24 Temmuz 2024 00:58

Bir Suriyelinin yaşamının gerçeklikleri

“Erkek kardeşimi sokağa çıkmadan önce sürekli tutup tembihliyor buluyorum kendimi. Aklım sürekli onda, ya bir şey olduysa, acaba ona saldırmışlar mıdır diye endişe ediyoruz.”

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ziyad AHMED

Yıldız Teknik Üniversitesi

 

Geçtiğimiz haftalarda Kayseri'de göçmen birinin bir çocuğa cinsel saldırıda bulunması haberinin ardından mülteci düşmanı, ırkçı söylemlerin beslediği saldırılar sonucu Türkiye'nin birçok yerinde halk göçmenlere saldırdı. Göçmenlerin mağazalarını, evlerini, arabalarını yakan insanlar en sonda Suriyeli bir gencin ölümüne sebep oldu. Irkçı ve göçmen karşıtı tutumların böylesine sertleşmesi göçmenler için büyük endişe kaynağı oldu. Türkiye'de üniversite öğrencisi olan göçmen bir genç arkadaşımız bu olaylara ilişkin endişelerini bizimle paylaştı.

İnsanların göçmenlere saldırması ve olayların farklı şehirlere taşması size nasıl hissettirdi? İstanbul’da yaşayan biri olarak olayların buraya taşmasından endişe ettiniz mi?

Türkiye’deki bütün Suriyeliler bu tür olaylar yaşanınca nerde olursak olalım endişe ediyoruz maalesef. Mesela erkek kardeşimi sokağa çıkmadan önce sürekli tutup tembihliyor buluyorum kendimi. Gün içinde aklım sürekli onda, ya bir şey olduysa, acaba ona mı saldırmışlar diye endişe ediyoruz. Toplu taşımaya bindiğim zaman telefonla Arapça konuşmaya korkuyor oldum, normalde böyle değildim. Kendi kendime sen güçlüsün derim, korkmazsın derim ama yok, son olaydan sonra güven duygusu kalmadı içimde. Hatta artık bir yere gittiğim zaman eğer benden kimliğimi istiyorlarsa aşırı rahatsız oluyorum, şimdi Suriyeli olduğumu öğrenirler ve tepki alırım diye.

 

Okulda veya yaşadığınız yerlerde ne tür ırkçılıklara maruz kaldınız? Ders gruplarınızda Kayseri'de yaşanan olaylar ne kadar konuşuldu? Bu olaylardan sonra mezuniyet töreninde bazı kişilerin bozkurt işareti yaptığı görüldü. Derslere girerken veya kampüste zaman geçirirken bu göçmen karşıtlığı sizi ne kadar kısıtlıyor?

Ben okulumda ırkçılığa uğramadım, kendi bölümümdeki öğrenciler ve öğretmenler çok iyiler sağ olsunlar, hatta bizi seviyorlar gibi geliyor bana. Buna mutlu oluyorum çünkü tek güvenli yer okulummuş gibi geliyor bana. Ama kısıtlamaya gelecek olursak geçen sene staj ararken sırf Suriyeliyim diye reddedilmiştim. Telefonda her şey için anlaşmamıza rağmen yabancı öğrenci olduğumu belirtip getirmem gereken ek belge var mı diye sorduğumda reddedildim. Okulum gereğince zorunlu stajımı yapmam gerekiyor. Staj bulmak başlı başına zorken bulduğum yerden sırf Suriyeliyim diye reddedilmek çok üzmüştü beni. Artı olarak kazandığım burs da Suriyeli olduğum öğrenilince geri alındı.

 

Sizce bu saldırıların, göçmen karşıtlığının sebebi ne? İnsanlar yaşadıkları ekonomik sorunların sebebi olarak niye göçmenleri görüyor?

Bu soruyu cevaplamak için biraz geriye dönmek isterim. Suriyeler Türkiye'ye ilk geldikleri zaman, yaklaşık 2014-2015 yıllarında iktidar “Suriyelilere ev, iş verdik” gibisinden açıklamalar yaptı ama tabii ki bunların hepsi yanlış. Birleşmiş Milletler Türkiye’deki Suriyeliler için devlete para ödüyor. Mesela biz devlet hastanelerinde para ödemeyiz, 2020 yılına kadar devlet okullarında para ödemiyorduk. Bunların hepsi Birleşmiş Milletler tarafından ödendi ve doğal olarak Türk devleti bize bir kuruş bile harcamadı. Biz zaten çalışıp kendi paramızı kazanıyoruz. Bu ekonomik sorunların sürekli bize yüklenmesinin ilk sebebi. İkinci sebebi ise biz Suriyelilerin işverenler tarafından ucuz iş gücü olarak görülmesi. Türkiye vatandaşları hakları olan maaşları istiyorlar diye çalıştırılmıyor. Biz ise göçmenler olarak yabancı bir ülkede karşımıza ne çıkarsa çalışmak, para kazanarak ailemizi geçindirmek zorundayız. Halk da işsizlik bu kadar artmışken çalışan Suriyelileri görüp çıldırıyor. Sonuç olarak ekonomik sorunların sebebi olarak biz göçmenleri görmeleri gerçeğin bu şekilde olmadığını değiştirmiyor.

 

Peki Türkiye'nin Suriye'de yaptığı sınır ötesi operasyonlardan ve bunların sebebinden ne kadar haberdarsınız? İktidarın Suriye’deki doğal kaynakları kullanması ve politik olarak milliyetçilik ve göçmen karşıtlığını körüklemesi arasındaki çelişkiyi nasıl ön plana çıkarabiliriz?

Bu da büyük bir sıkıntı. İnsanlar Türkiye’nin Suriye’de asker bulundurmasının bizim iyiliğimiz için olduğunu düşünüyor. Ama tabii ki belli başlı çıkar ilişkisi olmazsa devletin böyle bir şey yapmayacağı kesin. Kısacası Suriye’yi bir pasta olarak hayal edersek Türkiye başta olmak üzere Rusya, İran, ABD gibi ülkeler bizim topraklarımızdan, kaynaklarımızdan bir dilim koparmaya çalışıyor, kendi menfaatleri için bizimle oynuyorlar.

 

Bu milliyetçilik ve göçmen karşıtlığının çözümü sizce nedir? Herkesin eşit ve özgür bir şekilde yaşamını sürdürmesini nasıl sağlayabiliriz?

İlk olarak biz göçmenlerin devletten herhangi bir yardım almadığını, yaptığımız her şeyi kendi başımıza çalışarak elde ettiğimizi bilmesi gerekiyor. Artı olarak her seferinde “suçlusunun” biz olmadığımız ekonomik krizlerin gerçekte niye yaşandığını öğrenmemiz ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Zam da var krizde!

SONRAKİ HABER

Şimşek’in başaramadıkları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa