24 Temmuz 2024 00:47

Temmuz zammı talebinin üstünü kapatma çabası

Ne hikmetse her zam dönemi mülteci problemi veya terör olayları daha da harlanarak önümüze koyuluyor, taleplerimiz etrafında toplanmamız engelleniyor.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Baran ATİLLA

Antep

 

Günümüz Türkiye’sinde ekonominin her yaş grubundan insanın hayatını zorlaştırdığı kuşkusuz. Açıklanan kemer sıkma politikaları, tasarruf paketleri, temmuz zammının yapılmayacağının söylenmesi okuyan ve çalışan gençleri doğrudan ilgilendiren bir konu. BES-AR'ın yaptığı araştırmaya göre tek başına yaşayan bir gencin yaşam maliyetinin 30 bin 672 lira olarak belirlendiği bir dönemde asgari ücretin 17 bin 2 lira olması işçi gençlerin gelecek kaygısı ve geçinebilme kaygısını daha da arttırmış durumda. Aynı zamanda bu durum emekçi ailelerin çocuklarına normal koşullar sağlamasını da engellemekte. Durum böyle olunca gençlerin sosyal hayatının olmaması, kendini bir alanda geliştirmek istese bile imkanlara ulaşamaması; okulda verilen niteliksiz eğitimin açığını ek kaynaklardan, dershanelerden kapatamaması, üniversite öğrencilerinin temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaması gibi hali hazırda mevcut olan problemleri daha da keskinleştiriyor. Hatta MESEM’in pilot şehri olan Antep’te MESEM’e yönelme artmış durumda. Gençlerin doğrudan okuldan ümidi kesip sanayiye yöneldiğini görebiliyoruz. Bunu da Antep OSB’de artan genç işçi oranından anlayabiliriz. Bu artan zorluklara rağmen Mehmet Şimşek’e göre asgari ücret yeterli, zamma gerek duyulmuyor. Peki durum gerçekten Mehmet Şimşek’in dediği gibi mi?

Gençlerin gelecek kaygısının arttığı, gündelik yaşamında yaşadığı zorlukların kendi yetersizliklerinden dolayı olduğunu düşündüğü, depresyona girdiği, hatta hayatına son vermeye düşündüğü somut gerçeklik, Mehmet Şimşek’i düpedüz yalanlıyor. Her geçen gün artan genç intiharlarının ekonominin kötüye gitmesiyle yoksul kesimi dahada yoksullaştıran bu programlarla artması pek şaşırtıcı değil. Bütün bunlar istenilen ara zammın gençlerin hayatından bağımsız olmadığını gösteriyor ve doğrudan gençlerin hayatını ilgilendiriyor.

“MUHALEFET” SORUNA PERDE GÖREVİ GÖRÜYOR

Bunlar olurken ana muhalefet neler yapıyor peki? Yerel seçimlerden sonra güç kazanan ana muhalefet patisinin Erdoğan iktidarından hesap sormasını bekleyen gençler yumuşama-normalleşme çalışmaları ile karşılaşıyor. Birçok genç ana muhalefet ve iktidar arasında pek fazla fark olmadığını bu günlerde fazlaca dile getiriyor. Ana muhalefet ve diğer sözde muhalefet partilerinin Erdoğan hükümetinin yürüttüğü yanlış mülteci politikasını kullanarak ekonominin ve diğer yaşanan bütün problemlerin sorumlusunu mültecilermiş gibi anlatması asıl sorunu saklama çabasından başka bir şey değil. Örnek olarak CHP Antep Milletvekili Melih Meriç’in Antep sokaklarına inip “bak buranın pisliği bunlar yüzünden” diye çektiği videolar ve mültecilerin toplu videolarını sosyal medyada paylaşıp kendince ürettiği komplo teorileriyle gençliği galeyana getirdiğini görebiliyoruz. Bu hamasi söylemlerin geçtiğimiz günlerde Kayseri’de taciz iddiası üzerine başlayan ırkçı saldırıların bir anda Antep, Hatay, İstanbul gibi birçok şehirde ırkçı saldırıların başlamasına sebep olduğunu görüyoruz. Aslında saldırıya uğrayan insanların iktidarın yürüttüğü politikalardan dolayı burada olduğunu, Avrupa’ya karşı şantaj olarak kullanıldığını unutturup esas problemler karşısında beraber olup tepki göstermeyi engellediği bariz bir şekilde ortada. Ne hikmetse her zam dönemi mülteci problemi veya terör olayları daha da harlanarak önümüze koyuluyor, taleplerimiz etrafında toplanmamız engelleniyor. İktidar ve muhalefet arasındaki danışıklı dövüş daha da belirginleşiyor iki tarafta patronların daha fazla kazanması için zam dönemleri bu problemlerin hazırlayıcısı oluyor.

ÖNCEKİ HABER

Cezayir Bağımsızlık Savaşı’ndan 2024 Türkiye’sine

SONRAKİ HABER

Başarısız değil, eşit değiliz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa