teşhirini yapmak, afet öncesi ve sonrası bireysel ve toplumsal alınması gereken önlemlerin konuşulması boynumuzun borcu.
KAYNAKÇA:
https://www.evrensel.net/haber/516073/orman-yanginlarinin-cikis-nedenleri-ortadan-kaldirilmali
https://www.evrensel.net/haber/522215/son-24-saatte-bin-50-hektar-yandi-orman-yanginlarinda-onlem-yok
https://www.evrensel.net/haber/523457/izmirin-selcuk-ilcesinde-orman-yangini-cikti
https://www.evrensel.net/haber/523477/balikesir-altieylulde-orman-yangini